1- SATIŞ
İMKANLARIMIZI ELVERİŞLİ HALE GETİRMELİYİZ.
Acaba müşterimizin istek ve arzularını bizim sahip
olduğumuz mekan karşılıyor mu? İş yerine girdiği zaman müşteri rahatlamalı, her
türlü ihtiyacını karşılayabilmeli.
2- MALLARIMIZ
KALİTELİ OLMALI
Ucuz mala müşteri bir defa gelir. Çünkü ucuz ve
kalitesiz mal bir defa satılır. Ürettiğimiz malı kalitesinin kuvvetiyle
satmalıyız. Hangi hizmeti sunarsanız sunun, hangi reklamı yaparsanız yapın,
satış imkanınız ne kadar mükemmel olursa olsun, satış ortamı içinde malın
kalitesi birinci planda olmalıdır. Yoksa belli bir süre sonra piyasadan
silinirsiniz.
3- MALIN
TANITIMI ÇOK ÖNEMLİ ( REKLAM )
İLANLARIMIZIN
ETKİLİ OLMASINI SAĞLAMALIYIZ.
İlancılık bir
sanattır. Profosyönellere yaptırılmalı.
İlanlara gereken önem verilmelidir. En verimsiz ilan
işten anlamayan birinin yazdığı ilandır. Başarılı bir ilan; müşterinin
düşündüğü gibi başlayan ilandır. İlanda satıcının özellikleri değil, alıcının
özellikleri göz önünde tutulmalıdır. İlan metni yazacak biri müşterilerle içli
dışlı olmalı, onları tanımalı; onların hislerinden, düşüncelerinden,
ihtiyaçlarından habersiz insanlar ilan metni hazırlayamazlar.
40
yıllık reklamcılık uzmanı Victor O. Schwab bir ürünün satışındaki en önemli 5
faktörü şöyle sıralar.
1- Potansiyel alıcı kitlenin
dikkatini çekmek.
2- Ürünün onlara sağlayacağı
yada sağladığı en az bir avantajı göstermek.
3- Bu avantajı kanıtlamak.
4- Alıcıda o avantajdan
yararlanma isteğini ve ihtiyacını uyandırmak.
5- Alıcıyı, o ürünü almaya
teşvik etmek.
Bunlardan yararlanan satıcılar,
bazen televizyonu, bazen gazeteyi, bazende dükkandaki tezgahı kullanarak bizi
satın almaya zorlar dururlar.
REKLAMCILIK
1- İlan levhaları çok iyi
düşünülmeli.
2- Resimlerin gücü göz ardı
edilmemeli
3- Herkesin dikkatini üzerimize
nasıl çekeriz düşünülmeli.
(Mavi jeans’ in kaliteyi yakaladıktan sonra
helikopterle Sultan Ahmet meydanına 2000
kot atması )
BAŞKALARININ DİKKATİNİ ÇEKMEYE YARAYAN YOLLAR
Sizden beklenenin tam tersini yapmak.
Hepimiz,
bize öğretilmiş olduğu gibi, yani belirli ‘ klişeleşmiş ’ tavırlar içinde
davranır, tepkilerimizi böyle ‘ alışıldık ’ biçimlerde gösteririz:
· Saldırıya karşı saldırı ile
· Suçlanmaya ise savunma ile
cevap verir
· Başkasının yanlışını, yüzüne
vurur ve hemen eleştiririz
· Yüksek mevki kişilere karşı,
saygı ve çekingenlik duyarız
· Yenilgileri de boyun eğme
ile karşılarız
ama beklenilenin aksine ve şaşırtıcı bir biçimde
davranmakla fark edilir, öne çıkar ve önemsenmeye başlarız.
Bilinçli olarak iltifat etmek.
Bunun
etkisini görmek istiyorsanız şunları deneyin: Bir insana herhangi bir nedeni
olmaksızın ve direkt olarak bugün çok iyi göründüğünü söyleyin.
Bilinçli olarak karşınızdakileri ‘
kışkırtmak ’ yada ‘ meydan okumak ’.
Üstün bilgi yöntemi.
Rakibin
önceden incelenmesini ve onun hakkında önceden bilgi toplanmasını öngörür:
· Doğum tarihi, burcu ve
çocukları
· Üye olduğu dernekler,
gruplar
· Dost ve akrabaları
· Özellikle sevdiği şeyler
· Kişisel ve mesleki geçmişi
· Ailesi
· Dolaylı yol yöntemi ( nazara
verdirme )
daha biz rakibimizle karşılaşmadan önce araya başka
kişileri yada iletişim araçlarını koyarak, onun dikkatini kendi üzerimizde
toplamak için yapılan bir çalışmadır.
4- Anketler ve kamu oyu
araştırmalarıyla halkın ne istediği bilinmeli ona göre davranılmalı. İlanlar
ona göre hazırlanmalıdır.
Başkalarının istemediği bir şeyi
satmak kadar, bize zarar getirecek bir şey yoktur. Onun için herkesin ne
istediğini anlamak ve satış planlarını müşterilerinin arasında hazırlamak
gerekir.
Gilette fabrikası 30 bine yakın müşterisine giderek
nasıl bir bıçak istediklerini öğrenmiştir.
4-MALLARIMIZI İYİ TEŞHİR ETMELİYİZ
A- ANBALAJ İYİ OLMALI
Sadece malın kaliteli olması önemli değildir.
Satışta ambalajda önemlidir. Ambalaj sanayi çok gelişti bundan mutlaka istifade
edilmeli. İyi düşünülüp tasarlanmış bir ambalaj dikkati çeker ve alımı
hızlandırır.
B- VİTRİN İYİ HAZIRLANMALI
Malların yerleştiriliş biçimi müşterilerimizin
ilgisini çekecek şekilde olmalı.
Mallarımızı göstermeye gereken önemi vermiyoruz.
Halbuki vitrinin cazip olması gerekir. İnanın cazip hazırlanmış bir vitrin,
satışı % 20-30 oranında arttırır.
5-MÜKEMMEL BİR HİZMET SUNMALIYIZ.
Önce hizmeti düşünün ve hizmet
verin para kendiliğinden gelecektir. Onun için müşterilerinize beklentilerinin
ötesinde hizmet verin. Verdiğiniz her zaman umulandan ve beklenenden fazla
olsun.
Tek bir patron vardır;
müşteri. Parasını başka yerde harcayarak; herkesi işten çıkartabilir.
SAM
WALTON
Sermayemiz para değil,
müşterimizdir.
Müşteri haklarının tüm çalışanlarca takibini sağlayınız.
Unutmayın müşteri her zaman en önemli kanun koyucudur.
6-
İNSANLARLA
YÜZ YÜZE GELECEK PERSONELİMİZİ İYİ
SEÇMELİYİZ. YENİ ALDIĞIMIZ ELEMANLARI DA YETİŞTİRMELİYİZ.
Personelimiz
her gün yüzlerce müşteriyle yüz yüze gelir. Ve şirketimizi ya batırır yada
çıkarır. Karın sihiri iyi seçilmiş, iyi eğitilmiş, iyi ücret alan tezgahtardır.
Unutmayın; bir mağazada en önemli şey : Tezgahtarın
bilgisi, zekası, kabiliyeti ve tatlı yüzlülüğüdür. Satışta her şey bundan sonra
gelir.
PERSONEL SEÇİMİNDE NELER ARAMALIYIZ?
1- Görünüşü güzel olmasa da
sevimli olmalı.
2- Güler yüzlü ve nazik olmalı.
3- Atılgan ve cesur olmalı.
4- Çabuk cevap verip düzgün
konuşabilmeli.
5- Tahsilli olması faydalıdır.
6- Aile münasebeti düzgün
olmalı.
7- İş canlısı olmalı, her işe
koşmalı. Bu benim işim değil yerine, ortada kalmış her iş benim işim diyen
fertler olmalı. Yani çalışanlar akan kanı durduracak tampon gibi olmalıdır.
Nerede yardıma ihtiyaç varsa oraya koşmalıdır.
8- Diğer çalışanlarla uyumlu
bir şekilde geçinmeli, ekip elemanları bir aile gibi olmalıdır.
9- Elemanlarda müşteriye hizmet
anlayışı olmalıdır. İnsanları mutlaka sevmelidir. Yoksa zaten hizmet etmez.
Hizmet anlayışı olmayan birini işe alıp eğitmeye
çalışmak ; bir kediye şarkı söylemeyi öğretmek gibidir. Bu sizin zamanınızı
alırken kediye eziyet etmekten başka bir işe yaramaz.
10- Öğrenme azmi varsa TECRÜBE o
kadar önemli değildir, başlangıçta bu olmasa da olur.
Çoğunlukla bir iş için tecrübesi, öğrenmesine ve
eğitilmesine engel olacak yaşlı insanlardan ziyade, henüz işi öğrenecek
tecrübesiz genç kişileri almak daha iyidir. Tecrübe gelişme yolunda bir engel
olabilir. Onun için tek başına tecrübenin kıymeti yoktur.
Ayrıca işletmelerin eğitimle yükseleceğini
unutmamalıyız. Kalifiye personelin az olduğu şu devirde firmalar kendi adamını
kendileri yetiştirmelidir.
Güler yüzlü, iş tatminine ulaşmış, gayretli, kendini
sürekli yenileyen, sorumluluk sahibi ve inisiyatif almaya istekli, otorite
karşısında disiplinli, bilgili elemanlar yetiştirmek zorundayız.
KÖTÜ ORTAMDA İYİ İŞ ÇIKMAZ.
7-
ELEMANLARINIZA
İŞ TATMİNİ SAĞLAMALIYIZ.
“KÖTÜ ORTAMDA
İYİ İŞ ÇIKMAZ.”
1-
Personelinize
güven vermelisiniz. Acaba beni ne zaman işten çıkartacak psikolojisi içinde
olan insanlardan verim alınamaz.
2-
Çalışacakları
temiz bir ortam sunmalıyız.
3-
Dinlenme
zamanlarında onları rahat ettirecek mekanlar olmalı ( Amerikan
Kolejinde öğretmen odasında çay set vardı isteyen çayını içiyordu.)
4-
Adaletli ve
tatmin edici bir ücret politikanız olmalı. Müessesede ücretler çalışma
oranına göre tespit edilmelidir. Çalışanla, çalışmayanın aynı ücreti aldığı bir
iş yerinde canlılık, verim ve zevk olmaz. Ne kadar iş üretirse üretsin aynı
ücreti alan birisi, zamanla yavaş çalışmanın daha iyi olduğunu düşünecektir.
Ayrıca aldığı ücreti verdiği hizmetle ödeyemeyen hiçbir personel yerinde
kalmamalıdır.
5-
Onlara
yapacakları değişik işler bulmalısınız Aynı işi yapmak, yapılan işin sınırlı
olması, insanın ruhunu sıkar. İnsanlar yeteneklerini geliştirebilecek bir dizi
etkinlik yürüttükleri zaman işlerine daha çok sarılırlar
6-
Verdiğiniz
görevin tamamını yapmalarını sağlayın İşin küçük bir
bölümünü değil de tamamını yapmak, baştan sona işi götürmek, “bunu ben yaptım”
ya da “şunu ben ürettim” diyebilmek insana hoşnutluk verir.
Ayrıca şu hususlar personelinizin memnuniyeti açısından çok önemlidir:
1-Onlara gösterdiğiniz özen
2-Sizinle ilişkisi
3-Kararlarınıza
katılımı
4-Düşüncelerinin
kabul görme derecesi
5-Çalışma
şartları
6-İş
tatmini (İşi anlamlı bulmalı, iş önemli ve ilginç görüldüğünde çalışanlar
daha fazla motive olur. Onun için değecek bir şeyi yaptığına veya ürettiğine
inanmalı.)
7-Sorumluluk
taşımak (İnsanların işte kendilerini
rahat hissetmeleri için onlara belli bir oranda özerklik tanımak gerekir. Bu da
şu demektir;
a)
Özgürlük tanımak : Emirler vermek yerine, insanlara kendi
görevlerini programlama ve yürütme
yetkisini tanıyın. Bu onları, kendi
yöntemlerini geliştirmeye, sorumluluk alma konusunda hazır olmaya ve sorumluluk
almadan mutlu olmaya yöneltecektir.
b)
Güç vermek : Bütün kararları kendiniz vermek yerine,
çalışanların yaptıkları işin sonucundan sorumlu olmalarını sağlayın. Bu
yaptıkları işten kişisel olarak gurur duymaları sonucunu getirecektir.
İnsanlara, sorumluluk alma
fırsatını tanımanız önemlidir. İşin içine ne kadar çok girerlerse, o oranda
sorumluluk alma isteği taşıyacaklardır.
Bu nedenle hangi kişilere ,
ne gibi sorumluluklar verilmesi gerektiğini belirlemelisiniz. Şaşırtıcı
sonuçlar elde edebilirsiniz. Örneğin; hiç fazla mesaiye kalmayan ve işle ilgisi
yokmuş gibi görünen bir yardımcının aslında sorumluluk eksikliğinden şikâyetçi
olduğunu, sorumluluk verildiğinde gece gündüz iş yerinden çıkmadığını
göreceksiniz.
İnsanın beklediği sorumluluğu
ona yüklemek, büyük bir motivasyondur. Ek sorumluluklar vermek de öyledir.
Tabii, sorumluluk almanın, kendilerini geliştirmenin bir yolu olduğunu ve
gelişmelerini dikkatle izlediğinizi, insanlara açıkça belirtmeniz şartıyla.
İŞİ NE KADAR
ANLAMLI HALE GETİRİRSENİZ, İNSANLAR YAPTIKLARI İŞE O KADAR İLGİYLE SARILIRLAR.
İNSANLARA NE KADAR ÖZERKLİK TANIRSANIZ, SONUÇLARIN SORUMLULUĞUNU ÜSTLENMEYE O
KADAR ÇOK GÖNÜLLÜ OLURLAR.
8- KENDİNİZİ
GELİŞTİRMEYE ZAMAN AYIRIN, UFKUNU GENİŞLETİN:
Sahip olduğu şeylerle yetinmeyin, daha iyiye
ve kusursuza ulaşma gayreti gösterin. Bir insanın yaşamındaki olumlu gelişmeler, her zaman
kişisel gelişmeyi gerektirir. Görüşünüzü gerçekleştirmek için nasıl bir gelişme
içinde olmanız gerektiğini düşünün. Sonra da arzu ettiğiniz kişi olabilmek için
neler öğrenmeniz gerektiğini belirleyin. Öğrenmeyi ve gelişmeyi hep sürdürün,
okumaya aşık olun.
“NE
YAZIK Kİ, BU GÜNKÜ İNSANIMIZIN EN KAREKTERİSLİK BİR YANI, OKUMAMAK VE
DÜŞÜNMEMEK. ZANNEDİYORUM BİZİ VERİMSİZ HALE GETİREN DE İŞTE BU. İSTİSNALAR OLSA
DA, BU BİR GERÇEK.” F.G.
“ÇOK KİTAP OKUMALI, MESELA BİNLERCE
SAYFALIK KİTAPLAR ÇOK KISA ZAMANA SIKIŞTIRILARAK OKUNMALI VE HAZMEDİLMELİ.
KİTAP OKURKEN DE DİKKATİMİZİ ÇEKEN ORİJİNAL YERLER NOT ALINMALI VE GEÇMİŞ
MALUMATIMIZA DAYANARAK GÖRDÜĞÜMÜZ EKSİKLİKLER TAMAMLANMALIDIR. F.G.
“ Bulunduğunuz
yerin en iyi süngeri siz olun.”
“En büyük ve karlı yatırım,
kendine yapılan yatırımdır.”
David J. SCHWARTZ
1- YENİ İCATLARIN VE
FİKİRLERİN ÖNÜNÜ AÇIN
“KİMDEN GELİRSE GELSİN İNSAN, KENDİ
SİSTEMİNE, KENDİ DÜŞÜNCELERİNE, KENDİ DÜNYASINA VE KENDİ MENFAATİNE OLACAK
BİLGİ VE MÜLEHAZALARDAN FAYDALANMAYI BİLMELİ VE HELE TECRÜBE SAHİPLERİNİN
TECRÜBELERİNDEN YARARLANMAYI DA, ASLA İHMAL ETMEMELİDİR.” F.G.
“AKILLI İNSAN YANILMAYACAĞINI İDDİA
EDEN VE BAŞKALARININ FİKİRLERİNE KARŞI
MÜSTAĞNİ KALAN İNSAN DEĞİLDİR. AKILLI İNSAN YANILMASININ BEŞERİ OLDUĞUNU
KABULLENEREK, İŞLEDİĞİ HATALARI DÜZELTEN VE DEĞİŞİK DÜŞÜNCELERİ DEĞERLENDİRİP
ONLARDAN İSTİFADE ETMESİNİ BİLEN İNSANDIR.
F.G.
Yöneticiler; emir veren
kişiler olmaktan ziyade, en alt kademeden en üst kademeye, çalışanların
problemleri ve önerileriyle ilgilenen liderler konumunda olmalıdır. Onların
yapacağı asıl iş, genel koordinasyonun temini ve çalışanların en başarılı
şekilde yönlendirilmesidir.
Yeni fikir ve önerilere açık olun.
İşe yaramaz, yapılamaz, hiçbir değeri yok, aptalca gibi kelimeler ağzınızdan
hiçbir zaman çıkmasın. Yeni fikirlere ve görüşlere açık olduğunuzu karşı tarafa
hissettirin.
Farklılık
çeşitlilik, zenginlik demektir. Şöyle bir düşünün çevrenizde bilgilerinden,
tecrübelerinden, zekalarından faydalanılacak kim bilir kaç insan var.
Yeni fikir ve görüşlere açık
olduğunuzu karşı tarafa hissettirin. Çalışanların fikirlerinden ve
düşüncelerinden istifade etmesini bilin. Farklı düşüncelerin toplandığı bir
havuz olun.
Hiçbir müdür ; kendisini emri altında
çalışan personelin tamamından daha akıllı
saymamalıdır. Yüzlerce personelin
çalıştığı bir işyerinde bilgilerinden, tecrübelerinden, zekalarından faydalanılacak kim bilir kaç
insan vardır?
Japonlar bunu çok iyi yapıyorlar.
Çalışanların her türlü teklif, tavsiye ve uygulamalarına kapıları açıktır.
Herkesin düşündüğünü söyleyebildiği bir ortamda ortaya çok güzel şeyler çıkar.
Nerede hür düşünmek ve düşündüğünü
söylemek kısıtlanmışsa, orası geri kalmıştır.
Ayrıca bize fikir de vermesine olanak
tanımadığımız sürece, bir insanın kas gücünün yüzde yüzünü elde etmeniz
psikolojik yönden olanaksızdır. A.B.D.’ de Endüstri işçileri üzerinde tutulan
kayıtlarla bu husus şüpheye yer vermeyecek şekilde kanıtlanmıştır. Yönetimde
kesinlikle söz sahibi olmayan, öneri ve fikir katkısında bulunmayan, kendi
düşüncelerini ifade etmelerine izin verilmeyen işçiler, tavsiyelerde bulunmaya teşvik edilenlere kıyasla daha az
iş yapmaktadırlar.
Kalımcı Yönetim Robert C. Hood’ un her alanda kullandığı yöntem. Bu sistem ailede
de uygulanılabilir. Haftalık toplantılarla çocuklar dinlenir, onların da
fikirleri alınır.
“İNSANLAR OLUŞTURMASINA YARDIMCI
OLDUKLARI ŞEYLERİ DESTEKLERLER.”
“Hayatta başarılı olmanın sırrının
başkalarının tecrübelerinden yararlanmayı bilmek, verilen öğütleri can
kulağıyla dinlemek, ilgili yayınları dikkatle okumak ve kazanılan bilgileri
değerlendirmek olduğuna inanırım. Dolayısıyla iş hayatındaki başarımı, mesai
arkadaşlarımla kurduğumuz; uzun yıllar süren yakın iş birliği sağlamıştır.” Vehbi KOÇ
2-BEYİN TAKIMINIZI KURUN
“GÜNDEM BELİRLEMEK VE HADİSELERİN NABZINI ELDE
TUTABİLMEK İÇİN DEVAMLI FİKİR VE DÜŞÜNCE ÜRETEN BİR ‘BEYİN KADROYA’ VE
DÜŞÜNCELERİ PRATİĞE DÖKECEK ‘DİNAMİK İNSANLARA’ İHTİYAÇ VARDIR. TABİİ BÜTÜN
BUNLAR, BİRER PLAN VE PROGRAM GEREKTİREN İŞLERDİR.” F.G.
Artık “Tek Adam” “ One Man Show” devri
geçti. Başarılı olmak istiyorsanız
takımınızı kurun. Sermayede,
çalışmada ve düşüncede kolektif hareket edenler için karın sınırı
yoktur.
Vehbi KOÇ
3-KENDİNİZİ BAŞARILI İNSANLARLA KARŞI KARŞIYA
GETİRİN
Başarılı insanları gözlemleyin. Onlara sorular sorun. Onları taklit
edin. Göreceksiniz zamanla onlar gibi düşünmeye başlayacaksınız.
4-OLUMSUZ DÜŞÜNENLERİ YAKIN ARKADAŞ OLMAKTAN ÇIKARIN.
Kendilerine ait hiçbir hayali olmayan insanlar, sizinkileri
göremezler. Bu tarz insanlar gelişiminizi engeller, sizin duyduğunuz aşk ve
şevki öldürürler.
2- MUTLAKA BAŞKALARINDAN FARKLI BİR
ÖZELLİĞİMİZ OLMALI. BİZİ TANITACAK OLAN BU FARKLI ÖZELLİĞİMİZDİR.
Zihniniz devamlı insanların ihtiyaçlarıyla meşgul
olsun. İnsanlar neler alıyorlar, nereye gidiyorlar, nelerden hoşlanıyorlar? Yaşadığınız ortamı bu sorular
çerçevesinde değerlendirin, İnsanların hoşuna gidecek onların memnun olacağı
şeyleri anlamaya ve bulmaya başladığınız an nelerin kabul göreceğini, nelerin
kabul görmeyeceğini seziyorsunuz demektir. Böylece iş hayatında yanlış adımlar
atmamış olursunuz.
Devamlı farklı şeyler düşünmek için gayret edin. Kendinize şu soruyu
sorun ; “ İnsanlara başkalarından farklı olarak ne verebilirim?”
“Hangi ihtiyaçlarını karşılayabilirim?”
H. İbrahim’in “SEÇ MANAV’ ı” Herkes kendi eliyle alacağı şeyleri seçtirme.
Özdiller’ in çocuk eğlence merkezi. Diğer
benzinliklerden farklı.
3- MÜŞTERİ HAKLARININ TÜM ÇALIŞANLARCA TAKİBİNİ
SAĞLAMALIYIZ.
Şunu bütün çalışanlara öğretmeliyiz;
“Tek patron vardır; müşteri. Parasını başka yerde harcayarak; herkesi
işten çıkartabilir.”
Sam WALTON
“Müşteri velinimettir.”
“Sermayemiz para değil, müşterimizdir.”
4- ÇALIŞANLARI YETKİLENDİRMELİYİZ.
5- MÜESSESEDE GÖREV AŞKI MEYDANA
GETİRMELİYİZ. HEYECAN UYANDIRMALIYIZ.
“Başarının asıl sırrı coşkudur...Tüm
gelişmelerin altında coşku yatar. Coşku olduğunda başarı muhakkak gelir.
Coşkunun yokluğunda ise ancak mazeret vardır.”
Walter CHRYSLER
“ Coşku, zekadan daha önemlidir.” Albert EINSTEIN
“COŞKULU OLUMLU VE DOST TAVIRLI OLUN” Roger AILES
Coşku, kızamıktan daha
bulaşıcıdır. Kayıtsızlık ve
coşkunsuzlukta öyle.
Mesleğiniz ve göreviniz ne olursa olsun
kendinizi bir satıcı gibi görün. ( Kendini ve davasını pazarlayan ve satan bir
kişi. ) Her gün, insanlara ve diğer teşkilatlara kendinizi satıyorsunuz. Belki
başarılı, belki başarısız olarak. Unutmayın ki satıcı daima ataktır ve
aktiftir. İnsanların ilgisini çekebilmek için, çarpıcı ve canlı olmanız
gerekir.
“TENBELLİK VE TENPERVERLİK, HER
TÜRLÜ ZİLLET VE MAHRUMİYETİN EN BAŞTA GELEN SEBEBLERİNDENDİR. KENDİNİ RAHAT VE RAHAVETİN KUCAĞINA SALIVEREN ÖLÜ RUHLARIN,
BİR GÜN ZARURİ İHTİYAÇLARININ DAHİ, BAŞKALARI TARAFINDAN KARŞILANMASINI BEKLEME
GİBİ BİR ZİLLETE DÜÇAR OLACAKLARINDA ŞÜPHE YOKTUR. F.G.
Heyecan bir ilaçtır. Heyecan ve aşk birer manevi güneştir. Bu
güneşin ışınları ümitsizlik mikroplarını öldürür.
Başında bulunduğunuz müessesede hoşnutsuzluğu, tembelliği, durgunluğu,
kovun. Bunun yerine; kardeşlik, heyecan ve hareket koyun.
COŞKULUYSANIZ, DURUŞUNUZ İYİYSE, DOSTÇA
BİR TAVIR İÇİNDEYSENİZ VE RAHATSANIZ, DOĞRU TİPTE ENERJİYE SAHİPSİNİZ DEMEKTİR.
ONUN İÇİN COŞKULU, OLUMLU VE DOST TAVIRLI OLUN. Kate KEENAN
6- BAŞARMANIN EN KOLAY YOLU, BAŞKALARININ
DURDUĞU ZAMANDA YÜRÜMEYE DEVAM ETMEKTİR.
Tamer’ in market işletirken
yaptığı gibi ( Dükkanında yatmış gece saat üçte dahi olsa müşterisinin
hizmetindeymiş.) Diğeri batmış o ayakta
kalmış.
7- MÜESSESEDE ÇİFTE YÖNETİMDEN
KAÇINILMALIDIR.
Hangi sebeple olursa olsun,
bir müessesenin iki yöneticisi olmaz. Hangi gemide eşit yetkiye sahip iki
kaptan vardır. Çift başlı müesseselerde çabuk karar verilemez. Yetki tartışması
ortaya çıkar. Zorluğun üstüne gitmeyi hiç biri istemez.
8- LÜZÜMSUZ HARCAMALARIN VE İSRAFIN ÖNÜNÜ
KESMELİSİNİZ.
Düzgün kapatılmayan bir
musluğun boşa akıttığı su miktarı bir yılda on tonu bulur. Kaldı ki o musluk
orada daha bir çok işin yolunda gitmediğini gösterir.
9- TAKİP SİSTEMİNİZ OLMALI.
Bir
müessese başarı için, yıllık bilançoları beklememelidir. Birimlerden aylık,
haftalık raporlar istenerek dikkatle incelenmelidir. Hatta günlük raporlar
herhangi bir aksaklığı derhal düzeltme imkanı verir. (Askerdeyken ocakları
günlük takip ederdim.)
SATIŞ ELEMANLARININ DİKKAT
EDECEĞİ ŞEYLER.
1-
MALI TANIMALISINIZ.
Malın kalitesini anlatmak, fiyatını anlatmaktan daha
önemlidir. Onun için satacağınız eşyayı iyi tanımalısınız. Ve fiyatını malı
sevdirdikten sonra söylemelisiniz.
2-
MÜŞTERİYİ TANIMALISINIZ.
ONUN NE İSTEDİĞİNİ İYİ ANLAMALISINIZ.
Alıcıyla iletişim kurmak çok önemlidir. Bunun için
müşteriyle konuşmalı, ona eşyayla ilgili sorular sormalı ve onun ne istediğini
öğrenmelisiniz. Onu elinizden geldiğince konuşturun. Sıcak bir hava oluşturun.
Böyle davranıldığı takdirde müşteri mala karşı daha sıcak yaklaşır.
3-
MÜŞTERİNİZİN GÜVENİNİ KAZANMALISINIZ.
Dürüstlük, insanlar arasındaki güvenin temelini
oluşturur. Bunun için dürüstlük uzun vadede en iyi politikadır. Taahhütlerinizi
yerine getirin, randevularınıza uyun. Daima sözünüzde durun. Tutarlı olun.
4-
MÜŞTERİNİZE KENDİLERİNİN
CEPLERİNDEKİ PARADAN DAHA ÖNEMLİ OLDUĞUNU HİSSETTİRMELİSİNİZ.
Ona misafir gibi davranın. Saygılı olun. Onu tatlı
diliniz, nezaketiniz, hoş esprilerinizle etkilemelisiniz. Kendisine hayatınızda
özel bir yeri varmış gibi davranın. Meşgulseniz bile müşterinin varlığına
kayıtsız kalmayın. Alış-veriş ortamını sonuna kadar takip edin. Onu dikkatle
dinleyin. Bu onu önemsediğinizi gösterir. Onun ihtiyacını tam olarak giderme peşinde olun.
Beklentilerin ötesinde hizmet verin. Parolanız müşterinize mal satmak değil,
müşteriye hizmet etmek olmalıdır.
5-
RAKİPLERİNİZİ ELEŞTİRMEYİN. BİR
ÖNCEKİ MÜŞTERİNİZLE OLAN PROBLEMİ
SONRAKİNE TAŞIMAYIN.
Kendinizin
arkasından da konuşabileceğinizi düşünür.
Ayrıca İnsanların her hangi bir şeyi, hatta rakiplerini bile
eleştirmeleri sevmediğini, ne yazık ki pek çok satış elemanı fark etmez. Eğer
iyi bir izlenim bırakmak istiyorsanız, asla başka birini veya ürünü eleştirmeyin.
Onun yerine kendi ürününüzü övün.
6-
KENDİNİZE GÜVEN
DUYMALISINIZ.
Kendilerine güven duyarak hareket eden kimseye
başkaları da güven duyacaktır. “Kendine
güven, kendine güvendiğin her halinden belli olsun, kendine daha çok güvenmekte
olduğunu fark edeceksin. Bundan daha önemlisi, müşteri adaylarının da sana daha
çok güvenecek olmasıdır. Vasat satıcılar gördüm güvenli davranmayı ve konuşmayı
bildikleri için başarılı olmaktaydılar. Ve görünürde satış işinin teorisini çok
iyi bilen elemanlar gördüm, bu güven duygusunu sergileme hünerinden yoksun
oldukları için maalesef başarısızdılar.”
Newyork’ da ki Nationel Sales Executives ( Ulusal satış yöneticileri
derneği) başkanı Bob WHITNEY
“ Başını dik tut. Karşındakinin gözlerinin içine
bak...Kendine güvenen bir tarzı bilinçli olarak benimseyin Unutmayın siz
kendinize inanır ve kendinize inanarak davranırsanız, başkaları da size
inanacaktır.” Kişilik Enstitüsü
Kurucusu Bob BALE
7-
ALICILAR HER ZAMAN EN
İYİSİNİ VE EN YENİSİNİ İSTERLER, FAKAT HİÇBİR ZAMAN ONU ALANIN İLK ÖNCE
KENDİLERİ OLMASINI İSTEMEZLER.
Yeni gelen mallardan söz etmeniz, onları göstermeniz
gerekir. Bu malları alanlardan bahsetmeniz, alanların memnun olduğunu söylemeniz onu etkileyecektir.
8-
DAKİK OLUN KİMSE
BEKLETİLMEKTEN HOŞLANMAZ
9-
MÜŞTERİNİZİ SADECE BİR
DEFALIK OLARAK GÖRMEYİN.
En önemli mesele malı satmak değil, daha fazla
müşteri kazanmaktır. Maalesef çalışma hayatımızda karşılaştığımız insanları
yabancı kişiler olarak düşünmeye meyilliyiz. Ben size iş temaslarınızı
arkadaşlık kurabileceğiniz bir fırsat olarak görmenizi tavsiye ederim.
Alış-veriş
bittikten sonra da onunla ilgilenin. Özellikle kadınsa daha fazla özen ve önem
gösterin. Yoksa parası alınan müşteriyi baştan savmak kadar kötü bir şey
yoktur.
10- MALI SATARKEN MÜŞTERİNİZİN DÜŞÜNCESİNİ ANLAMANIZ ÇOK ÖNEMLİDİR.
Müşteri satın alma kararını kendisi vermelidir. Size
düşen yalnızca onu fethetmektir. Çünkü satış sanatı aldatmadan, doğruluk ve
güzellikle ikna etmektir.
“Müşteri her
zaman haklıdır. Müşteriye kendi isteğinizi değil, onun istediğini veriniz.” Marechal
FIELD
11- MÜŞTERİNİZİN ÖZEL GÜNLERİNİ
DEĞERLENDİRMELİSİNİZ.
Yaş günleri, evlilik yıl dönümleri v.b. gibi
12- DOSTLUĞUNUZU VE SAMİMİYETİNİZİ ONA HİSSETTİRİN
Bunun için müşterinizin kişisel ihtiyaçlarına dikkat
etmelisiniz. Onların isimlerini öğrenin ve isimleriyle hitap edin. Sanki
mağazanın değil de, müşterinin adamıymış gibi hararet etmelisiniz.
13- YAPACAĞINIZ HER İŞTE, ATACAĞINIZ HER ADIMDA ESKİ VE DEVAMLI
MÜŞTERİLERİNİZİ GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURMALISINIZ.
Yapacağınız her değişiklik ve yenilikte onların
görüş ve fikirlerini almalısınız çünkü bu müesseseyi ayakta tutan devamlı
müşterilerinizdir. Ayrıca böyle yapmanız mekanınızın aynı zamanda onların
mekanı da olduğu izlenimini sağlar. Böylece daha iyi sahip çıkarlar.
14- MÜŞTERİNİZDE
ALDIĞI EŞYADA KAR ETTİĞİ KANAATİNİ
OLUŞTURMALISINIZ
15- İLGİ ÇEKECEK SÖZLER SÖYLEMEYİ ÖĞRENMELİSİNİZ.
İnsanların size “evet” demelerini sağlamalısınız.
16- MALLARI GÖSTERMEKTEN ÇEKİNMEMELİSİNİZ VE YORULMAMALISINIZ
Müşterinize malı gösterirken zahmete girdiğinizi
sezdirmemelisiniz. Müşterinizin mal hakkında sorduğu sorulara istediği
açıklamayı memnuniyetle yapmalısınız.
17- EŞYA İLE MÜŞTERİYİ BİRBİRİNE YAKLAŞTIRIN. ARALARINDA BİR BAĞ OLUŞTURUN.
Araba satıyorsanız arabaya binsin gezsin.
18- KENDİNİZDE ŞU ÜÇ TUTUMU GELİŞTİRİN
1) Ben canlıyım tutumu.
2) Sen önemlisin tutumu.
3) Önce hizmet tutumu.
Unutmayın! Müşterinin gözünde siz tüm
kuruluşu temsil ediyorsunuz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder