Davranış bozuklukları çocuğun çeşitli ruhsal ve bedensel
nedenlere bağlı, iç çatışmalarını davranışlarına aktarması sonucu ortaya çıkar.
Hırçınlık, sinirlilik, saldırganlık, inatçılık, yalan, çalma, küfür gibi
davranışlar davranış bozukluklarına girer.
Bir çocuğun
davranışının bozukluk sayılabilmesi için bazı ölçütler gerekir. Bu ölçütler:
1-yaşa uygunluk: Her gelişim döneminin kendine özgü
davranışları vardır. Bu nedenle çocuğun içinde bulunduğu gelişim döneminin
özelliklerini iyi bilmek gerekir. Ör; 2 yaş çocuğu negativist,hareketlidir ve
istenilen Şeyi yapmaz. Freud'un anal, Erikson'un özerkliğe karşı kuşku ve utanç
dönemine rastlayan bu yaşlarda çocuk, özerk bir birey olduğunu öğrenir.Kendisi
istemeyince altının değiştirilmesini istemez, öpülmeyi reddeder.
3-5 yaş çocuğu dikkat çekmek ister.Hayal dünyası çok geniş
olduğu için inanılmaz öyküler anlatabilir.Henüz yalanla yalan olmayanı ayırt
edemezler. Bu nedenle bu yaşlardaki
çocukların anlattıkları yalan olarak kabul edilmezken, 11-14 yaşlarındaki
çocuklarda görülen yalan normalden sapan bir davranış olarak kabul edilir.
2-Yoğunluk:Bir davranışın bozukluk olarak kabul
edilmesindeki 2. Ölçüt yoğunluktur.Ör; 5 yaş çocuğunda öfke ve huysuzluk
doğalken, bu davranış başkasına fiziki zarar verme Şekline dönüşürse, davranış
bozukluğu kategorisine girer.
3-Süreklilik:Çocuğun belirli bir davranış türünü ıısrarlı
bir biçimde ve uzun zaman devam ettirmesidir.
4-Cinsel rol beklentileri: Erkeklerde kızlara oranla daha
saldırgan olmaları beklenirken, davranışları ile erkeklere benzer saldırgan
davranan kızların davranışları normalden sapan davranış kategorisine girer.
GENEL OLARAK DAVRANIŞ BOZUKLUKLARININ NEDENLERI
-Dikkat çekmek:Çocuğa
gerekli sevgi ve ilgi gösterilmediğinde yada yeterli zaman ayrılmadığında
dikkat çekmek için davranış bozukluklarına yönelir.
-Ebeveynlere karşı
güç kazanma isteği:
-Intikam alma isteği: Özellikle
dayak yiyen,sevgi verilmeyen çocuk ana-babasından intikam almak ister.aşırı
otoriter ve baskıcı tutum, katı disiplin ana-babaya karşı öfke ve nefret
duygularının gelişmesine ve buna parelel olarak başkaldırıcı bir bireyin
oluşmasına neden olur.
-Yetersizlik:Çocuğun kendine güvensiz olması davranış
bozukluklarına neden olur. Anne-babanın aşırı koruyucu, hoşgörülü tutumu, gerektiğinden
fazla özen gösterilmesi fazla kontrol anlamına gelir. Sonuçta çocuk diğer
kimselere aşırı bağımlı, kendine güveni olmayan, duygusal olarak çabuk kırılan
bir kişi olur.Bu durum çocuğun kendi kendisine yetmesine olanak vermez ve
davranış bozukluklarına neden olur.
DAVRANIŞ BOZUKLUĞU OLAN ÇOCUKLARLA OLUMLU ILIŞKI NASIL KURULUR?
1-karşılıklı saygı:Azarlamak, bağırmak, vurmak,
susturmak,tutarsız davranmak çocuğa saygısızlığın göstergesidir. Her ana-baba
çocuklarına saygı göstermeyi öğrenmelidir. Her çocuk ayrı bir birey olarak ele
alnıp, fikirleri sorulmalı ve fikirlerine saygı gösterilmelidir.
2-Çocuğa zaman ayırmak: Çocukla ilgilenmek, zaman ayırmak
gerekir. Birlikte geçirilecek zaman nicelik değil, nitelik olarak önemlidir.
Birlikte çocuğun hoşlanacağı faaliyetler yapılabilir.
3-Cesaretlendirme:Çocuğun kendine güvenmesini istiyorsa
önce anne-baba çocuğa güvenmelidir. Çocuğun çabasını övmeli ve
yüreklendirmelidir. Cesaretlendirme çocuğun kendini değerli algılayabilmesi
için çok önemlidir.cesaretlendirme çocuğu olduğu gibi kabul edip, kendi olduğu için değer vermedir.
4-Sevgiyi anlatmak:Çocuğun kendini güvenli hissedebilmesi
için, en azındansevildiğini bilmesi ve sevmesi gerekir.
SALDIRGANLIK
Saldırganlık küçük çocuklarda normal bir tepki
biçimidir.Çocuğun güvenlik,mutluluk yada başka bir gereksiniminin Şekil
değiştirerek başka bir biçimde ortaya çıkmasıdır.Saldırganlığı kişisel bir
yaralanmanın bir başka Şekilde sonuçlanması olarak tanımlayabiliriz.Bu
yaralanma sonucunda çocuğun akranlarına vurması, ısırması, eşyaları
fırlatması,tekmelemesi, tükürmesi ve zarar vermeyi amaçlayan tehditler Şeklinde
sözel saldırılarda bulunmasıdır.
Sürekli ve aşırı biçimde saldırgan olan çocuk sinirli,
anlaşılmaz, eyleme hazır ve aşırı
geçimsizdir.ılişkileri gergin ve sürtüşmelidir. Hemen parlar ve kavgaya
hazırdır. Durmadan kuralları çiğner ve ceza görür. Bu çocuklar cezadan
etkilenmez yada kısa süreli etkilenmiş
gibi görünürler. Olağan anlaşmazlıkları bile bilek gücüyle çözmeye çalışırlar.Tepkileri
ölçüsüz ve durumla orantısızdır. Öfkesini yenemez ve hep kendini haklı
çıkarmaya çalışır. Bu çocuklar evde okulda sürekli sorun yaratırlar ve
yetişkinlerle sürekli çatışma içindedirler. Genellikle erkek çocuklar daha
saldırgandırlar.
SALDIRGANLIĞIN NEDENLERI
1-Saldırgan davranışların ebeveynler tarafından
ödüllendirilmesi. Geleneksel kültürün erkek çocuğun saldırganlığını
onaylaması(Ör: parkta iki çocuk birbirini döver. Biri daha çok dayak yerse,
annesinin çocuğunun kendisini savunamadığı düşüncesiyle üzülmesi)
2-Çocuğun yetişkinlerden katı ceza, anlayışsızlık ve
yetersiz sevgi görmesi
3-Babanın uzun süreli yokluğunda, annenin sürekli çocuğun
etrafında olmasıyla ortaya çıkan feministik ortam
4-TV. Ve kitle iletişimim araçlarının olumsuz etkisi(Kemal
Sunal örneği ver.)
5-Ana-baba tutumlarının olumsuzluğu, çocukla aralarındaki
iletişimin iyi olmaması
6-Çocuğun ana-babasından dayak yemesi
7-Beyin zarı iltihabı, beyin zedelenmesi gibi fizyolojik
sorunlar
SALDIRGAN DAVRANIŞLARI NASIL ÖNLEYEBILIRIZ?
1-herşeyden önce ana-baba çocuğa saldırganlık modeli
olmamalıdır.(Evde dayak yiyen bir çocuk varsa kardeşini dövüyor. Kardeşi yoksa
okulda en ufak bir sorunda arkadaşına vuruyor. Yada hayvanlara eziyet
ediyor.)Çünkü dayak herkes için olumsuz duygular yaratır.
2-Çok fazla saldırgan davranışlara tolerans
gösterilmemelidir.Çocuğun istekleri bu tip davranışlar yapınca yerine
getiriliyorsa, çocuk isteklerini yaptırmada araç olarak görmeye başlar. Bu
yolla istekleri yerine getirilmemelidir.Saldırgan davranışlar
ödüllendirilmemeli ve onun bu davranışının istenmeyen bir davranış olduğu hemen
gösterilmelidir.
3-Saldırgan davranışlar kesinlikle dayakla
cezalandırılmamalıdır.Ana-babanın ligisi sevgisi azaldığında ve fiziksel
cezalar uzun süre devam ettiğinde, çocukta saldırgan, asi, sorumsuz davranışlar
gelişir. Saldırgan davranışlar ortaya çıktığında, yetişkinler sakin davranmalı,
anormal duygusal tepkiler yerine ben dilini kullanmalıdır.(Böyle davrandığın
için üzüldüm) Dayak saldırgan davranışın hemen bitiminde uygulandığı zaman,
onun hemen kesilmesini sağlayabilir ancak,çocukta düşmanca duygular geliştirir.
4-Çocuk gergin ve sinirliyken onunla tartışmamalı,
sakinleşmesini beklemeli ve daha sonra davranışı ile ilgili konuşulmalıdır.
5-Çocuğa sosyal olgunluğuna uygun çeşitli sorumluluklar
verilmeli, başarabileceği kadarıyla bir çok Şeyleri başlatıp, bitirmesi
sağlanmalıdır. Çocuk başarma duygusunu yaşamalıdır.
6-Çocuğa bu davranışın dezavantajları
gösterilmelidir.Saldırgan davranışları ile isteklerini elde edemeyeceğini,
istediği Şeyleri kaybettiğini görmeli ve yaşamalıdır.
7-Olumlu davranışı pekiştirme: Ana-baba ve diğer
yetişkinler çocuğun olumlu davranışını görüp, olumsuz davranışı görmemezlikten
gelmelidir.Çocuk bu davranışı yapmadığında sözel olarak ödüllendirilmelidir.
Ör:10dk. Kavga etmeden ve bağırmadan oynadığında bu sözel olarak ödüllendirme.
8-Çocuğun dışarıda oynamasına izin verme, bu çocuğun
gerilimini azaltır ve enerjisini boşaltma imkanı sağlar.
9-Saldırgan davranış diğer çocukların güvenliğini ciddi
bir Şekilde tehdit etmedikçe bu davranışın üstünde durmamak gerekir.
10-Kendi kendine konuşma:Çoocuk oldukça dürtüsel
davranıyorsa ve onun bu yönünü kontrol etmede güçlük yaşanıyorsa;çocuğa
başkalarına vuracağı zaman, kendi kendini engelleyici cümleler söylemesi
öğretilebilir.Ör:10'na kadar say ve ona vurma gibi.
11-Çocuk saldırgan modellerle karşı karşıya
getirilmemelidir.TV.deki Şiddet içeren proğramları seyretmesi
engellenmelidir.Eğer kesinlikle engel olunamıyorsa, ana-baba çocukla birlikte
seyrederek Şiddetin sonuçlarını tartışabilirler.Ayrıca bu Şiddet filmlerinin
gerçek yaşamın modeli değil, kurmaca olduğu çocuğa anlatılabilir.
12-Kızgınlıktan kurtulmak için alternatifler bulunabilir.
Yumruklanabilen kil, çakılabilen çiviler,resim çizme, boyama çocuğun kızgınlık
duygularını kontrol altına almayı sağlayabilir. Ayrıca futbol,basketbol gibi
sporlar kabul gören çıkış yollarıdır.
13-Her yaş ve dönemde çocuğun temel ihtiyaçları zamanında
yerine getirilmelidir.
14-Bu çocukların özellikle baba ile daha çok birlikte
olması sağlanmalıdır.
15-Anne-babalar bu çocuklarla iletişim kurarken ben dilini
kullanmalıdır.Ör:Böyle kavga ettiğin zaman rahatsız oluyorum, üzülüyorum
gibi.kişiler duygu, düşünce ve ihtiyaçlarını davranış anında dile getirmelidir.
ÇALMA
Çalma, kendine açıkça ait olmayan bir eşyayı izinsiz
olarak alıp ona sahip olmasıdır.başlangıçda
davranış bozukluğu ölçütlerini ele almıştık. Çocuğun dönem özelliklerini
iyi bilmemiz gerekir.
Ör; 2yaşındaki bir çocukta sahip olma kavramı gelişmediği
için, herşeyin kendisinin olduğunu düşünür. Senin, benim,onun kavramlarını
ayırt edemez.Çocuk zamanla kendisinin olanla olmayanı ayırt etmeye başlar, ama
bencil tutumu uzun süre devam eder.3-4 yaşlarında çocuk sormadan birşeyin
alınmayacağını bilir, ama karşı koyamaz.ilkokulun1.-2. Sınıflarında çocukların
birbirlerinin renkli kalem, silgi vb. Gözü kalır.Bu yaşlardaki diğerlerinin eşyalarını alma davranışını
çalma olarak kabul etmiyoruz.
Okul çağlarında görülen ve sık tekrarlayan çalmalar üzerinde önemle durmak gerekir. 10
yaşından sonra sürekli olarak devam ederse
bu çocukta ciddi bir duygusal bozukluğun göstergesidir ve profesyonel
yardım almak gerekir.
NEDENLERI
1-Çocuğa yeterli harçlık verilmemesi:Çocuğun temel
ihtiyaçlarının karşılanmaması
2-Çocuğun hayatında önemli bir yoksunluk:Böylece çalma
sembolik olarak ana-babanın sevgi, ilgi eksikliğinin yerini tutar.
Sevilmediğini düşünen çocuk, ilgi çekmek için çalabilir. Bazen ana- baba
kaybından sonrada ortaya çıkabilir. Genellikle çalma davranışı gösteren
çocukların, alkolik veya suçlu
ana-babalar tarafından yetiştirildiği ve ihmal edildiği belirlenmiştir.
3-Çocukta mülkiyet fikrinin gelişmemiş olması:
4-Intikam almak:Ör; başarılı bir çocukla kıyaslanan bir
çocuk, ondan intikam almak için eşyalarını alabilir. Çocuk otoriter ana-baba
yada öğretmenden intikam almak için de çalabilir.
5-Ana-babanın çocuğun yaptığı bu davranıştan bilinç altı
zevk alması: Çocuk bunu hisseder ve çalmaya devam eder.
6-Çocuk özdeşleşmek için kendine kötü örnek seçmiş
olabilir:Çocuk bir grubun onayını almak için yapabilir.Amaç çalmak değil,
başkalarını yaranmaktır.
7-Özgüvenini artırmak için:Bazı çocuklar kendi güçlerini,
erkekliklerini kanıtlamak için yaparlar.
8-Çocuğun anne-baba ile hesaplaşmasının bir yolu olabilir:
9-Depresyon,yeni doğan kardeşe duyulan kıskançlık veya
öfkenin çocukta yarattığı stresin göstergesi olabilir.Ör; eşine kızan bir
annenin çocuğa bağırması
NASIL ÖNLENIR?
1-Değerleri Öğrenmek:Çocuğa dürüstlük ve başkalarının
mülküne önem verme öğretilmelidir.Anne-baba örnek olmalıdır.
2-Örnek oluşturma: Önce anne-baba çocuğa örnek olmalıdır.
Başkasına ait eşyalar alınmamalı, bulunmuş eşyalar geri götürülmeli, diğer
insanlar kandırılmamalıdır. Otelden havlu alan baba örneği ver.
3-ıletişimi güçlendirmek:Eğer evde çocuk yakın ilişkiden
yoksunsa, yeterli zaman ayrılmıyorsa, aile bireyleri arasındaki ilişki
güçlendirilmelidir
4-Çocuğa belirli bir miktarda harçlık verilmelidir.Çocuğun
gereksinimlerini karşılayabilecek belirli bir harçlık mutlaka
verilmelidir.Çocuk ihtiyacı olduğunda tekrar alabileceğini bilmelidir.Kumbara
anlat.
5-Mülkiyet hakları:Çocuğa ihtiyacı olduğunda , kendisine
ait olmayan bir eşyayı nasıl ödünç alabileceği ve bunu nasıl geri vereceği
öğretilmelidir.
6-Etrafta bozuk para gibi cezbedici eşyalar
bırakılmamalıdır.
7-Çocuğun kendisine ait eşyaları olmalıdır.Çocuğun en
azından bir kaç eşyası olmalıdır.Anne-baba çocuğun eşyalarını kullanacağı zaman
ondan izin almalıdır.
ANA-BABA TUTUMLARI
Çocuklarda görülen davranış bozuklukları arasında
ana-babaları en çok endişelendiren çalmadır. Çünkü, bu davranışı tipik suçlu
davranışı olarak görürler ve korku duyarlar.Ana-babalar genellikle Şu tepkileri gösterirler.
-Çocuğu cezalandırma, dayak
-polisle korkutma
-Çözüme yönelik birşey yapmama.
Peki çalma davranışı gösteren çocuğa nasıl davranalım?
NASIL DAVRANILIR?
1-aşırı tepki göstermemek gerekir.Kesinlikle fiziksel ceza
verilmemelidir. Ana-baba bağırıp çağırmadan, olayı onaylamadığını
göstermelidir,
2-Çocuğu kötü olarak damgalamamak gerekir.Çocuğun sadece o
andaki yaptığı davranış eleştirilmelidir.
3-Çocuğun aldığı eşyayı geri vermesi sağlanmalıdır.Çocuk
aldığı eşyayı kendisi özür dileyerek geri vermelidir. Eğer eşya kırılmış yada
bozulmuşsa yenisi alınmalı ve parası çocuğun harçlığından ödetilmelidir.Çocuğun
harçlığı tamamen kesilmemelidir.
4-Çocukla konuşarak, sorun çözme yöntemi
denenebilir.Çocuktan bu durumu net bir Şekilde tanımlaması istenir.Ör;
"eşyayı alırken aklından neler geçiyordu?" Diye sorabilirsiniz.
5-Çocuğunuzun hatalı davranışı iş yaparak ödemesini
sağlayın."Ali arkadaşının kalemini almana çok üzüldüm. Kuralı biliyorsun.
Yalnızca sana ait eşyalara sahip olabilirsin. Şimdi arkadaşına kalemini geri
vereceksin. Kuralı bozduğun için bazı işler yapmanı istiyorum.Balkonu
yıkayacaksın" Eğer çocuk yapmak istemezse o zaman sinirlenmeden "ya söylediklerimi
yaparsın yada istediklerini yapma hakkını kaybedersin "diyebilirsiniz.
6-Şüphelenilen durumlarda çocukla konuşmak
gerekir."Benim cüzdanımdan para alıp almadığından emin değilim, fakat sana
çok gerektiği için aldıysan ve eğer geri verirsen seninle gurur duyacağım.
Benim seninle gurur duymamdan daha önemlisi senin kendinle gurur
duyman."Şeklinde bir konuşma aldığı eşyayı geri vermesini sağlayabilir.
YALAN
Günlük yaşamımızda hemen hemen hepimiz yalana başvururuz.
Ör; arkadaşımıza "bugün seninle olmayı canım istemiyor" yerine,
"işim var" deriz. Çünkü
gerçeği söylersek onu inciteceğimizden korkarız. Yalan herkesçe ayıplanan bir
davranıştır. Genellikle kendi yalanımızı gerekli, diğer insanların söylediği
yalanı büyük yalan olarak görürüz.
Başkalarını bilerek aldatmak amacıyla söylenen yalanlar,
gerçek yalanlardır. Aslında çocukların yalanları, yetişkinlerin yalanlarının
yanında masum kalır. Çünkü; onların yalanları aldatma amcı gütmez. Çocuk
gerçeği iyi değerlendiremediği için, gördüklerini çarpıtarak anlatır ve
uydurur. Kimi ana-baba çocuğun olmamış Şeyleri olmuş gibi anlatmasını yalan
sayar.Bunları dinlemek ve olduğu gibi kabul etmek yerine çocuğu suçlar. 3-5 yaş
çocuğunun hayal dünyası çok geniş olduğu için inanılmaz öyküler anlatırlar ve
bu dönemde yalan ile yalan olmayanı ayırt edemezler.
1- Hayali Yalanlar: Küçük çocuklar gerçeği iyi
değerlendiremedikleri için uydururlar. Yetişkinler bunları yalan olarak görür.
2-Taklit Yalanlar:Çocuklar ana-babayı örnek alır.
Ana-babanın yalanına tanık olan çocuk, yalan söylemeyi öğrenir. Ör; doktora
gidiyoruz diye gezmeye giden anne-baba çocuğun yalan söylemesine zemin
hazırlar.
3-Sosyal Yalanlar:Bunlar en yaygınolan yalanlardır. Bir
yere gideceğimiz zaman, gitmek istemiyorsak, "hastayım " deriz.
4-Savunma Yalanları:
Çocuk kendini korumak için yalan söyler.Çocuk sık sık eleştiriliyorsa,
sert tepki gösteriliyorsa, mükemmmelliğe zorlanıyorsa çocuk yalana
başvurabilir.Çocuk doğru söylediğinde "yalan söylüyorsun" diye
suçlanan çocukta , bu yalanların alışkanlık haline gelmesine neden olur.
5-yüceltilmiş Yalanlar:başkalarının hayranlığını kazanmak
için söylenen yalanlardır.
Bazende çocuklar bir özlemini dile getirmek için yalan
söyler. Ör; babasız bir çocuğun
"babam var" demesi gibi. Normal yollardan takdir edilmeyen çocuk, yalana başvuracaktır."Annem
öldü" diyen bir çocuk, kerdeş doğumu ile birlikte ilgisiz kaldığı için
böyle söylemektedir.
NASIL ÖNLENIR?
1-yetişkinler örnek olmalıdır.Eğer anne-baba başkalarına
yalan söyleyecek olursa, çocuğun dürüstlüğün önemini anlaması çok güç
olacaktır.Çocuklar hangi yaşta olursa olsun yaşına uygun bir dille doğruyu
söylemek gerekir.
2-aşırı tepki göstermemek gerekir.yumuşak ve hoşgörülü
olmalı ve cezadan kaçınmalıdır.aşırı tepki göstermek, çocuğun sizin öfkenizden
korunmak için, yalan söylemeye devam etmesine yol açar.
3-Çocuklardan başaramayacakları Şeyler beklememelidir.
4-Fazla baskıdan kaçınmalı ve koyduğumuz kurallarla
çocuğun yaşamını fazla sınırlamamalıyız.
5-Çocuğu yetişkinler araç olarak kullanmamalıdır.Ör; anne
yada babanın çocuğa yalan söyletmesi. Annenin "bu yaptığımızı baban
duymasın" demesi.
6-Gizli polis gibi çocuğu sorgulamamalı:Ör; "Doğru
söylersen ceza vermeyeceğim" dedikten sonra, çocuk doğruyu
söyleyince"biliyordum" diyerek tepki vermek yada dayak, çocukta
yalanı pekiştirir.Çünkü çocuk doğruyu söyleyince olumsuzlukla karşılaşmaktadır.
7-Çocuğun diğer
çocuklarla kıyaslanmaması gerekir.
8-Ana-baba-çocuk iletişiminin olumlu olması gerekir. Çocuk
istek, sıkıntı, kaygı ve endişelerini bizimle konuşabilmelidir. Çocuğu dinlemek
ve çözüm yollarını kendisinin bulmasına yardımcı olmak gerekir.
9-Yalan söylediği için çocuğu suçlamamak
gerekir."Yalancı" etiketi yapıştırılmış olan bir çocuk, bu etiketin
gereklerini yerine getirecektir, çünkü yaptığı işin kendini yansıttığına
inanır. Bu davranışı onaylamasak bile,Çocuğumuzun kişiliğini bu davranıştan
ayrı tutmak gerekir.Salt kendisi olduğu için onu sevdiğinizi çocuğunuzun
anlamasına yardımcı olun.
10-Doğrudan emin olmak için kontrol edin. Çocuğa "ödevin bittimi" diye sormak
yerine "ödevini görmek istiyorum" deyin.Bu davranış hem kontrol edileceği için ödevini düzgün
yapmasını sağlar hemde sonucundan çekindiği için yalan söylemez.
KÜFÜR
Küfür üç temel gruba ayrılır.
-Ya beddua etmek yada birine zarar verilmesi dileğini
yansıtan konuşma biçimi
-Cinsel içerikli küfürler, müstehcen konuşmalar
-kişiliğe yönelik küfürler. Manyak, salak...
NEDENLERI
1-Dikkat çekme:Bazı çocuklar ana-babadan yeterli ilgiyi
göremiyorlarsa, dikkat çekmek için küfrederler.
2-Sarsılma:Bazı çocuklar için yetişkinleri Şok etme, rahatsız
etme eğlenceli olabilir.
3-Ağızdan kaçıverme:Insanlarda engellenme yada kızgınlık
hissedildiğinde yada fiziksel bir gerginlik olduğunda küfürün ağızdan
çıkıvermesi çok doğaldır. Çok engellenen, yaşama alanı çok daraltılan çocuk,
kızgınlık olarak küfredebilir.
4-Savunma:Bazıları için kötü söz söyleme bir savunma
davranışıdır.Küfür etmenin tam anlamıyla yasak olduğu çevrede yetişenler, isyan
ederek bağımsızlıklarını göstermek isterler.
5-olgunlaşma:Bazende çocuklar yetişkin olmanın bir sembolü
olarak, kötü söz söylerler.
6-Akranları tarafından onaylanması:
7-Çocukça bir zevk:Küçük çocuklarda banyo ve ona ilişkin
konuşmak, çocuklarda bir tür çocuksu seksüel zevk alma durumu ortaya
çıkarmaktadır.
NE YAPILMALIDIR?
1-Örnek oluşturma:Eğer kaba ve küfürlü bi konuşma
eğilimini kendinizde engelleyebiliyorsanız, çocuğunuzda bu kontrolü sizi taklit
ederek öğrenecektir.
2-Dürtülerini ifade edebilme:Eğer çocuk, size olan
kızgınlıklarını rahatlıkla dile getirebiliyorsa, bu özgürlüğe sahip ise,
olumsuz duygularını belirtmek için daha az küfürlü sözcük kullanacaktır.
3-tartışma:Bu kelimeler bir kağıda yazılarak tanımlanır ve
daha sonra tartışılır.
4-önemsememek:Çocuklar kötü sözcükler
kullandığında,anne-babalar bu duruma pek fazla üzülüp şaşırmıyorlarsa,
çocukların bu sözcükleri söylemeleri için bir nedenleri kalmayabilir.
5-"Dilsizlik Oyunu":Ana-babalar böyle durumlarda
Şoke olmaktan çok, sessizlik oyunu oynayarak çocuğu yönlendirebilirler.
"senin kullandığın kelimenin anlamı nedir?", "anlamıyorum",
denilerek çocuktan yanıtlaması istenir.
6-Yaratıcı olmaya özendirmek:Yaratıcı uğraşlar, yazınsal
faaliyetler, spor vb. Yaratıcılığı artırıp kötü söz kullanımını engeller.
7-Kötü sözcüklerin yıpratılması:Çocuk bu kelimeyi
kullandığında 5 dakika boyunca bu kelimeyi söylemesini isteyin. Büyük
olasılıkla bir daha kullanmayacaktır. Söylemek istemediği zaman, ancak kötü
sözcüğü kullanmaktan dolayı verilen cezayı uyguladıktan sonra, istediğini
yapabileceğini söyleyin.
8-Ciddi cezalandırmama:Eğer çocuğunuzu, döverek,
bağırarak, tehdit ederek cezalandırırsanız; çocuğunuz bu bu kelimeleri
yakalanıp cezalandırılmamak için, gizlice kullanmayı öğrenir.
Uygun olmayan bu sözcüklerin yerine, uygun kabul
edilebilir sözcükler kullanması için çocuğu bilgilendirmek gerekir.Çocuk olumlu
sözcük kullandığında, çocuğun övülmesi teşvik edilmesi gerekir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder