ÇOKLU ZEKA ve ÖĞRENME
Önemli olan ne kadar zeki oldukları değil, hangi
konuda zeki olduklarıdır
Zekanin tek tip olduğunu, doğuşla
sabit bir düzeyde gelip hep aynı düzeyde kaldığını savunan
eski inançlar, Harvard Üniversitesi profesörlerinden Howard Gardner'ın Çoklu Zeka Teorisi ile yıkılıyor.
eski inançlar, Harvard Üniversitesi profesörlerinden Howard Gardner'ın Çoklu Zeka Teorisi ile yıkılıyor.
Gardner'a göre yedi tip zeka doğuştan her çocukta değişik düzeylerde bulunuyor ve küçük yaşlardan başlayarak yaşam boyu bütün zeka tipleri geliştirilebiliyor.
'Çok yönlü zeka' teorisi ile sadece dil ve matematik zekasını göz önünde bulunduran okullardaki klasik
eğitim sistemi, buna dayalı klasik zeka testi ve zekanın eski tanımı tarihe karışıyor.
Gardner, 7 tip zekayı, dilsel zeka, görsel zeka, matematik zekası, harakete dayalı (bedensel) zeka, muzik zekası, kişislerarası (sosyal) zeka ve kişinin kendine dönük zekası olarak adlandırıyor.
7 TİP ZEKANIN TANIMLARI
|
Dilsel
zeka
|
Konuşma ve yazma dilinde
kelimeleri etkili ve akıllıca kullanma kapasite ve yeteneğidir. (Şair, yazar,
gazeteci ve politikacılar )
|
|
Görsel
zeka
|
Etrafindaki objektleri
hayalinde canlandırma ve görme yeteneğidir. (Ressam, mimar, fotografcı ve
dekoratörler)
|
|
Matematik zekası
|
Numaralari akıllıca
kullanmak ve sebep sonuç ilişkisi kurabilme yeteneğidir. (Bilim adamları,
matematikciler ve bilgisayar programcıları)
|
|
Bedensel
zeka
|
Kişinin kendisini ifade
etmesinde bedenini (dans, mimik, pandomim) kullanma kapasitesi ve kişinin
ellerini birşeyler yaratmakta ( heykel ya da seramik çalışmaları) kullanma
yeteneğidir. (atletler, aktörler, danscilar, heykeltıraşlar)
|
![]() |
Müzik
zekası
|
Seslere hassaslık gösterme
kapasitesi ve kendisini muzikle ifade etme yeteneğidir. (Müzisyenler)
|
|
Kişilerarası
zeka
|
Baskalarının ruh hallerini,
hislerini, duygularını, mizaclarini anlama kapasitesi ve yetenegidir. ( ögut
veren-danişman, ögretmen, politikal liderler)
|
|
Kişinin
kendine dönük zekası
|
kendini yönlendirme, idare
etme ve kendini tanıma kapasitesidir. (psikologlar, psikoterapistler, )
|
KAREKTERİSTİK ÖZELLİKLERİ
Dilsel
zeka
Bu tip çocukların kelime hazineleri çok geniştir. Masal, hikaye ya da fikra anlatmaktan zevk alırlar. Okumayı, kelime oyunlarını ve bulmaca çözmeyi cok severler. Küçük çocuklar kendilerine kitap okunmasından ya da hikaye anlatılmasından hoşlanırlar. Kafiyeli kelimeleri bulup bunları kullanmaktan ve tekerlemeleri hızla söylemekten hoşlanırlar. |
Görsel
zeka
Bu tip çocuklar yaşıtlarından daha çok hayal kurarlar. Yap-boz, labirant gibi görsel faaliyetlerden hoşlanırlar. Yaşıtlarına kıyasla çizimleri ve resimleri çok güzeldir. Film, slayt gibi görsel gösterileri çok severler. |
Mantıksal-Matematik
zekası
Herşeyin nasıl çalıştığını merak eder ve sorular sorarlar. Matematik en sevdikleri derstir. Matematikle ilgili oyunlar oynamak onlara cok zevkli gelir. Dama, satranç gibi düşündüren oyunları oynamaktan zevk alırlar. Mantığa dayalı yap-boz ya da matematik yetenek soruları çözmek çok hoşlarına gider. |
Harekete
dayalı (bedensel) zeka
Bu tip çocuklar çok hareketlidirler. Koşmayı, zıplamayı, güreşmeyi çok severler. Mimik ve hareketleri çok iyi taklit ederler. Eşyalari ya da benzer şeyleri parçalara ayırıp tekrar birleştirmeyi severler. Tahta oyma, dikiş dikme, örgü örme gibi el becerileri isteyen işlerde yeteneklidirler. |
Müzik zekası
Pek çoğunun güzel sesi vardır ya da güzel şarki söylerler. Müzik aleti çalmaya heveslidirler ya da çalıyorlardır. Müzik dinlemeyi sever, okul dışında öğrendikleri şarkıları söylemekten çok hoşlanırlar. Koro ya da buna benzer faaliyetlere katılmaktan zevk alırlar. |
Kişilerarası
(sosyal) zeka
Liderlik özelliklerine sahip olan bu çocuklar arkadaşları arasında en popüler olan çocuklardır. Sosyal faaliyetlere katılmaktan zevk alırlar. Klüplerde, organizasyonlarda, komitelerde yer almayı severler. Birden fazla yakın arkadaşları vardır. Başkalarına önem verir ve onlar için endişelenirler. |
Kişinin
kendine dönük zekası
Bağımsız ve kendi başlarına buyrukturlar. İlgi duydukları şeyler ya da hobiler hakkında pek fazla konuşmazlar. Hislerini eksiksiz, abartmadan olduğu gibi söylerler. Genelde tek başına çalışmayı ve oynamayı tercih ederler. |
ÖĞRENME
YOLLARI
Yukarda tanımları ve karekteristik
özellikleri belirtilen zeka tiplerine baktığımızda hepsinin birbirinden farklı
olduğunu görürüz. Herkesin birbirinden farklı algılama ve anlama, olaylara
birbirinden farklı yaklaşım ve problem çözme yetenek ve tarzları vardır.
Herkesin öğrenme şekilleri de birbirlerinden farklıdır.
Görsel zekası gelişmiş olan çocuklar resimlerle ve
video filmlerle daha zevkli öğrenirlerken, bedensel zekası olan çocuklar
dokunarak, deneyerek ve uygulayarak daha iyi öğrenirler. Matematik zekalı
çocuklar mantiğa dayalı, sebep sonuç ilişkileriyle rahatca öğrenirken, müzik
zekalı cocuklar müzikle, dilsel zekası olan çocuklar ise dinleyerek ve okuyarak
öğrenmede daha başarılı olurlar, sosyal zekalı çocuklar konuşup, iletişim
kurarak, kendine dönük zekası olan çocuklar ise tek başına çalışarak
öğrenmekten zevk alırlar.
OKULLARDA
UYGULANMASI
Çoklu zeka teorisinin sınıflarda
uygulanması için öğretmenlerin değişik ders metodları ve onlara uygun değişik
malzemeler kullanmaları gerekir. Bunu daha açacak olursak aynı şeyi farkli
metodlarla ve malzemelerle öğretmek, birbirinden farkli anlama kapasitesi olan
çocukların daha kolay öğrenmelerini sağlayacaktır. Çoklu zeka teorisinin
okullarda öğretmenler tarafindan uygulanması çocukların üstün olan zekalarını
(yönlerini) ortaya çıkaracak ve bu yönlerini geliştirip kuvvetlendirmelerini
sağlayacaktır. Ayrıca sınıfta kendilerine sağlanan çoklu zeka teorisine göre
hazırlanmış ders ortamlarında diğer zeka tipleri de gelişecektir.
Zeka tipi ne olursa olsun her çocuğun kuvvetli ve
zayıf olduğu yanları vardır. Eğer okullarda bu zeka tiplerinden sadece bir ya
da ikisi kullanılırsa, zeka tipi bunun dışında kalan çocuklar kendi yetenekli
yanlarını geliştiremeyecek, öğrenme işini zevk almadan ve daha uzun sürede
tamamlayacak ya da hiç öğrenemeyeceklerdir. 'Çoklu Zeka' yöntemiyle çocuklar kendi üstün ve yaratici yanlarını keşfedip bunu daha da kuvvetlendiriyor ve diğer zeka tiplerini de geliştirme şansına kavuşuyorlar. Böylece çok yönlü yetişen çocukların kendilerine olan güvenleri artıyor, okula ve öğrenmeye karşı daha ılımlı bir tutum ve davranış geliştiriyor ve daha başarılı oluyorlar.
SONUÇ
Sonuç olarak 7 tip zeka ve değişik öğrenme yolları
varken tek tip zekaya hitap edecek, tek tip öğrenme şekliyle cocukları bir
kalıp içine sokmaya çalışmak, toplum için yetişecek pek çok dahiye engel olmak
demektir. Dahi demek, halen pek çok okulda uygulanan ve önem verilen,
sadece matematik ve dilde yetenekli olmak değildir. Çocuklar müzikte,
bedenleriyle, sosyal yönleri, kendilerine dönük zeka ve görsel olarak ta zeki
ve yeteneklidirler. Onlara bu yeteneklerini gösterme, geliştirme ve başarılı
olma şansi verilmelidir. ÖZGÜVEN (KENDİNİ DEĞERLİ HİSSETMEK)
Özgüven ne demektir?
Özgüven bir çocuğun kendisine yönelik iyi duygular geliştirmesi sonucu
kendisini iyi hissetmesi demektir. Başka bir değişle kendisi olmaktan memnun
olması ve bunun sonucu kendisi ve çevresiyle barışık olması demektir.Çocuk nasıl bir ortamda kendisini değerli hisseder ve özgüveni olur?
Çocuğun kendisini değerli hissetmesinde rol oynayan etkenler
Daha ilk yaşlardan, çocukların kendilerine yönelik iyi duygular geliştirmeleri, hayatlarındaki önemli
insanlar (anne-baba, öğretmen ve diğer büyükleri, ilerleyen yaşlarda arkadaşları) tarafından nasıl değerlendirildiklerine bağlıdır.
Büyükleri tarafından sevgi gören, gereksinim duyduğunda beklediği yakınlık ve ilgiyi bulan, fikirlerine değer verilen ve önemsenen, göven duyulan ve sorumluluklar verilen, iyi yaptığı şeyler için övülen, gurur duyulan, yaptıklarında hataya yer verilen ve olduğu gibi kabul edilen çocuğun kendisine özgüveni olur.
Buna karşılık sevildiğini, önemsendiğini hissetmeyen, beklediği yakınlık ve ilgiyi göremeyen, sürekli eleştirilen ve olduğu gibi kabul edilmeyen çocuk kendisini değerli hissetmez ve özgüveni olmaz. Kendisini değerli görmeyen (özgüveni olmayan) çocuk yaşadığı aile, çevre, okul ve toplum içinde problemlere sebep olur.
Çocukların özgüvenlerini sağlamak için yapılacak şeyler
1 . Var olmalarının sizin için ne kadar önemli olduğunu onlara hissettirin.
Onlara olan sevginizin başarı ya da başarısızlıklarına bağlı olmadığını, var olmalarının sizin için ne
kadar önemli olduğunu ve ne olursa olsun onları daima seveceğinizi söyleyin.
2 . Kendilerine olan özgüvenlerinde sarsıntı gördüğünüz an harekete geçin.
Unutmayın kendine özgüven duymak kendini begenmişlik ya da kibirlilik demek değildir.
Özgüven sadece olduğu gibi kabul edilmiş olmanın verdiği kendini rahat, iyi ve güvenlik
içinde hissetmekdir. Başarısı ile şımaran, kibirli davranışlar gösteren çocuğun kendisine olan
özgüveni yok ya da düşük demektir.
3 . Çocuğunuzun gerçek özgüveni sağlamasında yardımcı olun.
Çocuğunuzun zayıf yanlarını görmezlikten gelmeyin, dürüst olun, ama onları eleştirmeyin.
Çocuklar kendilerindeki eksiklikleri ve kusurları kabullenmelidir. Bunun yanı sıra iyi ve kuvvetli
oldukları yanları ile gurur duyabilmelidirler.
4 . Çocuğunuza kendisine has yeteneklerini ortaya çıkartmasında yardımcı olun
Çocuklar birbirlerinden farklıdır. Her çocuğun farklı özellikleri ve yetenekleri vardır. Hepsinin başarılı
olduğu alanlar değişiktir. Çocuklarınıza kendi ilgi alanları ve yetenekleri doğrultusunda faaliyetlere
katılma imkanı sağlayarak onların araştırmaları ve yeni şeyler keşfetmeleri için destekleyin. Böylece
kendilerinde var olan yeteneklerin ortaya çıkmasını sağlayarak kendilerine göven duymalarını
sağlamış olursunuz.
5 . Yaptıkları ve ilgilendikleri şeylerin sizin için ne kadar önemli ve değerli olduğunu gösterin.
Katıldıkları faaliyetleri ve ilgilendikleri şeyleri sorun, okulda katıldıkları faaliyetlerin gösterilerine
gidin. İlgilendiği şeylerle ilgili okuduğunuz bir yazı ya da resmi onunla paylaşın.
6 . Evinizde herkesin birbirine güveneceği bir ortam oluşturun.
Duygularını, düşüncelerini, sevgisini, başarı ya da başarısızlıklarını, hayal kırıklıklarını aile fertleriyle
rahatca paylaşabilen çocuklar özgüvenli olurlar.
"Söylediğin kadar da kötü değilmiş" ya da "Geçer canım merak etme" şeklinde cevap verme yerine,
onların duygu ve düşüncelerini ciddiye alın.
7 . Çocuğunuza kendi davranışlarınızla örnek olduğunuzu unutmayın.
Çocuklarınıza, onlarda görmek istemediğiniz davranışlarda bulunmayın. Unutmayın çocuklar size
sizin onlara davrandığınız gibi davranacaklardır. Sinirlenip onlara bağırdığınızda, kızınca bağırmanın
normal olduğu mesajını verirsiniz.
8 . Beklentileriniz çocuğunuzun seviyesinde olsun, onu aşacak beklentilerden kaçının.
Her çocuğun farklı yapabilme kapasitesi ve seviyesi vardır. Çocuğunuzun birşeyi yapamayacağını
bildiğiniz halde bunu ondan bekleyip sonunda hayal kırıklığı yaratmayın. Ulaşabilecekleri
hedefler amaçlayıp başarılı olmalarını sağlayın.
9 . Çocuklarınıza sorumluluklar verin
Kendisine güvenilip sorumluluk verilen çocuklar kendilerini yararlı ve önemli hissederler.
10. Sadece çok özel yetenek ya da başarılarına değil herşeyine değer verdiğinizi ve taktir
ettiğinizi belirtin.
Küçük bile olsa yaptığı güzel birşey ya da davranışı için onu övün ve bunun ne kadar önemli
olduğunu belirtin.
11 .Ne yaparlarsa yapsınlar onları bağışlayın ve sevgi ile emniyette olduklarını hissettirin.
Çocuklarınızı disiplin edin ama bunu hiç bir zaman sinirle ve katı kurallarla yapmayın. Onları
disiplin etmeniz katı kurallarla katı cezalar verme şeklinde olmasın. Çocuklar adaletsiz davrandığınızda
bunu çok iyi bilirler. Onların güvenini sarsmayın.
12 . Birlikte vakit geçirin.
Ortak yapacağınız faaliyetler bulup birlikte zaman geçirin.
13 . Onların özgüvenlerini sağlayacak sözlerde bulunun
"Yardımların çok işime yaradı, teşekkür ederim" ya da " Bak bu aklıma gelmemişti bu konudaki
fikrini çok beğendim" gibi sözlerle onların katkılarına değer verdiğinizi gösterin.
14 . Çocuğunuzla ilgili problemeleri onu suçlamadan ya da onun karekterini eleştirmeden tartışın.
Çocuklar kendileri ile ilgili problemlerde kendilerine saldırılıp eleştirilmeden konuşulduğunda bu problemi çözmek için çaba sarfederler. Onun karakterine değil yaptığı şeye hitap ederek konuşun.
Çocuğunuza Her Gün Kitap
Okuyor musunuz?
Anne ve babalar çocuklara kitap
okumanın yararlı olduğunu duymuştur ama pek çoğu bunun neden bu kadar önemli
olduğunu merak eder. İşte sorularınızın cavapları:
Neden
Çocuğuma Kitap Okumalıyım?
Araştırmalar anne ve babası tarafından her gün kendisine kitap okunan çocuğun
Araştırmalar anne ve babası tarafından her gün kendisine kitap okunan çocuğun
· Kelime hazinesinin erken yaşta geliştiğini
· Düşünme yeteneğinin ve buna bağlı olarak
yaratıcı zekasının geliştiğini
· Dinleme ve konuşma yeteneğinin geliştiğini
· Kitap okumayı seven bir birey olarak
yetiştiğini
· Okuyup yeni bir şeyler öğrendikce merak
etmeyi ve daha çok okuyup öğrenmek istediğini göstermektedir.
Çocuğuma
Kitap Okumaya Ne Zaman Başlamalıyım?
Ne kadar erken başlayabilirseniz. Hatta bebekliklerinde onlara kitap okumak dil yeteneklerini geliştirmelerinde yararlı olur. Buna ek olarak okurken anne ya da babadan fiziksel yakınlık ve ilgi görmek çocuğa sevildiğini hissettirerek kendisini iyi hissetmesini sağlayacaktır.
Ne kadar erken başlayabilirseniz. Hatta bebekliklerinde onlara kitap okumak dil yeteneklerini geliştirmelerinde yararlı olur. Buna ek olarak okurken anne ya da babadan fiziksel yakınlık ve ilgi görmek çocuğa sevildiğini hissettirerek kendisini iyi hissetmesini sağlayacaktır.
Hikaye Okurken Okumamı Kesmesine İzin
Vermelimiyim?
Elbette. Çocuklar soru sorarak öğrenirler. Anlaşılmayan bir kelimeyi açıklamak, hikaye kahramanları hakkında konuşmak, kitap hakkında tartışmak çocuğunuzun öğrenmesine yardımcı olacaktır.
Elbette. Çocuklar soru sorarak öğrenirler. Anlaşılmayan bir kelimeyi açıklamak, hikaye kahramanları hakkında konuşmak, kitap hakkında tartışmak çocuğunuzun öğrenmesine yardımcı olacaktır.
Aynı Kitabı Defalarca Okuyabilirmiyim?
Evet. Küçük çocuklar kendilerine daha önce okunmuş, bildikleri bir hikayeyi defalarca dinlemeyi çok severler.
Evet. Küçük çocuklar kendilerine daha önce okunmuş, bildikleri bir hikayeyi defalarca dinlemeyi çok severler.
Buna ek olarak aynı kitabın defalarca okunması çocukların aynı
kelimeleri defalarca duyarak aşinalık kazanmasına yardımcı olduğu gibi kitapta
verilmeye çalışılan mesajın akıllarında kalmasına da yararı olur.
Okumayı Çocuklara Sevdirmek
Çocuklar okudukca okumayı daha
çok sever, sevdikce daha çok okur ve öğrenirler. Okumayı sevmek bir anlamda
öğrenmeyi de sevmektir.
Okumayı çocuklara sevdirip onlara hayat boyu okuma alışkanlığı verecek,
zevk için okuyan bireyler olarak yetişmelerinde yardımcı olacak ilk kişiler siz
anne ve babalarsınız.
Küçük Yaştan Başlayarak
Çocukları Kitaplara ve Okumaya Yöneltmenin Bazı Yolları:
1. Çocuklarınızla muntazam
olarak kütüphaneye gitmeyi alışkanlık haline getirin.
Kütüphaneye onlarla birlikte gidip kitap seçmekten en az onlar kadar siz de zevk alacaksınız. Çocuklarınıza kütüphane kartı çıkartın ve kütüphanenin nasıl kullanıldığını öğretin.
Kütüphaneye onlarla birlikte gidip kitap seçmekten en az onlar kadar siz de zevk alacaksınız. Çocuklarınıza kütüphane kartı çıkartın ve kütüphanenin nasıl kullanıldığını öğretin.
2. Kitapcılara kitap bakmaya gitmek de
kütüphaneye gitmek kadar zevkli ve eğlencelidir. Çocuğunuzun kitap seçmesine
yardımcı olun ve ona kendi seçtiği kitabı satın alın.
3.
Alacağınız kitabın çocuğunuzun okuma seviyesinde olmasına dikkat edin. Ayrıca
çocuğunuzun ilgilendiği konular da çok önemli. Onun ilgi alanının dışına
çıkmayın.
4.
Çocuğunuza her gün 15-20 dakika kitap okuyun. Araştırmalar her gün kendisine
kitap okunan çocukların okumayı öğrenmesine çok yardımcı olduğunu gösteriyor.
Çocuklar yatak vakti ya da diğer bir deyişle uyku öncesi hikayeleri çok severler. Çocuğunuzun ilgisini kitaplara ve okumaya çekmenin en güzel yollarından biri, birlikte resimlerine bakarak ona uyku öncesi hikayeler okumanızdır.
Çocuklar yatak vakti ya da diğer bir deyişle uyku öncesi hikayeleri çok severler. Çocuğunuzun ilgisini kitaplara ve okumaya çekmenin en güzel yollarından biri, birlikte resimlerine bakarak ona uyku öncesi hikayeler okumanızdır.
5. Okurken
yaratıcı olun. Karekterleri değişik ses tonlamaları ile seslendirin. Okuduğunuz
kitap hakkında konuşun. Çocukları kitap hakkındaki fikirlerini söylemeleri için
destekleyin, sorular sorun.
6. Çocuklara
kitap okumak kadar onların size kitap okumasını sağlamak da oldukca önemlidir.
Sırayla bir sayfa siz bir sayfa çocuğunuz okuyabilir. Ona okumasının ne kadar
iyi olduğunu söylemeyi sakın ihmal etmeyin. Anne ve babaya kitap okuyabiliyor
olmak çocukların ovünecekleri bir şeydir. Bu onların okumayı sevmelerini
sağlar.
7. Kütüphanelerde
kitap ve okuma kulübü var mı araştırın ve çocuğunuzun böyle bir faaliyete
katılmasını sağlayın.
8.
Çocuklarınıza arkadaşlarıyla beraber kendi kitap kulüplerini oluşturmaları
fikrini vererek onlara ön ayak olun. Çocuklar arkadaşlarını çağırmaktan ya da
arkadaşlarına ziyarete gitmekten çok hoslanırlar. Kitap kulübü için belli bir
gün ayarlayıp arkadaşlarıyla bir araya gelerek birlikte kitap okumak ve
birbirlerinden kitap ödünç almak hoşlarına gidecektir. Kurdukları kitap
kulübüne isim vermelerini önerin ayrıca kulüp üyelerinin okudukları kitapların
listesini tutmalarını söyleyin.
Çoğu zaman, çocukları oynarken görünce, çocuk olmanın ne
güzel olduğunu geçiririz içimizden ve çocuklar için herşeyin oyundan ve
eğlenceden ibaret olduğunu düşünürüz.
Mutlu, memnun, neşeli anlarının yanı sıra, çocukların da günlük
hayatlarında kendilerine göre endişeleri, kızgınlıkları, huzursuzlukları ya da korkuları vardır. Onlar da değişik olaylar karşısında değişik duygular yaşar ve duygularına göre davranışlarda bulunurlar. Peki, olaylar karşısında yaşadıkları duyguları ayırt edebilirler mi? Bu duyguları anlayıp tanımlayabilirler mi? Duygularını dile getirip ifade edebilirler mi? Duyguları hakkında rahatca konuşabilecekleri ortamları var mıdır? Pek çok çocuk olaylar karşısında duygularını davranış olarak gösterirken, bunları kelimelerle anlatmakta zorluk çekerler. Bunun önemli nedenlerinden biri duyguları tanımamaları ve onları anlatacak kelime dağarcıklarının olmamasıdır. Yaşadıkları olaylardan etkilenip doğal olarak gelişen duygularıyla hareket ederler. Bu bazen saldırı ve arkadaşa vurma, bazen sinirlenip kötü söz söyleme, bazen ağlama ya da utanma gibi çok çeşitli şekillerde ortaya çıkar. Duyguları iyi ya da kötü, doğru ya da yanlış diye gruplandıramayız, hepsi doğal parçamızdır ve normaldir. Anne-baba ve öğretmenlerin, çocukları yargılamadan, küçümsemeden onların olaylar karşısında doğal olarak gelişen duygularını anlamalarına sabırla yardımcı olmalıdırlar. Önemli olan olaylar karşısında yaşanan duyguların farkına varılabilmesi ve tanınmasıdır. Özellikle çocuklar için ifade etmekte zorluk çektikleri duygularını tanımlayabilmeleri ve anlatabilmeleri onlara doğru ve pozitif davranış biçimi kazandırması açısından çok önemlidir. Örneğin arkadaşı tarafından elinden oyuncağı alınan çocuğun sinirlenmesi doğaldır, ama oyuncağını geri almak için kızgınlıkla arkadaşına vurması doğru değildir. Bu durumda oyuncağını geri almak isteyen çocuğa yaşadığı duyguyu anlamasında ve nasıl davranması gerektiği konusunda yardımcı olunmalıdır. Ona, oyuncağının elinden alınmasıyla (kendisine yapılmış bu haksızlık karşısında) sinirlenmesinin doğal olduğunu, ama arkadaşına vurmak yerine bunu kelimelerle arkadaşına anlatmasının doğru olduğunu anlatın. Arkadaşına vurduğu için çocuğa büyükleri tarafından ceza verilmesi onun duyguları öğrenmesine ya da benzer bir olayı tekrar yaşadığında daha iyi davranmasında yardımcı olmayacaktır. Çocuk aldığı ceza ile yaşadığı kızgınlık duygusunun yanlış ve yaşanmaması gereken bir duygu olduğu kanısına kapılıp aynı duyguyu her yaşayışında hata yaptığı düşüncesiyle suçluluk hissedecektir. Burada çocuğun yaşadığı duygu değil davranışı yanlıştır. O nedenle çocuğun duyguları ile davranışları hakkında konuşup, yaşadığı duyguların doğal olduğunu ama kötü davranışın doğru olmadığını mutlaka vurgulamak gerekir. Anne ve babanın çocuğunun duyguları karşısındaki davranış şekli, çocuğun duygulara karşı bakış açısını etkileyecektir. Çocuğun sinirlenmesine tepki olarak anne ve babanın sinirle tepki vermesi ya da çocuğu suçlaması, ona bu duygunun kötü bir duygu olduğu düşüncesini verecektir. Anne ve babanın çocuğun kızgınlığını sakince karşılayıp, yaşadığı duygunun doğal olduğunu, onu hala sevdiklerini ifade etmeleri, çocuğa kızgınlığın da diğerleri gibi doğal bir duygu olduğunu gösterecektir. Çocuklar hangi duyguyu yaşarlarsa yaşasınlar bunların çok doğal olduğunu ancak bu duyguların kaba ve kötü davranışlar şeklinde ifade edilmesinin yanlış olduğunu, yaşadıkları duygular yüzünden yargılanmadıklarını, suçlanmadıklarını ve hala sevildiklerini bilmeleri onları rahatlatacaktır. Duygularının kabul edilmediği ortamda büyüyen çocuk, olaylar karşısında doğal olarak gelişen duyguları ile ilgili suçluluk ve korku duyacaktır. Duyguları yüzünden suçluluk ve korku hisseden çocuk duygularının insanlarla olan ilişkilerini bozacağına inanır. Halbuki ilişkileri etkileyen duygular değil bu duyguların ifade ediliş şeklidir. |
DUYGULARI ÖĞRENELİM
Anne babalar evde, öğretmenler yuva ya da okularda
duyguları öğretirken bu sayfadan yararlanabilirler. Duygularla ilgili eğlenceli başka faaliyetlere ne dersiniz?
1. İki ya da daha fazla arkadaş bir araya geldiğinizde sırayla herkes bir duygunun adını
söylesin ve diğerleri bu duyguyu yüz mimikleri ve hareketlerle göstersin.
2. Kulaktan kulağa oynunu hepiniz bilirsiniz. Simdi anlatacağım oyun buna çok benziyor.
Herkes ayakta arka arkaya sıraya girer. Oyunu başlatacak kişi bu sıranın başında, yüzü onlara
dönük durur ve en önde duran kişiye, yüzüyle bir duyguyu ifade eder. En öndeki çocuk arkasındakine
aynı yüzü yapar, o kendi arkasındakine ve oyun en sondaki kişiye sıra gelene kadar böyle devam eder.
En sondaki ortaya çıkıp yüzüyle bu duyguyu ifade eder ve duygunun adını söyler. Bilse de bilmese de sıranın başına sondaki çocuk geçer, böylece herkes sırayla başı çekmiş olur.
BU OYNUN ADI NE Mİ?Hadi buna siz bir ad bulun, ama bulduklarınızı bana da yazın.
3. Resim yapmayı seviyor musunuz? O zaman bir kağıdı önce ikiye sonra tekrar ikiye katlayın, tamam
şimdi kağıdı açıp eski haline getirin. Kağıdınız dört eşit parçaya ayrılmış durumda. Şimdi dört tane duyguyu çizecek yeriniz var. Hangi duyguları çizeceğiniz size kalmış. Dört tane seçin
ve başlayın. Çizmeniz bitince bugün kendinizi bunlardan hangisi gibi hissediyorsunuz bulun ve
istediğiniz renklerle boyayın.
4. DUYGU SAATİ
Evde anne babaların, okul ya da yuvalarda öğretmenlerin çocuklara yardım yardım ederek uygulayabilecekleri bu faaliyet için karton ya da kağıt, makas, raptiye ve kurşun kaleme ihtiyacınız olacak.
Küçük çocuklar için kağıt ya da kartonu daire şeklinde kesip hazırlayın. Çocuklar
daire şeklinde kesilmiş kağıdın üzerine aşağıdaki gibi duyguları belirten yüzler çizsinler. Duygu saatine
istediğiniz diğer duyguları ifade eden başka yüzler de çizilebilir.
Büyük çocuklar kağıdı daire şeklinde kendileri de kesebilirler.
Saatin ortasına bir delik açıp buraya raptiye ile tutturacağınız karton ya da kağıttan bir ok koyun.
Duygu saatini çok çeşitli faaliyetlerde kullanabilirsiniz.
Duyguların adlarını öğrenen çocuklara saatin okunu yüzlerden birine getirerek bu duygunun adını sorabilirsiniz. Çocuklar bunu kendi aralarında da yapabilirler.
Anne baba ya da öğretmenler küçük senaryolar yaratıp, bu olay karşısında hangi duygu içinde olursunuz diye sorabilirler. (Okul bahçesinde oynarken birisi seni itti ve yere düştün ya da öğretmenin yaptığın resmi çok beğendiğini ve okulda sergileyeceğini söyledi nasıl hissedersin gibi.) Çocuk duygu saatini kullanarak cevap verir ve duyguları hakkında konuşur.
"Tahmin et kim?" Oyunu
Oyunun amacı Bazen, karşımızdaki insanın bizim için söylediği güzel sözleri duymakta zorluk çekeriz. Hele bir de bu sözler başkalarının önünde yapılmışsa duyması iyice zorlaşabilir. Aynı şekilde birisine güzel bir söz söylemek de o derece zor olur çoğu zaman. Ama bu güzel sözler bir oynunun parçasıysa bunları duyması ya da söylemesi hiç de o kadar zor olmayabilir. Bu oyunun amaci insanlar (çocuklar, öğrenciler) arasında pozitif yaklaşımı sağlayarak kurulan iyi ilişkiler sonucu özgüveni sağlamak ve daha da geliştirmektir.
Oyun kaç kişilik?
4 ile 15 kişi
Gerekli malzemeler:
1. Kişi başına bir zarf
2. Kağıt
3. Kalem
Oyunun kuralları ve oynanışı
1. Çocuklar bir daire çevresinde toplanır.
2. Oyunu idare eden kişi herkese birer zarf, kalem ve küçük parçalara kesilmiş kağıtları dağıtır.
3. Herkes zarfların üzerine kendi isimlerini yazıp bunları sağ yanlarında oturan kişilere verir.
4. Herkes yanındakinden aldığı zarfın içindeki kağıda o kişi hakkında düşündüğü güzel bir özelliğini (güzel resim yapar, çok yaratıcıdır, güzel gülümsemesi vardır vs gibi) yazdıktan sonra altına da kendi adını yazar ve zarfı sağ yanındakine verir.
5. Oyun, bu şekilde, zarfın elden ele değişerek ve herkesin zarf sahibi hakkında güzel sözler yazmasıyla devam eder.
6. Sonunda zarflar tekrar sahiplerini bulduğunda oyun sona erer.
7. Oyunu idare eden kişi zarfları toplar ve aralarından birini seçerek o kişinin adını okuyarak onun hakkında yazılmış güzel bir sözü kimin yazdığını söylemeden okur.
8. Zarfın sahibi bu sözün kim tarafından yazıldığını tahmin eder. Eğer bilirse puan alır. Oyunun amacı tahminleri doğru yaparak oyunu en yüksek puanla bitirmektir.
9. Oyunu idare eden kişi sırayla herkesin zarfından güzel bir söz okur ve zarflar bitene kadar bu devam eder.
Oyun bittikten sonra herkes kendi zarfını saklamak için alır. Çocukların zaman zaman yazılan güzel ve pozitif sözleri okuyarak kendilerinde bulunan güzel özellikleri hatırlamaları desteklenir.
Oyundan sonra sınıf içi yapılacak tartışma ve konuşmalar
1. Kendinizle ilgili bütün bu güzel sözleri duymak size ne hissettirdi? Kendinizi nasıl hissettiniz?
2. Bu tip güzel sözleri ne kadar sıklıkta duyuyorsunuz? Bunlar sizi nasıl etkiliyor?
3. Bu zarfı tutacak mısınız? Neden?
4. Başkalarından güzel ve pozitif sözler duymak sizce neden önemlidir?
5. Bugün hakkınızda söylenen herşeye inandınız mı? Nedenleri?
Arkadaşlik Zinciri Oyunu Öğrencilerin, başkalarına (arkadaşlarına) karşı duydukları iyi hislerini ifade edebilmelerinde yardımcı olmak. Gerekli malzemeler: 1. Şerit halinde kesilmiş çizgisiz beyaz kağit (6cm-14cm). 2. Renkli boya kalemleri ya da gazlı kalemler. 3. Zımba. Oyunu kim idare edecek? Bu oyunu öğretmen idare eder. Büyük yaştaki (lise) öğrencilerle oynandığında bir öğrenci de idare edebilir. Oyun öncesi hazırlık faaliyetleri neler? Öğretmen oyundan önce öğrencilerle "iyi arkadaşın" özeliklerini ve huylarini tartışır. Herkes kendi fikrini söyler. Daha sonra bir arkadaşa iyi özelliklerini söylerken kullanılacak kelime ve sözlere örnekler verilir. Herkes kendi fikrini söyleyerek örnekler verir. (arkadaşlarına değer veren, sevgi dolu, yardımcı, iyilik sever vs gibi) Öğretmen öğrencilere beyin fırtınası yaparak sol yanlarında oturan arkadaşları hakkında bulabilecekleri butun iyi özellikleri düşünüp bulmalarını ve bunu yazmalarını ve bu listeyi o an için gizli tutmalarını ister. Öğretmen, öğrencilere beyin fırtınasını nasıl yapacaklarına dair örnek vermek için herkesin tanıdığı birisinin adını tahtaya yazar (müdür, okulun beden eğitimi öğretmeni vs) ve herkesten bu kişinin iyi huylarını, iyi davranışlarını, iyi özelliklerini vs söylemelerini ister. Öğrenciler söyledikce öğretmen bunları tahtya yazarak beyin fırtınasının yapılışına örnek vermis olur. Bu oyunda özellikle üzerinde durulacak konu nedir? Öğretmen öğrencilere oluşturacakları listenin sadece iyi ve pozitif özellikler için olduğunu belirtir. Herkes arkadaşlarının iyi özellikleri üzerinde odaklaşacaktır. Oyunda özellikle dikkat edilmesi gereken konu nedir? Öğretmen yanyana oturan öğrencilerin birbirleriyle iyi anlaşan ya da en azından birbirleriyle sorunları olmayan öğrenciler olmasına dikkat etmelidir. Eğer yanlarında oturan arkadaşları hakkında güzel şeyler söylemek istemeyen öğrenciler varsa yanyana oturtmayın. Bu nedenle oyuna başlamadan önce kimin nereye (kimin kimle yanyana) oturacagını daha önceden planlar ve herkesi bu plana göre oturtur.) Öğrencilere başka açıklanacak bir şey var mı? Öğretmen bu kağıt şeritlerinin renkli kalem ya da gazlı kalemlerle rengarenk boyanacağını ve sonra zımba ile birbirlerine eklenerek zincir haline getirilip ya sınıfın kapısına ya da sınıfta tahtanın etrafına süs olarak asılacağını söyler. Aslında bu zincir, sınıfı birbirine bağlayan arkadaşlığın görsel simgesidir. Zincirin her şeridi arkadaşların birbirine olan bağını simgeler ve arkadaşlık zincirini bir bütün halinde oluşturmak için bu şeritlerin her birine ihtiyaç olduğunu gösterir. Oyunun kuralları ve oynanışı 1. Öğrenciler bir daire oluşturacak sekilde otururlar. Öğretmen herkese kağıtları ve renkli kalemleri dağıtır. 2. Herkese sol yanlarında oturan kişilerin adlarını bu kağıtların üzerine renkli ve süslü harflerle yazmalarını söyler. 3. Öğretmen öğrencilere beyin fırtınası yaparak sol yanlarında oturan arkadaşları hakkında oluşturdukları iyi özellikler listesinden en iyi olanını ellerindeki kağıtlara yazmalarını söyler ve yazdıklarını renkli kalemlerle resimlemelerini ya da başka şekillerle süslemelerini ister. 4. Öğretmen öğrenciler arasında dolaşarak herkesin oyunun kurallarına uyup uymadığını kontrol eder. (pozitif seylerin yazılıp yazılmadığına bakar) 5. Öğretmen herkesin yazdıklarına baktıktan sonra sırayla herkesten arkadasları hakkında yazdıklarını sınıfa okumalarını ister. Her okunan kağıdı sırayla toplar ve birbirine zımbalar. 6. Bütün şeritler birbirine zımbalandıktan sonra oluşan uzun zincir daire şeklinde oturan öğrenciler tarafından tutulur ve son ucu birleştirilerek zincirin birliği ve bütünlüğü için her bir şeritin ne kadar önemli olduğu bir kez daha vurgulanmış olur. |
B
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder