2 Haziran 2012 Cumartesi

Çoklu zeka ve öğrenme

  
         ÇOKLU ZEKA ve ÖĞRENME
Önemli olan ne kadar zeki oldukları değil, hangi konuda zeki olduklarıdır

Zekanin tek tip olduğunu, doğuşla sabit bir düzeyde gelip hep aynı düzeyde kaldığını savunan 
eski inançlar, Harvard Üniversitesi profesörlerinden Howard Gardner'ın Çoklu Zeka Teorisi ile yıkılıyor.

Gardner'a göre yedi tip zeka doğuştan her çocukta değişik düzeylerde bulunuyor ve küçük yaşlardan başlayarak yaşam boyu bütün zeka tipleri geliştirilebiliyor.
'Çok yönlü zeka' teorisi ile sadece dil ve matematik zekasını göz önünde bulunduran okullardaki klasik 
eğitim sistemi, buna dayalı klasik zeka testi ve zekanın eski tanımı tarihe karışıyor.
Gardner, 7 tip zekayı, dilsel zeka, görsel zeka, matematik zekası, harakete dayalı (bedensel) zeka, muzik zekası, kişislerarası (sosyal) zeka ve kişinin kendine dönük zekası olarak adlandırıyor.
 
7 TİP ZEKANIN TANIMLARI

Dilsel zeka
Konuşma ve yazma dilinde kelimeleri etkili ve akıllıca kullanma kapasite ve yeteneğidir. (Şair, yazar, gazeteci ve politikacılar ) 

Görsel zeka
Etrafindaki objektleri hayalinde canlandırma ve görme yeteneğidir. (Ressam, mimar, fotografcı ve dekoratörler)

Matematik zekası
Numaralari akıllıca kullanmak ve sebep sonuç ilişkisi kurabilme yeteneğidir. (Bilim adamları, matematikciler ve bilgisayar programcıları)

Bedensel zeka
Kişinin kendisini ifade etmesinde bedenini (dans, mimik, pandomim) kullanma kapasitesi ve kişinin ellerini birşeyler yaratmakta ( heykel ya da seramik çalışmaları) kullanma yeteneğidir. (atletler, aktörler, danscilar, heykeltıraşlar)
Müzik zekası
Seslere hassaslık gösterme kapasitesi ve kendisini muzikle ifade etme yeteneğidir. (Müzisyenler)

Kişilerarası zeka
Baskalarının ruh hallerini, hislerini, duygularını, mizaclarini anlama kapasitesi ve yetenegidir. ( ögut veren-danişman, ögretmen, politikal liderler)

Kişinin kendine dönük zekası
kendini yönlendirme, idare etme ve kendini tanıma  kapasitesidir. (psikologlar, psikoterapistler, )
KAREKTERİSTİK ÖZELLİKLERİ
Dilsel zeka
Bu tip çocukların kelime hazineleri çok geniştir. Masal, hikaye ya da fikra anlatmaktan zevk alırlar. Okumayı, kelime oyunlarını ve bulmaca çözmeyi cok severler. Küçük çocuklar kendilerine kitap okunmasından ya da hikaye anlatılmasından hoşlanırlar. Kafiyeli kelimeleri bulup bunları kullanmaktan ve tekerlemeleri hızla söylemekten hoşlanırlar.
Görsel zeka
Bu tip çocuklar yaşıtlarından daha çok hayal kurarlar. Yap-boz, labirant gibi görsel faaliyetlerden hoşlanırlar. Yaşıtlarına kıyasla çizimleri ve resimleri çok güzeldir. Film, slayt gibi görsel gösterileri çok severler.
Mantıksal-Matematik zekası
Herşeyin nasıl çalıştığını merak eder ve sorular sorarlar. Matematik en sevdikleri derstir. Matematikle ilgili oyunlar oynamak onlara cok zevkli gelir. Dama, satranç gibi düşündüren oyunları oynamaktan zevk alırlar. Mantığa dayalı yap-boz ya da matematik yetenek soruları çözmek çok hoşlarına gider.
Harekete dayalı (bedensel) zeka
Bu tip çocuklar çok hareketlidirler. Koşmayı, zıplamayı, güreşmeyi çok severler.  Mimik ve hareketleri çok iyi taklit ederler. Eşyalari ya da benzer şeyleri parçalara ayırıp tekrar birleştirmeyi severler.  Tahta oyma, dikiş dikme, örgü örme gibi el becerileri isteyen işlerde yeteneklidirler.
Müzik zekası
Pek çoğunun güzel sesi vardır ya da güzel şarki söylerler. Müzik aleti çalmaya heveslidirler ya da çalıyorlardır. Müzik dinlemeyi sever, okul dışında öğrendikleri şarkıları söylemekten çok hoşlanırlar.  Koro ya da buna benzer faaliyetlere katılmaktan zevk alırlar.
Kişilerarası (sosyal) zeka
Liderlik özelliklerine sahip olan bu çocuklar arkadaşları arasında en popüler olan çocuklardır. Sosyal faaliyetlere katılmaktan zevk alırlar. Klüplerde, organizasyonlarda, komitelerde yer almayı severler.  Birden fazla yakın arkadaşları vardır. Başkalarına önem verir ve onlar için endişelenirler.
Kişinin kendine dönük zekası
Bağımsız ve kendi başlarına buyrukturlar.  İlgi duydukları şeyler ya da hobiler hakkında pek fazla konuşmazlar. Hislerini eksiksiz, abartmadan olduğu gibi söylerler. Genelde tek başına çalışmayı ve oynamayı tercih ederler.

 
ÖĞRENME YOLLARI
Yukarda tanımları ve karekteristik özellikleri belirtilen zeka tiplerine baktığımızda hepsinin birbirinden farklı olduğunu görürüz. Herkesin birbirinden farklı algılama ve anlama, olaylara birbirinden farklı yaklaşım ve problem çözme yetenek ve tarzları vardır. Herkesin öğrenme şekilleri de birbirlerinden farklıdır.
Görsel zekası gelişmiş olan çocuklar resimlerle ve video filmlerle daha zevkli öğrenirlerken, bedensel zekası olan çocuklar dokunarak, deneyerek ve uygulayarak daha iyi öğrenirler. Matematik zekalı çocuklar mantiğa dayalı, sebep sonuç ilişkileriyle rahatca öğrenirken, müzik zekalı cocuklar müzikle, dilsel zekası olan çocuklar ise dinleyerek ve okuyarak öğrenmede daha başarılı olurlar, sosyal zekalı çocuklar konuşup, iletişim kurarak, kendine dönük zekası olan çocuklar ise tek başına çalışarak öğrenmekten zevk alırlar.
 
OKULLARDA UYGULANMASI
Çoklu zeka teorisinin sınıflarda uygulanması için öğretmenlerin değişik ders metodları ve onlara uygun değişik malzemeler kullanmaları gerekir. Bunu daha açacak olursak aynı şeyi farkli metodlarla ve malzemelerle öğretmek, birbirinden farkli anlama kapasitesi olan çocukların daha kolay öğrenmelerini sağlayacaktır. Çoklu zeka teorisinin okullarda öğretmenler tarafindan uygulanması çocukların üstün olan zekalarını (yönlerini) ortaya çıkaracak ve bu yönlerini geliştirip kuvvetlendirmelerini sağlayacaktır. Ayrıca sınıfta kendilerine sağlanan çoklu zeka teorisine göre hazırlanmış ders ortamlarında diğer zeka tipleri de gelişecektir.
Zeka tipi ne olursa olsun her çocuğun kuvvetli ve zayıf olduğu yanları vardır. Eğer okullarda bu zeka tiplerinden sadece bir ya da ikisi kullanılırsa, zeka tipi bunun dışında kalan çocuklar kendi yetenekli yanlarını geliştiremeyecek, öğrenme işini zevk almadan ve daha uzun sürede tamamlayacak ya da hiç öğrenemeyeceklerdir.
'Çoklu Zeka' yöntemiyle çocuklar kendi üstün ve yaratici yanlarını keşfedip bunu daha da kuvvetlendiriyor ve diğer zeka tiplerini de geliştirme şansına kavuşuyorlar. Böylece çok yönlü yetişen çocukların kendilerine olan güvenleri artıyor, okula ve öğrenmeye karşı daha ılımlı bir tutum ve davranış geliştiriyor ve daha başarılı oluyorlar.
 
SONUÇ
Sonuç olarak 7 tip zeka ve değişik öğrenme yolları varken tek tip zekaya hitap edecek, tek tip öğrenme şekliyle cocukları bir kalıp içine sokmaya çalışmak, toplum için yetişecek pek çok dahiye engel olmak demektir.  Dahi demek, halen pek çok okulda uygulanan ve önem verilen, sadece matematik ve dilde yetenekli olmak değildir.  Çocuklar müzikte, bedenleriyle, sosyal yönleri, kendilerine dönük zeka ve görsel olarak ta zeki ve yeteneklidirler. Onlara bu yeteneklerini gösterme, geliştirme ve başarılı olma şansi verilmelidir. 



ÖZGÜVEN  (KENDİNİ DEĞERLİ HİSSETMEK)

Özgüven ne demektir?
Özgüven bir çocuğun kendisine yönelik iyi duygular geliştirmesi sonucu kendisini iyi hissetmesi demektir. Başka bir değişle kendisi olmaktan memnun olması ve bunun sonucu kendisi ve çevresiyle barışık olması demektir.

Çocuk nasıl bir ortamda kendisini değerli hisseder ve özgüveni olur?

Çocuğun kendisini değerli hissetmesinde rol oynayan etkenler  

Daha ilk yaşlardan, çocukların kendilerine yönelik iyi duygular geliştirmeleri, hayatlarındaki önemli
insanlar (anne-baba, öğretmen ve diğer büyükleri, ilerleyen yaşlarda arkadaşları) tarafından nasıl değerlendirildiklerine bağlıdır.
Büyükleri tarafından sevgi gören, gereksinim duyduğunda beklediği yakınlık ve ilgiyi bulan, fikirlerine değer verilen ve önemsenen, göven duyulan ve sorumluluklar verilen, iyi yaptığı şeyler için övülen, gurur duyulan, yaptıklarında hataya yer verilen ve olduğu gibi kabul edilen çocuğun kendisine özgüveni olur.
Buna karşılık sevildiğini, önemsendiğini hissetmeyen, beklediği yakınlık ve ilgiyi göremeyen, sürekli eleştirilen ve olduğu gibi kabul edilmeyen çocuk kendisini değerli hissetmez ve özgüveni olmaz. Kendisini değerli görmeyen (özgüveni olmayan) çocuk yaşadığı aile, çevre, okul ve toplum içinde problemlere sebep olur.
 
Çocukların özgüvenlerini sağlamak için yapılacak şeyler
1 . Var olmalarının sizin için ne kadar önemli olduğunu onlara hissettirin.
      Onlara olan sevginizin başarı ya da başarısızlıklarına bağlı olmadığını,  var olmalarının sizin için ne
      kadar önemli olduğunu ve ne olursa olsun onları daima seveceğinizi söyleyin.
2 . Kendilerine olan özgüvenlerinde sarsıntı gördüğünüz an harekete geçin.
      Unutmayın kendine özgüven duymak kendini begenmişlik ya da kibirlilik demek değildir.
      Özgüven  sadece olduğu gibi kabul edilmiş olmanın verdiği kendini rahat, iyi ve güvenlik
      içinde hissetmekdir. Başarısı ile şımaran, kibirli davranışlar gösteren çocuğun kendisine olan
      özgüveni yok ya da düşük demektir.
3 . Çocuğunuzun gerçek özgüveni sağlamasında yardımcı olun.
      Çocuğunuzun zayıf yanlarını görmezlikten gelmeyin, dürüst olun, ama onları eleştirmeyin.
      Çocuklar kendilerindeki eksiklikleri ve kusurları kabullenmelidir. Bunun yanı sıra iyi ve kuvvetli
      oldukları yanları ile gurur duyabilmelidirler.
4 . Çocuğunuza kendisine has yeteneklerini ortaya çıkartmasında yardımcı olun
      Çocuklar birbirlerinden farklıdır. Her çocuğun farklı özellikleri ve yetenekleri vardır. Hepsinin başarılı
      olduğu alanlar değişiktir. Çocuklarınıza kendi ilgi alanları ve yetenekleri doğrultusunda faaliyetlere
      katılma imkanı sağlayarak onların araştırmaları ve yeni şeyler keşfetmeleri için destekleyin. Böylece
      kendilerinde var olan yeteneklerin ortaya çıkmasını sağlayarak kendilerine göven duymalarını
      sağlamış olursunuz.
5 . Yaptıkları ve ilgilendikleri şeylerin sizin için ne kadar önemli ve değerli olduğunu gösterin.
      Katıldıkları faaliyetleri ve ilgilendikleri şeyleri sorun, okulda katıldıkları faaliyetlerin gösterilerine
      gidin. İlgilendiği şeylerle ilgili okuduğunuz bir yazı ya da resmi onunla paylaşın.
6 . Evinizde herkesin birbirine güveneceği bir ortam oluşturun.
      Duygularını, düşüncelerini, sevgisini, başarı ya da başarısızlıklarını, hayal kırıklıklarını aile fertleriyle
      rahatca paylaşabilen çocuklar özgüvenli olurlar.
      "Söylediğin kadar da kötü değilmiş" ya da "Geçer canım merak etme" şeklinde cevap verme yerine,
      onların duygu ve düşüncelerini ciddiye alın.
7 . Çocuğunuza kendi davranışlarınızla örnek olduğunuzu unutmayın.
     Çocuklarınıza, onlarda görmek istemediğiniz davranışlarda bulunmayın. Unutmayın çocuklar size
     sizin onlara davrandığınız gibi davranacaklardır. Sinirlenip onlara bağırdığınızda, kızınca bağırmanın
     normal olduğu mesajını verirsiniz.
8 . Beklentileriniz çocuğunuzun seviyesinde olsun, onu aşacak beklentilerden kaçının.
     Her çocuğun farklı yapabilme kapasitesi ve seviyesi vardır. Çocuğunuzun birşeyi yapamayacağını
     bildiğiniz halde bunu ondan bekleyip sonunda hayal kırıklığı yaratmayın. Ulaşabilecekleri
     hedefler amaçlayıp başarılı olmalarını sağlayın.
9 . Çocuklarınıza sorumluluklar verin
     Kendisine güvenilip sorumluluk verilen çocuklar kendilerini yararlı ve önemli hissederler.
10. Sadece çok özel yetenek ya da başarılarına değil herşeyine değer verdiğinizi ve taktir
      ettiğinizi belirtin.
      Küçük bile olsa yaptığı güzel birşey ya da davranışı için onu övün ve bunun  ne kadar önemli
      olduğunu belirtin.
11 .Ne yaparlarsa yapsınlar onları bağışlayın ve sevgi ile emniyette olduklarını hissettirin.
      Çocuklarınızı disiplin edin ama bunu hiç bir zaman sinirle ve katı kurallarla yapmayın. Onları
      disiplin etmeniz katı kurallarla katı cezalar verme şeklinde olmasın. Çocuklar adaletsiz  davrandığınızda
      bunu çok iyi bilirler. Onların güvenini sarsmayın.
12 . Birlikte vakit geçirin.
      Ortak yapacağınız faaliyetler bulup birlikte zaman geçirin.
13 . Onların özgüvenlerini sağlayacak sözlerde bulunun
       "Yardımların çok işime yaradı, teşekkür ederim" ya da " Bak bu aklıma gelmemişti bu konudaki
       fikrini çok beğendim" gibi sözlerle onların katkılarına değer verdiğinizi gösterin.
14 . Çocuğunuzla ilgili problemeleri onu suçlamadan ya da onun karekterini eleştirmeden tartışın.
       Çocuklar kendileri ile ilgili problemlerde kendilerine saldırılıp eleştirilmeden konuşulduğunda bu  problemi çözmek için çaba sarfederler. Onun karakterine değil yaptığı şeye hitap ederek konuşun.


 Çocuğunuza Her Gün Kitap Okuyor musunuz?
Anne ve babalar çocuklara kitap okumanın yararlı olduğunu duymuştur ama pek çoğu bunun neden bu kadar önemli olduğunu merak eder. İşte sorularınızın cavapları:
Neden Çocuğuma Kitap Okumalıyım?
Araştırmalar anne ve babası tarafından her gün kendisine kitap okunan çocuğun
·  Kelime hazinesinin erken yaşta geliştiğini
·  Düşünme yeteneğinin ve buna bağlı olarak yaratıcı zekasının geliştiğini
·  Dinleme ve konuşma yeteneğinin geliştiğini
·  Kitap okumayı seven bir birey olarak yetiştiğini
·  Okuyup yeni bir şeyler öğrendikce merak etmeyi ve daha çok okuyup öğrenmek istediğini göstermektedir.
Çocuğuma Kitap Okumaya Ne Zaman Başlamalıyım?
Ne kadar erken başlayabilirseniz. Hatta bebekliklerinde onlara kitap okumak dil yeteneklerini geliştirmelerinde yararlı olur. Buna ek olarak okurken anne ya da babadan fiziksel yakınlık ve ilgi görmek çocuğa sevildiğini hissettirerek kendisini iyi hissetmesini sağlayacaktır.
Hikaye Okurken Okumamı Kesmesine İzin Vermelimiyim?
Elbette. Çocuklar soru sorarak öğrenirler. Anlaşılmayan bir kelimeyi açıklamak, hikaye kahramanları hakkında konuşmak, kitap hakkında tartışmak çocuğunuzun öğrenmesine yardımcı olacaktır.
Aynı Kitabı Defalarca Okuyabilirmiyim?
Evet. Küçük çocuklar kendilerine daha önce okunmuş, bildikleri bir hikayeyi defalarca dinlemeyi çok severler.
Buna ek olarak aynı kitabın defalarca okunması çocukların aynı kelimeleri defalarca duyarak aşinalık kazanmasına yardımcı olduğu gibi kitapta verilmeye çalışılan mesajın akıllarında kalmasına da yararı olur.
 
Okumayı Çocuklara Sevdirmek
Çocuklar okudukca okumayı daha çok sever, sevdikce daha çok okur ve öğrenirler. Okumayı sevmek bir anlamda öğrenmeyi de sevmektir.
Okumayı çocuklara sevdirip onlara hayat boyu okuma alışkanlığı verecek, zevk için okuyan bireyler olarak yetişmelerinde yardımcı olacak ilk kişiler siz anne ve babalarsınız.
Küçük Yaştan Başlayarak Çocukları Kitaplara ve Okumaya Yöneltmenin Bazı Yolları:
1.  Çocuklarınızla muntazam olarak kütüphaneye gitmeyi alışkanlık haline getirin.
Kütüphaneye onlarla birlikte gidip kitap seçmekten en az onlar kadar siz de zevk alacaksınız. Çocuklarınıza kütüphane kartı çıkartın ve kütüphanenin nasıl kullanıldığını öğretin.
2.  Kitapcılara kitap bakmaya gitmek de kütüphaneye gitmek kadar zevkli ve eğlencelidir. Çocuğunuzun kitap seçmesine yardımcı olun ve ona kendi seçtiği kitabı satın alın.
3. Alacağınız kitabın çocuğunuzun okuma seviyesinde olmasına dikkat edin. Ayrıca çocuğunuzun ilgilendiği konular da çok önemli. Onun ilgi alanının dışına çıkmayın.
4. Çocuğunuza her gün 15-20 dakika kitap okuyun. Araştırmalar her gün kendisine kitap okunan çocukların okumayı öğrenmesine çok yardımcı olduğunu gösteriyor.
Çocuklar yatak vakti ya da diğer bir deyişle uyku öncesi hikayeleri çok severler. Çocuğunuzun ilgisini kitaplara ve okumaya çekmenin en güzel yollarından biri, birlikte resimlerine bakarak ona uyku öncesi hikayeler okumanızdır.
5. Okurken yaratıcı olun. Karekterleri değişik ses tonlamaları ile seslendirin. Okuduğunuz kitap hakkında konuşun. Çocukları kitap hakkındaki fikirlerini söylemeleri için destekleyin, sorular sorun.
6. Çocuklara kitap okumak kadar onların size kitap okumasını sağlamak da oldukca önemlidir. Sırayla bir sayfa siz bir sayfa çocuğunuz okuyabilir. Ona okumasının ne kadar iyi olduğunu söylemeyi sakın ihmal etmeyin. Anne ve babaya kitap okuyabiliyor olmak çocukların ovünecekleri bir şeydir. Bu onların okumayı sevmelerini sağlar.
7. Kütüphanelerde kitap ve okuma kulübü var mı araştırın ve çocuğunuzun böyle bir faaliyete katılmasını sağlayın.
8. Çocuklarınıza arkadaşlarıyla beraber kendi kitap kulüplerini oluşturmaları fikrini vererek onlara ön ayak olun. Çocuklar arkadaşlarını çağırmaktan ya da arkadaşlarına ziyarete gitmekten çok hoslanırlar. Kitap kulübü için belli bir gün ayarlayıp arkadaşlarıyla bir araya gelerek birlikte kitap okumak ve birbirlerinden kitap ödünç almak hoşlarına gidecektir. Kurdukları kitap kulübüne isim vermelerini önerin ayrıca kulüp üyelerinin okudukları kitapların listesini tutmalarını söyleyin.
 
Çoğu zaman, çocukları oynarken görünce, çocuk olmanın ne güzel olduğunu geçiririz içimizden ve çocuklar için herşeyin oyundan ve eğlenceden ibaret olduğunu düşünürüz. 
Mutlu, memnun, neşeli anlarının yanı sıra, çocukların da günlük hayatlarında kendilerine 
göre endişeleri, kızgınlıkları, huzursuzlukları ya da  korkuları vardır. Onlar da değişik olaylar karşısında 
değişik duygular yaşar ve duygularına göre davranışlarda bulunurlar. 
Peki, olaylar karşısında yaşadıkları duyguları ayırt edebilirler mi? Bu duyguları anlayıp tanımlayabilirler mi? Duygularını dile getirip ifade edebilirler mi? Duyguları hakkında rahatca konuşabilecekleri ortamları  var mıdır? 
Pek çok çocuk olaylar karşısında duygularını  davranış olarak gösterirken, bunları kelimelerle anlatmakta zorluk çekerler. Bunun önemli nedenlerinden biri duyguları tanımamaları ve onları anlatacak kelime dağarcıklarının olmamasıdır. Yaşadıkları olaylardan etkilenip doğal olarak gelişen duygularıyla hareket ederler. Bu bazen saldırı ve arkadaşa vurma, bazen sinirlenip kötü söz söyleme, bazen ağlama ya da utanma gibi çok çeşitli şekillerde ortaya çıkar. 
Duyguları iyi ya da kötü, doğru ya da yanlış diye gruplandıramayız, hepsi doğal parçamızdır ve normaldir. Anne-baba ve öğretmenlerin, çocukları yargılamadan, küçümsemeden onların olaylar karşısında doğal olarak gelişen duygularını anlamalarına sabırla yardımcı olmalıdırlar. Önemli olan olaylar karşısında yaşanan duyguların farkına varılabilmesi ve tanınmasıdır. Özellikle çocuklar için ifade etmekte zorluk çektikleri duygularını tanımlayabilmeleri ve anlatabilmeleri onlara doğru ve pozitif davranış biçimi kazandırması açısından çok önemlidir. 
Örneğin arkadaşı tarafından elinden oyuncağı alınan çocuğun sinirlenmesi doğaldır, ama oyuncağını geri almak için kızgınlıkla arkadaşına vurması doğru  değildir. Bu durumda oyuncağını geri almak isteyen çocuğa yaşadığı duyguyu anlamasında ve nasıl davranması gerektiği konusunda yardımcı olunmalıdır. Ona, oyuncağının elinden alınmasıyla (kendisine yapılmış bu haksızlık karşısında) sinirlenmesinin doğal olduğunu, ama arkadaşına vurmak yerine bunu kelimelerle arkadaşına anlatmasının doğru olduğunu anlatın. 
Arkadaşına vurduğu için çocuğa büyükleri tarafından ceza verilmesi onun duyguları öğrenmesine ya da benzer bir olayı tekrar yaşadığında daha iyi davranmasında yardımcı olmayacaktır. Çocuk aldığı ceza ile yaşadığı kızgınlık duygusunun yanlış ve yaşanmaması gereken bir duygu olduğu kanısına kapılıp aynı duyguyu her yaşayışında hata yaptığı düşüncesiyle suçluluk hissedecektir. Burada çocuğun yaşadığı duygu değil davranışı yanlıştır.  O nedenle çocuğun duyguları ile davranışları hakkında konuşup, yaşadığı duyguların doğal olduğunu ama kötü davranışın doğru olmadığını mutlaka vurgulamak gerekir. 
Anne ve babanın çocuğunun duyguları karşısındaki davranış şekli, çocuğun duygulara karşı bakış açısını etkileyecektir. Çocuğun sinirlenmesine tepki olarak anne ve babanın sinirle tepki vermesi ya da çocuğu suçlaması, ona bu duygunun kötü bir duygu olduğu düşüncesini verecektir. Anne ve babanın çocuğun kızgınlığını sakince karşılayıp, yaşadığı duygunun doğal olduğunu, onu hala sevdiklerini ifade etmeleri, çocuğa kızgınlığın da diğerleri gibi doğal bir duygu olduğunu gösterecektir. 
Çocuklar hangi duyguyu yaşarlarsa yaşasınlar bunların çok doğal olduğunu ancak bu duyguların kaba ve kötü davranışlar şeklinde ifade edilmesinin yanlış olduğunu, yaşadıkları duygular yüzünden yargılanmadıklarını, suçlanmadıklarını ve hala sevildiklerini bilmeleri onları rahatlatacaktır. Duygularının kabul edilmediği ortamda büyüyen çocuk, olaylar karşısında doğal olarak gelişen duyguları ile ilgili suçluluk ve korku duyacaktır. Duyguları yüzünden suçluluk ve korku hisseden çocuk duygularının insanlarla olan ilişkilerini bozacağına inanır. Halbuki ilişkileri etkileyen duygular değil bu duyguların ifade ediliş şeklidir. 

 
DUYGULARI ÖĞRENELİM
Anne babalar evde, öğretmenler yuva ya da okularda duyguları öğretirken bu sayfadan yararlanabilirler.  


Duygularla ilgili eğlenceli başka faaliyetlere ne dersiniz?
1. İki ya da daha fazla arkadaş bir araya geldiğinizde sırayla herkes bir duygunun adını
söylesin ve diğerleri bu duyguyu yüz mimikleri ve hareketlerle göstersin.
2. Kulaktan kulağa oynunu hepiniz bilirsiniz. Simdi anlatacağım oyun buna çok benziyor.
Herkes ayakta arka arkaya sıraya girer. Oyunu başlatacak kişi bu sıranın başında, yüzü onlara
dönük durur ve en önde duran kişiye, yüzüyle bir duyguyu ifade eder. En öndeki çocuk arkasındakine
aynı yüzü yapar, o kendi arkasındakine ve oyun en sondaki kişiye sıra gelene kadar böyle devam eder.
En sondaki ortaya çıkıp yüzüyle bu duyguyu ifade eder ve duygunun adını söyler. Bilse de bilmese de sıranın başına sondaki çocuk geçer, böylece herkes sırayla başı çekmiş olur.
BU OYNUN ADI NE Mİ?Hadi buna siz bir ad bulun, ama bulduklarınızı bana da yazın.
3. Resim yapmayı seviyor musunuz? O zaman bir kağıdı önce ikiye sonra tekrar ikiye katlayın, tamam
şimdi kağıdı açıp eski haline getirin. Kağıdınız dört eşit parçaya ayrılmış durumda. Şimdi dört tane duyguyu çizecek yeriniz var. Hangi duyguları çizeceğiniz size kalmış. Dört tane seçin
ve başlayın. Çizmeniz bitince bugün kendinizi bunlardan hangisi gibi hissediyorsunuz bulun ve
istediğiniz renklerle boyayın.
4. DUYGU SAATİ
Evde anne babaların, okul ya da yuvalarda öğretmenlerin çocuklara yardım yardım ederek uygulayabilecekleri bu faaliyet için karton ya da kağıt, makas, raptiye ve kurşun kaleme ihtiyacınız olacak.
Küçük çocuklar için kağıt ya da kartonu daire şeklinde kesip hazırlayın. Çocuklar
daire şeklinde kesilmiş kağıdın üzerine aşağıdaki gibi duyguları belirten yüzler çizsinler. Duygu saatine
istediğiniz diğer duyguları ifade eden başka yüzler de çizilebilir.
Büyük çocuklar kağıdı daire şeklinde kendileri de kesebilirler.
Saatin ortasına bir delik açıp buraya raptiye ile tutturacağınız karton ya da kağıttan bir ok koyun.
Duygu saatini çok çeşitli faaliyetlerde kullanabilirsiniz.
Duyguların adlarını öğrenen çocuklara saatin okunu yüzlerden birine getirerek bu duygunun adını sorabilirsiniz. Çocuklar bunu kendi aralarında da yapabilirler.
Anne baba ya da öğretmenler küçük senaryolar yaratıp, bu olay karşısında hangi duygu içinde olursunuz diye sorabilirler. (Okul bahçesinde oynarken birisi seni itti ve yere düştün ya da öğretmenin yaptığın resmi çok beğendiğini ve okulda sergileyeceğini söyledi nasıl hissedersin gibi.) Çocuk duygu saatini kullanarak  cevap verir ve duyguları hakkında konuşur.


"Tahmin et kim?" Oyunu 
Oyunun amacı
Bazen, karşımızdaki insanın bizim için söylediği güzel sözleri duymakta zorluk çekeriz. Hele bir de bu sözler başkalarının önünde yapılmışsa duyması iyice zorlaşabilir. Aynı şekilde birisine güzel bir söz söylemek de o derece zor olur çoğu zaman. Ama bu güzel sözler bir oynunun parçasıysa bunları duyması ya da söylemesi hiç de o kadar zor olmayabilir. Bu oyunun amaci insanlar (çocuklar, öğrenciler) arasında pozitif yaklaşımı sağlayarak kurulan iyi ilişkiler sonucu özgüveni sağlamak ve daha da geliştirmektir.
Oyun kaç kişilik?
4 ile 15 kişi
Gerekli malzemeler:
1. Kişi başına bir zarf
2. Kağıt 
3. Kalem
Oyunun kuralları ve oynanışı
1. Çocuklar bir daire çevresinde toplanır. 
2. Oyunu idare eden kişi herkese birer zarf, kalem ve küçük parçalara kesilmiş kağıtları dağıtır. 
3. Herkes zarfların üzerine kendi isimlerini yazıp bunları sağ yanlarında oturan kişilere verir.
4. Herkes yanındakinden aldığı zarfın içindeki kağıda o kişi hakkında düşündüğü güzel bir özelliğini (güzel resim yapar, çok yaratıcıdır, güzel gülümsemesi vardır vs gibi) yazdıktan sonra altına da kendi adını yazar ve zarfı sağ yanındakine verir. 
5. Oyun, bu şekilde, zarfın elden ele değişerek ve herkesin zarf sahibi hakkında güzel sözler yazmasıyla devam eder. 
6. Sonunda zarflar tekrar sahiplerini bulduğunda oyun sona erer.
7. Oyunu idare eden kişi zarfları toplar ve aralarından birini seçerek o kişinin adını okuyarak onun hakkında yazılmış güzel bir sözü kimin yazdığını söylemeden okur.
8. Zarfın sahibi bu sözün kim tarafından yazıldığını tahmin eder. Eğer bilirse puan alır. Oyunun amacı tahminleri doğru yaparak oyunu en yüksek puanla bitirmektir.
9. Oyunu idare eden kişi sırayla herkesin zarfından güzel bir söz okur ve zarflar bitene kadar bu devam eder.
Oyun bittikten sonra herkes kendi zarfını saklamak için alır. Çocukların zaman zaman  yazılan güzel ve pozitif sözleri okuyarak kendilerinde bulunan güzel özellikleri hatırlamaları desteklenir.
Oyundan sonra sınıf içi yapılacak tartışma ve konuşmalar
1. Kendinizle ilgili bütün bu güzel sözleri duymak size ne hissettirdi? Kendinizi nasıl hissettiniz?
2. Bu tip güzel sözleri ne kadar sıklıkta duyuyorsunuz? Bunlar sizi nasıl etkiliyor?
3. Bu zarfı tutacak mısınız? Neden?
4. Başkalarından güzel ve pozitif sözler duymak sizce neden önemlidir?
5. Bugün hakkınızda söylenen herşeye inandınız mı? Nedenleri?

Arkadaşlik Zinciri Oyunu
Oyunun amacı:
Öğrencilerin, başkalarına (arkadaşlarına) karşı duydukları iyi hislerini ifade edebilmelerinde yardımcı olmak.
Gerekli malzemeler: 
1. Şerit halinde kesilmiş çizgisiz beyaz kağit (6cm-14cm). 
2. Renkli boya kalemleri ya da gazlı kalemler. 
3. Zımba.
Oyunu kim idare edecek?
Bu oyunu öğretmen idare eder.  Büyük yaştaki (lise) öğrencilerle oynandığında bir öğrenci de idare edebilir.
Oyun öncesi hazırlık faaliyetleri neler?
Öğretmen oyundan önce öğrencilerle "iyi arkadaşın" özeliklerini ve huylarini tartışır. Herkes kendi fikrini söyler. Daha sonra bir arkadaşa iyi özelliklerini söylerken kullanılacak kelime ve sözlere örnekler verilir. Herkes kendi fikrini söyleyerek örnekler verir.
(arkadaşlarına değer veren, sevgi dolu, yardımcı, iyilik sever vs gibi)
Öğretmen öğrencilere beyin fırtınası  yaparak sol yanlarında  oturan arkadaşları hakkında bulabilecekleri butun iyi özellikleri düşünüp bulmalarını ve bunu yazmalarını ve bu listeyi o an için gizli tutmalarını ister. 
Öğretmen, öğrencilere beyin fırtınasını nasıl yapacaklarına dair örnek vermek için herkesin tanıdığı birisinin adını tahtaya yazar (müdür, okulun beden eğitimi öğretmeni vs) ve herkesten bu kişinin iyi huylarını, iyi davranışlarını, iyi özelliklerini vs söylemelerini ister. Öğrenciler söyledikce  öğretmen bunları tahtya yazarak beyin fırtınasının yapılışına örnek vermis olur.
Bu oyunda özellikle üzerinde durulacak konu nedir?
Öğretmen öğrencilere oluşturacakları listenin sadece iyi ve pozitif özellikler için olduğunu belirtir. Herkes arkadaşlarının iyi özellikleri üzerinde odaklaşacaktır. 
Oyunda özellikle dikkat edilmesi gereken konu nedir?
Öğretmen yanyana oturan öğrencilerin birbirleriyle iyi anlaşan ya da en azından birbirleriyle sorunları olmayan öğrenciler olmasına dikkat etmelidir. Eğer yanlarında oturan arkadaşları hakkında güzel şeyler söylemek istemeyen öğrenciler varsa yanyana oturtmayın. Bu nedenle oyuna başlamadan önce kimin nereye (kimin kimle yanyana) oturacagını daha önceden planlar ve herkesi bu plana göre oturtur.)
Öğrencilere başka açıklanacak bir şey var mı?
Öğretmen bu kağıt şeritlerinin renkli kalem ya da gazlı kalemlerle rengarenk boyanacağını ve sonra zımba ile birbirlerine eklenerek zincir haline getirilip ya sınıfın kapısına ya da sınıfta tahtanın etrafına süs olarak asılacağını söyler. 
Aslında bu zincir, sınıfı birbirine bağlayan arkadaşlığın görsel simgesidir. Zincirin her şeridi arkadaşların birbirine olan bağını simgeler ve arkadaşlık zincirini bir bütün halinde oluşturmak için bu şeritlerin her birine ihtiyaç olduğunu gösterir. 
 
Oyunun kuralları ve oynanışı
1. Öğrenciler bir daire oluşturacak sekilde otururlar. Öğretmen herkese kağıtları ve renkli kalemleri dağıtır.
2. Herkese sol yanlarında oturan kişilerin adlarını bu kağıtların üzerine renkli ve süslü harflerle yazmalarını söyler.
3. Öğretmen öğrencilere beyin fırtınası yaparak sol yanlarında  oturan arkadaşları hakkında oluşturdukları iyi özellikler listesinden en iyi olanını ellerindeki kağıtlara yazmalarını söyler ve yazdıklarını renkli kalemlerle resimlemelerini ya da başka şekillerle süslemelerini ister.
4. Öğretmen öğrenciler arasında dolaşarak herkesin oyunun kurallarına uyup uymadığını kontrol eder. (pozitif seylerin yazılıp yazılmadığına bakar)
5. Öğretmen herkesin yazdıklarına baktıktan sonra sırayla herkesten arkadasları hakkında yazdıklarını sınıfa okumalarını ister. Her okunan kağıdı sırayla toplar ve birbirine zımbalar.
6. Bütün şeritler birbirine zımbalandıktan sonra oluşan uzun zincir daire şeklinde oturan öğrenciler tarafından tutulur ve son ucu birleştirilerek zincirin birliği ve bütünlüğü için her bir şeritin ne kadar önemli olduğu bir kez daha vurgulanmış olur. 
B

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder