KENDİ KENDİNE LİDERLİK
“En iyi lider,
insanların kendisinden haberi olmayan liderdir. …
Liderin görevi tamamlandığından ve amacı gerçekleşince,
insanlar bunu kendi kendimize yaptık diyebilecekler.”
LAO – TZU
GİRİŞ
Liderlik,
eskiden beri dünyanın en eski meşguliyet alanlarından birisi ve aynı zamanda
insanlar ve hayvanlar arasında evrensel bir olgu olarak değerlendirilmiştir[1].
Erdoğan, liderliğin birlikte yaşamak durumunda olan insanlar arasındaki
işbölümü nedeniyle ortaya çıktığını belirterek, bireyin günlük yaşantısının bir
bireyin etkisi altında devam ettiğini ileri sürmüştür[2].
Burada görüldüğü gibi lider, başkasını etkileyebilme gücüne sahip olan birey olarak
ele alınmaktadır.son zamanlarda rağbet gören, örgütsel değişimi
gerçekleştirecek bir vizyon sahibi olan dönüştürücü liderlikte de bir birey
diğerlerini peşine takıp gitmektedir.
Son yıllardaki
gelişmelerle, böyle bir liderlik anlayışının günümüz örgütleri için en uygun
liderlik tarzı olup olmadığı tartışılmaya başlamıştır.Öncülüğünü ağırlıklı
olarak Charles C. Manz ve Henry P. Sims, Jr.’ın yaptıkları yeni bir liderlik
biçimi ile sürülmüştür: kendi kendine liderlik (KKL) veya başkalarının kendi kendilerine liderlik
yapmalarını sağlamak.
Yazarların
üzerinde durdukları temel husus,her bireyin içinde özliderlik enerjisinin
varolduğu ve bunun süperliderlik ile geliştirilmesi gerektiğidir. Böylelikle
bireyler, kendi yeteneklerini örgüt amaçları doğrultusunda maksimum bir biçimde
kullanacaklardır. Özliderliğin önemle üzerinde durduğu konulardan biriside,
başkalarının yükünü taşımaktan ziyade onların katkılarından en fazla şekilde
faydalanabilmektedir. Bu durumu ise şu sözle ifade etmektedirler: Bir adama bir
balık verirseniz, yalnızca bir gün beslemiş olursunuz; değer balık tutmayı
öğretirseniz, onu ömür boyu beslemiş olursunuz.
Bu yazımızda
kendi kendine liderliği ele alacağız. Çalışmamız, dört bölümden
oluşmaktadır.İlk bölümde, kendi kendine liderliğe duyulan ihtiyaç ve KKL tanımı
üzerinde durulacaktır. İkinci bölümde ise kendi kendine liderliğe temel teşkil
eden kendi kendine kontrolu inceleyeceğiz. Üçüncü bölümde ise, kendi kendine
liderlikte etkinliği sağlayıcı davranış ve biliş odaklı stratejileri ele alacağız.
Son bölümde ise, kendi kendine liderlik özelliklerini vereceğiz.
KENDİ KENDİNE LİDERLİĞE DUYULAN İHTİYAÇ VE TANIMI
Son yıllardaki bilimsel alandaki
gelişmeler yeni teknolojilerin iş hayatına girmesine yol açmıştır. Bu yeni
teknolojiler ise dolaylı olarak çalışma hayatında bir takım değişikliklerin en
önemli sonuçlarından birisi, hiç kuşkusuz dünyanın daha karmaşık bir hale
gelmesidir. Bu karmaşıklık, devam etmekte olan çok hızlı değişimle birlikte her
geçen gün artmaktadır. Günümüzde çoğu kimse, kendi işleriyle ilgili bilgilerin
tamamına sahip olduğunu iddia edemez. Bu nedenle, insanlar sürekli olarak
öğrenmek ve başkalarının bilgilerinden yararlanmak zorundadır.
Meydana gelen
değişikliklerin bir diğer sonucu da, işgörenlerin beklentilerinin eskiye göre
çok farklı olmasıdır. Günümüzde işgörenler, işyerlerinden çok mesleklerine
bağımlıdırlar. İşgörenler, daha fazlasını beklemektedirler. Bu nedenle, emir
verme şeklinde olan eski liderlik ve yönetim biçimleri bu işgörenlere uygun
düşmektedir.
Bu yeni
işgörenlere uygun olabilecek bir liderlik tarzı üzerinde 1980’lerin başından
itibaren araştırmalarını yoğunlaştıran Manz ve Sims, farklı bir liderlik
yaklaşımı olan kendi kendine liderliği(self-leadership) ve başkalarının kendi
kendilerine liderlik yapmalarını sağlamak
yani süper liderliği (superleadship) geliştirmişlerdir[3].
Kendi kendine
liderlik (bundan sonra KKL), kendi kendini etkilemede kullanılabilecek
davranışlar ve düşünceler üzerinde yoğunlaşan kapsamlı stratejiler bütünüdür.
KKL, insanların kendi kendilerine yönlendirmek için yaptıkları her şeydir.
İzleyiciler açısından ele alındığında, izleyicilerin, kendi yaşamlarını kontrol
etmeleri için fırsat verildiğinde bu fırsata karşı sorumlu bir şekilde karşılık
vermeleri için ne yapmaları gerektiği KKL olarak ele alınabilir.
Süper liderlik
ise, başkalarını yönetmekten sorumlu insanlar için geçerlidir. Süper lider,
başkalarının kendi kendilerine liderlik yapmaları için yönlendiren kişidir.
Süper lider, işgörenlerin kendi kendilerine lider olmalarına imkan sağlayacak
bir biçimde sistemi kurar ve uygular.
KENDİ KENDİNİ KONTROL ETME
Örgütler,
işgörenleri üzerinde çeşitli şekillerde kontrol uygularlar. Bu kontrol
sistemlerinde,işgörenler için uygun davranış kalıpları belirlenir, bu
davranışların gözlenmesi için standartlar belirlenir ve bu davranışları
ödüllendirici ve cezalandırıcı sistemler belirlenir. Örgütler işgörenlere
belirli değer ve inançları vermeye çalışırken,işgörenlerin de kendilerine ait
değer ve inançları vardır.
Manz,
örgütlerin işgörenleri etkilemeye yönelik kontrol sistemlerinin bireysel
faaliyetleri doğrudan etkilemediğini ileri sürüyor. Yazara göre, örgütsel
kontrol mekanizmalarının etkisi, örgüt içindeki bireylerin kendi kendini
kontrol sistemlerini etkileme şekliyle belirlenir. Bu durum ise, kendi kendini
etkileme sisteminin nihai kontrol sistemi olduğunu göstermektedir. Kontrol
nereden gelirse gelsin, kontrolun etkisi, birey tarafından bunun nasıl değerlendirildiği ve kabul edildiğine
bağlıdır. Bu durum aşağıdaki şekilde gösterilmektedir[4].
Yan sayfadaki şekilde görüldüğü gibi, örgütsel kontrol sistemlerinin bireyler
üzerinde etkisinin olabilmesi, bu
kontrolün birey tarafından kabul edilmesine bağlıdır. Benzer şekilde, örgütsel
ödüller, bireyler tarafından değerli görülmedikçe istenilen etkiyi
doğurmayacaktır. Davranışın
değerlemesinde de bireylerin kendileri hakkında yapmış oldukları değerlemeler
daha etkili olacaktır. Bütün bunlar, etkin bir lider olabilmek için bireylerin
kendilerini etkileme biçimlerini başarılı bir biçimde etkileyebilmek
gerektiğini göstermektedir. Bu durumda liderlere düşen görev, işgörenlerin
içinde varolan liderlik becerilerini harekete geçirici ortamları onlara
sağlamaktır.
KENDİ KENDİNE LİDERLİK STRATEJİLERİ
KKL'nin temelinde
daha önce belirtmiş olduğumuz gibi bireylerin kendi
davranışlarını kendilerinin kontrol etmesi vardır. Bu nedenle, yaşayan her
birey değişik derecelerde KKL’i hayatında uygulamaktadır. Fakat, bu herkesin
etkin bir lider olduğu anlamına gelmez. KKL, aynı zamanda, doğuştan getirilen
bir özellik değildir ve dolayısıyla öğrenilebilir. KKL, yalnızca yöneticiler
için değil bir işyerinde çalışan herkes için geçerlidir. Bu bölümde, KKL
stratejileri üzerinde duracağız. Charles ve Manz, bu stratejileri iki başlık
altında toplamışlardır: (1) Davranış odaklı stratejiler ve (2) Biliş odaklı
stratejiler[5].
1 - Davranış Odaklı Stratejiler
Davranış odaklı stratejiler,
işgören ve yöneticiler açısından yapılması gerekli fakat zor ve çekici olmayan
işleri yapmada yararlı stratejilerdir. Bu stratejiler bireysel mükemmelliğe
ulaşmada oldukça etkindirler.
a. Amaçların Kendi Kendine Belirlenmesi
Bireylerin ulaşmak istedikleri
amaçları kendilerinin belirlemeleri, başarılı bir KKL uygulaması için önemli
bir husustur. Hem günlük iş gerekleri hem de uzun dönem kariyer amaçlan için
amaçlar belirlemek, bireyin önceliklerini ve gelecekte gideceği yönü kendinin
belirlemesini sağlar işgörenler tarafından belirlenen amaçlar optimal etkiyi
sağlayacak bir biçimde ulaşılabilir fakat meydan okuyucu nitelikte olmalıdır.
b. İşaretlerin Yönetimi
Çalışma yerindeki işaretlerin
düzenlenmesi yoluyla, arzu edilen davranışları teşvik etmek ve istenmeyen
davranışları ortadan kaldırmak mümkündür. Gürültüyü gidermek için kapıyı
kapatmak, telefon görüşmelerini günün belli saatlerinde yapmak, ofisi
performansı artıracak biçimde dekore etmek, stratejik yerlere esinleyici sözler
veya işaretler koymak bu konuda ele alınabilir.
c. Prova Etmek
Prova etmek veya uygulamak,
yararlı bir KKL stratejisidir. Pratik, nasıl teniste gelişim için doğal bir
uygulama ise, hayatın diğer alanlarında da geçerlidir. Görevleri yerine
getirmeden önce zihinsel ve fiziksel olarak provasını yapmak, performansı
önemli ölçüde etkiler. Bütçe komitesi önünde yapılacak bir konuşmayı prova
etmek, müşterileri aramadan önce zihinsel olarak düşünmek buna örnek olarak
verilebilir.
d. Kendi Kendini Gözlemleme
Kendi kendini gözlemleme, etkin
bir KKL için gerekli bilgiyi sağlar. Arzulanan ve istenmeyen davranışları gözlemleyerek, işgören
nelerin değişmesi gerektiği hakkında bilgi sahibi olur ve bunu nasıl
gerçekleştireceğini belirler. Kendi kendini gözlemleme teknikleri aynı zamanda
bireyse değerlemeler için de bilgi sağlar. İşgörenler bu bilgiyi kullanarak
faaliyetlerinin etkinliği hakkında bilgi sahibi olurlar.
e. Kendi Kendini Ödüllendirme
Gösterilen gayret karşısında
alınan ödül, gelecek faaliyetleri seçmede ve güdülemede önemli bir faktördür.
Örgütten alınan karşılıklar çoğu zaman üzerinde dikkatin yoğunlaştığı konulardır.
Fakat, kendi kendine verilen ödüller ve cezalar az diğerleri kadar önemlidir.
Kendi kendine verilen ödüller, özellikle, zor ve çekici olmayan işleri yapmakta
kullanılabilecek iyi bir stratejidir. Bu ödüller, iyi bir yemek gibi fiziksel
ödüller olabileceği gibi, iyi bir meslek gibi özel ödüller olabilir.
f. Kendi Kendini Cezalandırma
Çok etkin olmasa da, kendi
kendini cezalandırmada süreci bir parçasıdır. Pek çok ceza doğası itibariyle
zihinsel veya bilişseldir. Başarısızlık sonucu duyulacak olan suçluluk duygusu
faydalı olabilir. Fakat bu alışkanlık haline gelir ve ileri boyutlarda olursa
güdülenme ve gayreti etkiler. Aşırı özeleştiri, bireyin kendine güven duygusunu
zedeler ve depresyona yol açabilir. Yapılan hatalardan ders alındığı ve
tekrarlanması engellendiği sürece hata olmaktan çıkarlar.
2 - Biliş Odaklı Stratejiler
Biliş odaklı stratejiler,
bireylerin kalıplarını nasıl yapıcı bir biçimde kullandıklarıyla ilgilenir.
Bireyin düşünce ve duygularını daha pozitif ve yapıcı bir şekilde kullanması
esastır. Bu stratejiler arasında göreve doğal ödüller ekleme ve üretken düşünme
kalıpları gelişme yer alır.
a. Göreve Doğal Ödüller Ekleme
Bu stratejinin temel amacı,
bireyin işini veya görevini arzu edilir bir bilişsel durum oluşturacak biçimde
yeniden tasarlamaktır. Burada temel nokta, görünüşte en monoton olarak görülen
bir iş de bile belli düzeyde hoşlanılacak şeyler bulmaktır. Eğer doğru bir
yaklaşım benimsenirse, her iş belli bir bağlılık içerisinde yerine
getirilebilir. Doğru yaklaşım ise yerine getirilecek olan görevin doğal
ödülleri üzerinde durmaktır.
Doğal ödüller, güdülenme
kuramları içersinde ele alınan içsel ödüllere benzetilebilir. Doğal ödül,
yerine getirilen ödülle o kadar ilişkilidir ki, ikisini birbirinden ayırmak
imkansızdır. Gazete okumaktan hoşlanan birisi için gazete okumak doğal olarak
ödüllendirilen bir faaliyettir.
Doğal olarak hoşlanılan bir işin
şu üç unsuru vardır: (1) yeterlilik, (2) kendi kendini kontrol ve (3) amaç. Bu
unsurlar, iş hakkında duygu ve düşüncelerin olumlu ve yapıcı olmasına yardımcı
olurlar. Eğer işgörenlere işlerini yeniden tasarlama imkanı sağlanırsa,
işgörenler bu duygu ve düşüncelerini hissedebilirler.
Yeterlilik Duygusu: Doğal olarak ödüllendirici olan faaliyetlerin
ortak özelliği, işi yapanın kendisini yeterli olarak görmesini sağlamasıdır.
Yani, birey kendi kendine yeterlilik duygusunu kazanır, insanlar iyi yaptıkları
işleri sevmeye meyillidirler.
Kendi Kendini Kontrol Duygusu: Doğal olarak hoşlanılan
faaliyetlerin bir diğer özelliği, bireylere daha fazla kontrol etme duygusunu
yaşatanlardır. Pek çok insan kendi kaderini kontrol etme eğilimindedir. Bununla
ilgili olarak yine pek çok insan bağımsızlıktan hoşlanır.
Amaç Duygusu: Amaç duygusu, bir diğer doğal olarak hoşlanılan
faaliyetlerin özelliğidir. Amaç duygusu, yapılan işin bir değerinin olmasıyla
ilgilidir. İnsanlar, doğal olarak amaç ve anlam arayışı içerisindedirler. Bu
nedenle yaptıkları işlerde belirli bir amacın olmasına önem verirler.
Kendi kendine liderlikte
etkinliği sağlamada doğal özendiricileri kullanmanın iki temel yolu vardır:
Birincisi, görevlerimize hoşa giden özellikler eklemektir, ikincisi ise,
yapmakta olduğumuz işin doğal özendiricilerini düşünce odağımızın merkezi
haline getirmek.
Yerine getirmek durumunda
olduğumuz görevleri çeşitli şekillerde yapmamız mümkündür. Bu nedenle, iş yapış
tarzımızı seçerken özellikle işi kendiliğinden çekici kılacak bir biçimde
yeniden tasarlayabiliriz. Buna örnek olarak, her zaman toplantı odasında
yapılan bir iş toplantısını daha çekici bir yerde yapmayı verebiliriz. Düzenli
olarak koşan bir bayanın koşmak için bir sahil kenarını veya ormanı seçmesi
koşmayı daha çekici hale getirecektir.
İşin zamanlaması da önemli bir
unsurdur. Bazı insanlar, gece çalışmaktan bazıları ise gündüz çalışmaktan
hoşlanabilir. İşgörenler, işlerini kendi biyolojik ritimlerine ve bireysel
tercihlerine uygun olarak düzenleyebilirse verimlilikleri artacaktır.
b. Düşüncelerin Odağını Yönetme
İşgörenler görevlerini yerine
getirirken düşünme biçimlerini seçme özgürlüğüne sahiptirler. Eğer işgörenler
sürekli olarak işlerinin hoşlanmadıkları özellikleri üzerinde durur, onlar
hakkında konuşurlarsa, işleri hakkında olumsuz duygular beslemeye başlarlar.
Yok eğer, görevi yerine getirmekle elde edecekleri sonuçlar üzerinde dururlarsa
elde edecekleriyle güdülenirler. Son olarak işgörenler, işlerinin doğal olarak
hoşlandıkları özellikleri üzerinde dururlarsa o anda işlerinden hoşlanır ve
güdülenirler.
İşlerine karşı olumsuz hisler
besleyen işgörenlerden işlerinin olumlu yönleriyle ilgili olarak bir liste
yapmaları istendiğinde işlerinin olumlu yönlerinin daha çok olduğunun farkına
varırlar. Böylece, işleri yapmak için daha fazla güdülenmiş olurlar.
c. Yapıcı Düşünme Kalıpları Geliştirme
Kendi kendine liderlik sürecinin
önemli unsurlarından birisi, düşünceye verilen ağırlıktır. Davranış odaklı
stratejiler önemli olmasına rağmen, düşünme, özün özüdür. Yani bireysel düşünce
süreçleri kendi kendine liderliğin temeli olarak kabul edilebilir. İnsanlar,
zaman içinde nasıl davranış kalıpları geliştiriyorlarsa düşünme kalıpları da
geliştirirler. Burada önemli olan husus, düşünce kalıplarını kişisel etkinliği
artıracak şekilde yönetmektir.
Psikoloji biliminde karşılaşılan
zorluklardan birisi, görülmeyen bir şey üzerinde çalışmaktır. Birisine,
"farklı bir şekilde düşün" telkininde bulunmak pek bir sonuç
vermeyecektir. Buna karşılık, bu amaca yönelik olarak bazı araçlar
kullanılabilir kullanılabilir. Bu araçlar, özellikle yeni düşünme kalıpları
geliştirmede faydalı olabilirler. Bu araçlar: inançların yönetimi, hayal etmek
ve kendi kendine konuşmadır.
İnançlar: İnançlar veya varsayımlar düşünmeye temel teşkil ederler,
inançların önemli bir özelliği, kendi kendilerini gerçekleştirmiş olmalarıdır.
Bir kişi ne olacağına inanıyorsa, o olur. Benzer şekilde, bir kişi bir şeyin
mümkün olamayacağına inanıyorsa o iş daha başlangıçta başarısız olur. Bireyin
kendisi hakkındaki olumlu beklentileri, bir işi başarmasında oldukça etkilidir.
Hayal Etmek: Düşünce kalıplarının diğer önemli bir unsuru hayal
etmektir. Dünyanın zihinsel imajları, bireylerin faaliyetlerini ve hayata
yönelimlerini etkiler. Gerçekte, insanlar zihinlerinde kendi dünyalarını
taşırlar. Bu bireysel dünyanın katı bir biçimi hayal edilmiş tecrübelerdir.
Bunlar, sonuçta, doğal olarak ortaya çıkarlar ve yapıcı veya yıkıcı bir etkide
bulunurlar. Herhangi bir faaliyette ilk denemede başarısız olmuş ve sonuçta
utanmış bir kişi bir daha denemeye çekinecektir. Bir daha denese bile, ilk
denemenin olumsuz etkileri ve başarısız olma korkusu nedeniyle başarısız olma
ihtimali artacaktır.
Kendi kendine liderlikte
yapılması gereken, bu zihinsel imajları yapıcı bir şekilde kullanmaktır.
Karşılaşılan bir problem karşısında, birey olumlu bir tavır takınarak faaliyeti
değerleyebileceği gibi, yıkıcı bir şekilde de tasavvur edebilir. Yapıcı bir
düşünce kalıbı geliştirmek zordur, fakat gayretle başarılabilir.
Zor bir işten öne yapılacak olan
zihinsel prova, başarı şansını artıracaktır. Bir faaliyeti, zihinde adım adım
yaparak görselleştirme, yönetsel planlamada tavsiye edilen bir durumdur[6].
c. Kendi Kendine Konuşma: İnsanlar kabul etmeseler de kendi
kendileriyle konuşurlar. Düşünce kalıpları içerisinde en kolay değiştirilebilir
olanı belki de budur.
Belirli bir faaliyetin arkasından
bireyler kendi kendilerine bu faaliyeti değerlendirirler. Eğer faaliyet
başarısız olmuşsa, ya "hiç bir şeyi doğru yapamayacak mıyım, seni aptal
şey" ya da "neyi yanlış yaptım? Halbuki daha iyisini yapabileceğimi
biliyorum" gibi değerlemeler yaparlar. Hiç kuşkusuz ikinci değerleme daha
olumlu bir yaklaşımı göstermektedir.
Özet olarak, düşünce kalıplarının
yönetimi, kendi kendine liderliğin önemli bir parçasıdır. Bu süreçte başarılı olabilmek için,
her bir birey inançlarını, tecrübelerini ve kendi kendine telkini analiz
etmeli, sorgulamalı ve yönetmelidir.
D. KENDİ KENDİNE LİDERLİK ÖZELLİKLERİ
Kendi kendine liderliğin
uygulanmaya başlanmasıyla birlikte, işgörenler de lidere bağımlı durumdan
bağımsız duruma geçtikleri gözlenir. Yani. işgörenler dışsal yönetime bağımlı
olmaktan çıkarlar ve kendi kendilerini yönetmeye başlarlar. Aşağıdaki listede
geleneksel yönetim fonksiyonlarında olabilecek değişmeleri göstermektedir:
Manz ve Sims, kendi kendini
yöneten gruplarda roller üstlenmiş liderler üzerinde yapmış oldukları
çalışmalarda, liderlerin, kendi kendini pekiştirme, gözlemleme ve değerlemeyi
teşvik ettiklerini; kendi beklentilerini değerleme ve ona göre hareket etmeyi;
kendilerine amaç belirlemeyi ve gerekli olduğunda kendilerini eleştirmelerini
uyguladıklarını görmüşlerdir[7].
ESKİ DURUM
YENİ DURUM
|
Dış gözlemleme
Kendi kendini gözlemleme
|
Verilen amaçlar
Kendi kendine belirlenen amaçlar
|
Görevin yerine
getirilmesinde
KKL davranışı için hem içsel hem de
dışsal pekiştirici dışsal
pekiştirici
|
Dışsal ödüle dayalı güdüleme İşin doğal
özendiricilerine dayalı güdüleme
|
Dışsal eleştiri
Kendi kendini eleştirme
|
Dışsal problem çözme Kendi
kendine problem çözme
|
Dışsal iş atamaları Kendi
kendine iş ataması
|
Dışsal planlama
Kendi kendine planlama
|
Dışsal görev tasarımı Kendi kendine
görev tasarımı
|
Engelleyici düşünme Fırsat
düşünmesi
|
Örgütün vizyonuna uyum Belirlenmesine
işgörenin de katkıda bulunduğu
Vizyona
bağlılık
|
SONUÇ
Son yıllarda meydana gelen
değişimlerle birlikte, geleneksel liderlik ve yönetim modellerinin yetersiz
kaldığı ileri sürülmeye başlanmıştır. Arayışların sonucu olarak Manz ve Sims,
kendi kendine liderlik yaklaşımının günümüz örgütlerine uygun olduğunu
belirtmişlerdir.
Kendi kendine liderliğin temel
varsayımı, günümüzde işgörenlerin potansiyellerinden yeterince
yararlanılmamasıdır. İşgörenlere kendi kendilerini yönetme fırsatı verilirse
işgörenler kapasitelerinin tamamını hem kendi faydalarına hem de örgüt yararına
kullanabileceklerdir.
Yazarlara göre, kendi kendine
liderlik aslında bir zorunluluk haline gelmiştir. Örgütlerde varolan kontrol
sistemlerinin etkinliği sonuçta bunların işgörenler tarafından kabul edilmesine
bağlıdır. Başka bir deyişle, işgörenler üzerindeki nihai kontrol mekanizması
işgörenlerin kendileridir. Kendi kendine liderliği geliştirmek için bir takım
stratejiler izlemek mümkündür. Bu stratejileri iki başlık altında inceledik:
davranış odaklı stratejiler ve biliş odaklı stratejiler. Davranış odaklı
stratejiler ise, amaçları kendi kendine belirleme, prova etmek, işaretlerin
yönetimi, kendi kendini gözlemleme ve kendi kendini ödüllendirme ve
cezalandırmadır. Biliş odaklı stratejiler olarak ise, göreve doğal ödüller
ekleme ve yapıcı düşünce kalıpları geliştirmeyi ele aldık.
Son olarak ise, kendi kendine
liderlik uygulamasıyla birlikte geleneksel yönetim uygulamalarında ne gibi
değişiklikler olabileceğiyle ilgili bir tablo verilmiştir. Bu değişiklikler,
kendi kendine liderliğin özelliklerini yansıtmaktadır.
KAYNAKÇA
Bas. Bernard M,. Bass &
Stogdill's Handbook ofLeadershih: Theory, Research and Managerial Applications,
3rd ed., New York: The Free Press, 1990.
Erdoğan İlhan, İşletmelerde
Davranış, İstanbul : İ.Ü. İşletme Fakültsi, Yayın No: 242, 1991.
Kreitner Robert ve Angelo
Kinicki. Organizational Behavior, 3rd ed.,Chicage: Invin, 1995.
Manz Charles C,
"Self-Leadership: Toward an Expanded Theory of Self-Influence Processes in
Organizations", Academy of Management Review, Vol. 11, No.3, 1986, ss.
585-600.
Manz Charles C. ve Henry P. Sims,
"Leading VVorkers to Lead Themselves: The Externat Leadership of
Self-Managing VVork Teams", Administrative Science Quarterly, 32 (1987),
ss. 106-128.
Manz Charles C. ve Henry P. Sims,
Jr., Superleadership: Leading Others toLead Themselves, New York: Berkiey
Books, 1989.
Manz Charles C. ve Henry P. Sims,
Jr., "Superleadership: Beyond the Myth of Heroic Leadership",
Organizational Dynamics, (Spring 1991), ss. 24-33.
DİPNOTLAR
[1] Bernard M. Bass, Bass
& Stogdill's Handbook of Leadership: Theory, Research and M ana geri al
Applications, 3rd edi., New York: The Free Press, 1990. ss. 3-6.
[2] İlhan Erdoğan,
İşletmelerde Davranış, İstanbul: İ.Ü. İşletme Fakültesi. Yayın No: 242,1991, s.
329.
[3] Yazarların, konuyla ilgili
çeşitli dergilerde yayılanmış pek çok makalesi vardır. Fakat bu konuda yazılmış
şu eser, diğer makalelerini geniş bir şekilde kapsamaktadır: C.C Manz ve H.P.
Sims, Jr. Superleadership: Leading Others to Lead Themseives. New York: Berkiey
Books, 1989. Bu yazının temelini bu eser oluşturduğundan dipnotlardan bu eser
gösterilmemiştir.
[4] Charles C. Manz,
"Self-Leadership: Toward an Expanded Theory of Self-Influence Processes in
Organization", Academy of Management Review, Vıl. H, No.3, 1986. s. 587.
[5] Charles C. Manz ve Henry
P. Sims, Jr., "Superleadership: Beyond the Myth of Heroic
Leadership", Organizational Dynamics, (Spring 1991), ss. 24-33.
[6] Robert Kreitner ve Angelo
Kinicki, Organizational Behavior, 3rd ed., Chicago: Invin, 1995, s. 223.
[7] Charles C. Manz ve Henry
P. Sims, "Leading VVorkers to Lead Themselves: The External Leadership of
Self-Managing VVork Teams", Administrative Science Çuarterly. 32 (1987),
ss. 106-128.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder