DAVRANIŞ SORUNLARIYLA
BAŞ ETMEDE KULLANILACAK YÖNTEM VE TEKNİKLER
Davranış sorunlarının sağlıklı
bir biçimde tanımlanması bu tür davranışların değiştirilmesi açısından
belirleyici öneme sahiptir.Davranış
sorunlarının sınırlarının çizilmesi zordur.Çünkü davranışın istenmeyen
nitelikte olmasını belirleyen etmenler duruma,şartlara,mekana vb. bir dizi
değişkene bağlıdır.Örneğin;bahçede yüksek sesle konuşmak veya koşmak uygun
bir davranışken,sınıfta istenmeyen bir
davranıştır.Ayrıca istenmeyen davranışlar,öğrencilerin yaş ,cinsiyet ve bir
dizi psikolojik özellikleri açısından farklılık gösterir.Örneğin
,ilköğretimin
birinci kademesinde yer alan bir öğrenciyle,lise öğrencisinin davranış
sorunlarının farklı olacağı açıktır.Nitelik ve kapsam açısından hiçbir sorun
diğeri ile aynı özellikleri taşımaz..Ayrıca kalıplaşmış davranış yönetimi
tekniklerinin ,belli bir zamandan sonra eğitsel amaçlara hizmet etmediği de bir
gerçektir.Bu durum ,öncelikle öğretmenin davranış sorunlarını anlamasını
gerektirmektedir.Çünkü, doğru anlaşılmayan hiçbir sorun çözülemez.
SORUNU
ANLAMAK
Davranışı anlamak ,mevcut
sorunların nedenlerini tanımlamanın ötesinde ,gelecekte ortaya çıkabilecek olan
istenmeyen davranışların kestirilmesi açısından da ,gereklidir.Herhangi bir
davranışın sorun olarak nitelendirilmesi ise,bağlamsal değişkenlerin
yanısıra,öğretmenin meslek anlayışına da bağlıdır.
Sorunu anlama;sınıf içi
değişkenleri kontrol etmek ve
yönlendirmek amacıyla ,öğrencilerle paylaşılan bir etkileşim sürecidir.Bu
bağlamda öğretmen,özellikle istenmeyen davranışların nedenleri üzerinde
yoğunlaşmalıdır.Söz konusu nedenler,öğrencilerin bireysel özelliklerinden
kaynaklanacağı gibi,sınıfın ilişki yapısından da kaynaklanabilir.Sorunların
tanımlanmasında bilimsel araştırma yönteminden yararlanmak en akılcı
yoldur.Buna göre öncelikle problem durumunun anlaşılabilmesi için yeterli
ölçüde bilgi toplanmalıdır.Fakat,anlamak kadar önemli olan bir başka
süreç,sorunları önemlilik düzeyine göre sıralamak ve sınıflandırmaktır.
DAVRANIŞ
SORUNLARININ SINIFLANDIRILMASI
Sınıfta belli bir zaman
kesitinde ,birden çok davranış sorununun olması doğaldır.Ancak bu sorunun
tümünün birden çözülmesi mümkün değildir.Öğretmen hangi soruna öncelikle
eğileceğini bilmelidir.Sorunların
öncelik sırasına konması,dersin etkin ve verimli bir biçimde işlenmesini
engelleyen etmenlerin saptanmasını gerektirir.Ayrıca bu sorunlar birbirleriyle
yakından ilişkilidir.Örneğin ders dinlememe
davranışı ,konunun veya yöntemin ilginç olmamasına ,öğrencilerin giriş
davranışlarının yetersizliğine ,oturma düzeninin uygunsuzluğuna ve başka bir
dizi değişkene bağlı olabilir.Öte yandan ders dinlememe davranışına ;sınıfta
gezinme ,gürültü yapma ,konuya ilgisiz kalma gibi davranışlar eşlik
edebilir.Böyle bir durumda öğretmen,soruna neden olan değişkenler üzerinde
yoğunlaşmak yerine,sonuç üzerinde yoğunlaşırsa başarısız olur.
Öte yandan öğrencilerin
başarısızlık endişelerinin yok edilmesi ve potansiyelleri ölçüsünde kendilerini
geliştirmeleri için uygun fırsatların sağlanması ,bir çok davranış sorununu
kendiliğinden ortadan kaldırabilir.Öğretmen ,öğrencilere hangi davranışların
neden doğru veya yanlış olduğunu tutarlı bir biçimde göstermelidir..
Öğretmen sınıfı gözleyerek ,belli
bir durumda en yaygın olarak gözlenen davranış sorunlarının envanterini
çıkarmalıdır.Bu sıralamada önem derecesi ,sorunları hangi amaçlara yönelik ve
ne tür yöntemlerle çözüleceği konularını da ,kapsamalıdır.Sorunların listelenmesinden
sonra ,öğretmen sınıfı bir süre daha gözleyerek hangi davranışların öncelikle
değiştirilmesi gerektiğine karar vermelidir Sorun çözme sürecinin etkililiği
,istenmeyen davranışların neden ve sonuçlarının ayrıntılı bir gözlemle
çözümlenmesine bağlıdır.Bu bağlamda davranış sorunlarının,sınıf içi ve sınıf
dışı değişkenlerinin bilinmesi,söz konusu değişkenlerin istenilen amaçlar
doğrultusunda bütünleştirilmesi yararlıdır.Öğretmenin sorun çözme
sürecindeki yaklaşım,problem durumunu
oluşturan değişkenlerin tamamını kapsamalıdır.Çünkü,bir çok sorunlu davranışın
ortaya çıkışında;toplumsal çevre ,aile,akran grupları gibi sınıf dışı faktörler
de etkili olabilir.Örneğin sosyal uyum sorunu,okul,aile ve toplumsal çevrede
egemen değer yargıları arasındaki uyuşmazlıktan kaynaklanabilir.Öğretmenin
soruna etki eden faktörlerin bilincinde olması ,bütüncül bir sorun çözme
stratejisi geliştirmesine katkıda
Bu bilgiler ışığında
,öğretmenin davranış sorunlarının yönetiminde izleyeceği stratejik yaklaşımlar
şöyle sıralanabilir:
Görmezden
gelmek
Uyarma
Dikkat
çekmek
Okul
yönetimi ve rehberlik servisi ile ilişki kurmak
Bu staretejiler hakkında
kısaca bilgi edinelim.
Görmezden
gelmek
Bazı davranışlar,
yoğunluk,süreklilik ve yaygınlık göstermeyen sadece o anın durumsal koşullarına
bağlı olarak ortaya çıkan masum öğrenci kusurlarıdır.Bu tür sorunları,bir
problem durumu gibi algılamak doğru değildir.Ancak öğretmen,görmezden geldiği
davranışı pekiştirmekten kaçınmalıdır.Öğretmen, yüz ifadesini ve beden dilini
kullanarak davranışı fark ettiğini göstermelidir.Örneğin tenefüste oyuna
daldıkları ve zili fark etmedikleri için sınıfa birkaç dakika geç kalan
öğrencilere ,öğretmen başını sallayarak davranışlarını onaylamadığını gösterebilir.Aynı
şekilde istemeden arkadaşına zarar veren öğrenciye karşı da ,öğretmen,anlamlı
bir bakış veya yüz ifadesi ile cevap verebilir.
Görmezden gelmek,hatalı
davranışın farkında olunduğunu karşı tarafa esnek bir iletişim diliyle
yansıtabilme ustalığının anlatımıdır.Görmezden gelinecek davranışların ortak
özelliği,spontene olarak yapılmaları ve dikkatsizlik sonucu ortaya çıkmalarıdır.
Uyarma
Uyarma,istenmeyen davranışın düzeyine göre
farklı şekillerde uygulanabilir.Örneğin,öğrenci ile göz teması kurmak,dolaylı
olarak soruna dikkat çekmek ya da doğrudan uyarmak mümkündür.Hangi yaklaşımın
benimseneceği,istenmeyen davranışın önem derecesine ve dersin akışını engelleme
düzeyine bağlıdır.Bu konuda öğretmen,öncelikle beden dilini kullanmalı,sonuç
alamazsa koşullara göre farklı yaklaşımlar geliştirmelidir.Örneğin sıra
arkadaşı ile konuşan öğrenci ile öğretmenin göz teması kurması
mümkündür.Öğretmenin dersin akışını bozmadan öğrencilerine susması yönünde
bakışları ile gönderdiği mesaj etkili olmazsa ,bu kez işaret parmağıyla ağzını
kapatarak “sus”işareti yapabilir.Ayrıca konuşmasını bir süre keserek isim
vermeden”Bazı arkadaşlarınızın susmasını bekliyorum.Sanıyorum şimdi konuşmaları gereken önemli bir
sorunları var.” diyerek öğrencilerin dikkatini çekebilir.Bu tutum aynı zamanda
öğretmenin probleme espri ile yaklaşabildiğinin anlatımı olarak algılanacağı
için ,etkili bir uyarı olabilir.Uyarı teknikleri olarak tanımlanabilecek bu
yaklaşımlar,çoğunlukla sorunlu davranışların ortadan kaldırılmasında yararlı
yollardır.
Uyarılan öğrencilerin istenmeyen
davranışlar konusunda bilgilendirilmesine ve kişilik değerlerinin korunmasına
özen gösterilmelidir.Böyle durumlarda ,öğrencilerin yüksek sesle sınıf önünde
azarlanmaları ya da geçmişteki benzer yaşantı örnekleri hatırlatılarak
suçlanmaları doğru değildir.Bu tür sözlü uyarılar,öğrencilerin,öğretmenlerinin
sınıf yönetme gücü ve mesleki yeterliliği
konusunda kuşkuya düşmelerine neden olabileceği gibi,dersin akışını da
olumsuz etkiler.Araştırmalar,problem durumunda ,sakin ve kararlı öğretmen
tutumunun ,davranış yönetiminin en önemli değişkenlerinden biri olduğunu göstermektedir.Ayrıca
problem durumunda ,öğretmenin takınacağı yumuşak tavır,öğrencilerin kendi
davranışlarını nesnel ölçülerde değerlendirmelerini kolaylaştırır.
Dikkat
Çekmek
Bazı durumlarda
dolaylı ve doğrudan uyarıların etkisiz kalması mümkündür.Dikkat çekmek,kişi ve
grup düzeyinde uyarının ötesinde ,cezaya yönelik çağrışımlar da içeren davranış sorunları için
kullanılır.Sınıfta yüksek sesle veya izinsiz konuşmak,ders araç ve gereçlerini
kötü kullanmak bu tür olumsuz
davranışlara örnek olarak verilebilir .Bu amaçla öğretmen ,öncelikle
sınıfta bir konuşma yaparak ,uyulması gereken kuralları hatırlatmalıdır.Öte
yandan olumlu örneklere de değinilerek ,öğrencilerin özgüven ve dayanışma
duyguları desteklenmelidir.Dikkat çekmenin başarılı bir biçimde uygulanabilmesi
için sorunların kişiselleştirilmesinden kaçınılmalıdır.
Okul
yönetimi ve rehberlik servisi ile ilişki kurmak
Bazı davranış
sorunları,öğretmenin okul yönetimi ve rehberlik servisi ile işbirliği içinde
çalışmasını gerektirir.Esasen ilke olarak,öğretmenin her konuda okul yönetimi
ve rehberlik servisi ile ilişki kurması beklenir.Ancak, sınıf içinde oluşan
bazı davranış sorunları öğretmen tarafından çözüme kavuşturulabilir.
Davranış sorunlarının
çözümü,kollektif bir işbirliğini gerektirir.Öğretmenin rehberlik servisinde
görevli eğitim uzmanları ile çalışma alışkanlığını kazanması,öncelikle
kendisinin işbirliği için harekete
geçmesine bağlıdır.Bazı durumlarda sorunsuz öğretmen görüntüsü vermek için
problemlerin yansıtılmaması,sadece bir meslek patolojisinin belirtisidir.
Öğretmen, rehberlik servisi ve
ailenin davranış yönetiminde dayanışma içinde hareket etmesi,sorunun çözümünü
kolaylaştırır.
Ödül
ve ceza sistemini kullanmak
Ödül ve ceza
sisteminin temel amacı,öğrenciye kendi davranışlarını yönetmek için gerekli olan duygusal ve düşünsel yeterliliği
kazandırmaktır.Öğrenci,öğretmeni tarafından olumlu veya olumsuz olarak
değerlendirilen davranışlarına verilen pekiştireçlere göre,kendini denetleme
yeterliliği geliştirmektedir.
Ödül ve cezanın mutlaka bir
amaca yönelik olması gerekir.Buna göre nedensiz ödül veya ceza verilemez.Ayrıca
öğrenci,hangi davranışlarının neden ve nasıl ödüllendirileceği veya
cezalandırılacağı konusunda yeterli ön bilgilere sahip olmalıdır.Bu durum ,ödül
ve cezanın amaçlı olmasının yanısıra anlamlı olmasını da gerektirmektedir.
Ödül ve cezanın anlamlı olması
için ,öğrencinin psikolojik,zihinsel ve ahlaki gelişimine uygun olması
gerekir.Araştırmalar,ödülün,öğrenmede cezaya oranla daha etkili ve kalıcı olduğunu göstermektedir.Ödül ve
ceza davranış ortaya çıktığında verilmeli ve mutlaka sonuçları
izlenmelidir.Öğretmen ,ödül veya ceza verirken
duygusal davranmamalıdır.Özellikle ceza,asla bir öfke ve hıncın sonucu
olmamalıdır.Ödül ve ceza kişiliğin tamamına değil,sadece istenmeyen davranışa
yönelik olmalıdır.Ödül ve ceza yapıcı,yaratıcı ve öğrenciyi geliştirici
nitelikte olmalıdır.Hiçbir zaman ödevler ve dersler ceza olarak kullanılmamalıdır.
Özellikle içtenlik,empatik
farkındalık ve koşulsuz sevgi,davranış sorunlarının ortadan kaldırılması için
en uygun yaklaşımlardır.Gerçekte insan ,sadece koşulsuz sevgi ve kabul gördüğü
ortamlarda mutlu ve üretken olabilir.Çünkü insanın iç dünyasında
özgürleşmesi,ancak kendini olduğu gibi kabul eden bir sosyal çevre içinde
gerçekleşir.
Bu bağlamda eğitim,bireyin anlam
arayışına ve varlığını yaratıcı etkinliklerle geliştirmeye dönük,her tür
insansal gereksinimini karşılayacak sınırsız imkanlara sahiptir.Öğretmenin
görevi,bunları görmek ve göstermektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder