KÜRESEL PSİKOLOJİYE DOĞRU:
DEĞİŞEN DÜNYANIN GEREKSİNİMLERİNİ KARŞILAMAK
İÇİN KURAM VE UYGULAMAYI DEĞİŞTİRME
V. M. Mays, J. Rubin, M.
Sabourin, L. Walker
Özet Çeviri: Doç. Dr.
Deniz Şahin *
Bin dokuz yüz doksanlar bir çok
ülkede yoğun sosyal, politik ve ekonomik değişmenin yer aldığı bir dönem
olmuştur. Tüm dünya halkları barış adına Itzak Rabin’in öldürülmesine, eski
Sovyetler Birliğinin yıkılmasına ve Bosnalılarla Sırplar arasındaki dehşet
verici savaşa tanık olmuşlardır. Amerika Birleşik Devletlerinde Oklohama’da
terör hareketleri, Los Angeles’da 1960’lardaki ayaklanmaları hatırlatan halk
eylemleri, silahsızlanma çabaları ve sağlık hizmetlerinin sunulmasında
değişmeler yaşanmıştır. Artık hızla değişen bir dünyada yaşamaktayız. Bir bilim
ve bir meslek olarak psikolojinin de bu tür olaylara ilgisiz kalması mümkün
olmamıştır. (Russell, 1984; Sexton ve Hogan, 1984).
Moghaddam (1987), psikolojide
araştırma ve uygulamanın "üç dünyası" olduğunu öne sürmüştür.
Bunlardan biri sadece Amerika Birleşik Devletlerinden ilham alınan psikolojik
bilgi ve uygulama dünyasıdır. İkincisi, diğer endüstrileşmiş ülkelerde
geliştirilmiş bilgi ve uygulamalar bütünüdür. Üçüncüsü ise gelişmekte olan
ülkelerde işlenen bilgi ve uygulamalardır. Bu üçlü içinde Amerikan psikolojisi
ithal edilendir ve gelişmekte olan ülkeler için olduğu gibi özellikle Avrupa
topluluğundan olan gelişmiş ülkeler için de önemli bir etki kaynağı işlevi
görmektedir. Ancak, Amerikan psikolojisi de gelişmiş ve gelişmekte olan
ülkelerle kurduğu bağlantılara dayanarak bilgi ve uygulama temelini giderek
daha fazla genişletmektedir. Bu yayılma, kongreler, ortak yayınlar, eğitici
çalışma grupları (workshops) araştırmalarda işbirliği, uygulamalarda danışmalar
ve özellikle elektronik posta gibi küresel bir araç ile gerçekleşmektedir.
American Psychologist dergisinde
uluslararası psikoloji üzerine yeni bir bölüm açılmasının bir amacı,
psikolojinin bilgi, düşünce ve uygulamalarının diğer endüstrileşmiş ve
gelişmekte olan ülkeler ile karşılıklı dönüşümünü sağlamak ve böylece de
Amerikan psikolojisinin bilgi ve uygulama temellerinin gelişmesine katkıda
bulunmaya çalışmaktır. Amerikan psikolojisi bireycilik, soyut idealler ve
usçuluk gibi Amerikan ilkelerinin, kültürel değerler ile davranışların derin
köklerini oluşturmasından (Kim, 1995) ve bu nedenle halkın gereksinimlerine pek
duyarlı olmamasından dolayı çoğu kez eleştirilmektedir.
İkinci amaç ise dünya topluluğuna
ait diğer ülkelerin psikoloji uygulama ve araştırmaları sonucunda elde
ettikleri bilgi birikiminden daha fazla haberdar olunmasını kolaylaştırmaktır.
Fransa, Macaristan, Yeni Zelanda ve eski Sovyetler Birliği gibi bazı ülkeler,
Amerika’daki araştırma ve uygulamalar sonucu, gelişen psikolojiden daha az
kendi ülkelerindekinden daha fazla etkilenmişlerdir (Sexton, ve Hogan, 1992).
Hong Kong ve Japonya gibi bazı ülkelerdeki psikoloji ise, alana ilişkin bilgi
birikimi ve uygulamalarda Doğu ile Batı etkilerini kaynaştırarak kendi
sentezini oluşturmuştur. Brezilya, Norveç, İrlanda ve Romanya gibi diğer
ülkeler ise Batı Avrupa, İngiltere ve Amerika’nın etkisini kabullenmektedir
(Sexton ve Hogan, 1992).
Uluslarararası psikoloji adı altında
açılan bu bölümün, Amerikan psikolojisinin diğer ülkelerinkinden kopuk, tecrit
edilmiş niteliğinin değişmesine katkıda bulunacağı umulmaktadır. Amerikan
psikologlarının diğer ülkelerdeki meslektaşlarının çalışmalarını pek okumama ve
çok az alıntı yapma gibi davranışlarının (Sexton, 1983), Amerika’daki psikoloji
araştırmaları, uygulamaları ve kuramlarının ülke sınırları dışına taşabilmesi için
değişmesi gerekmektedir. Bununla ilişkili olarak, yayınlanmak üzere dergilere
gönderilen makaleleri incelerken bu tür eksikliklere işaret edebilecek
nitelikte editörlerin ortaya çıkması aksaklıkları giderebilir. Nitekim,
American Psychologist dergisi ve Amerikan Psikoloji Derneğinin yayınladığı
diğer dergiler, psikolojiyi evrenselleştirme çabası içinde Amerika Birleşik
Devletlerinin dışındaki ülkelerdeki meslektaşlarını yayın kurullarına
sokmuşlardır.
Amerika Birleşik Devletlerinin
göçlerle, çokuluslu ekonomik gelişmeyle ve giderek artan uluslararası iletişim
yöntemleriyle daha uluslararası hale geldikçe ulusal sosyal sorunların çözümüne
başarılı biçimde katkıda buluna-bilmek için psikoloji bilimini ve
uygulamalarını değiştirmesi gerekmektedir (Adair ve Kağıtçıbaşı, 1995). Amerika
Birleşik Devletlerinde bu şekilde bir büyüme gösteren psikoloji, artık
laboratuvar veya klinik ortamlarındaki sorunlara cevap aramanın ötesine
geçmiştir. Bin dokuz yüz doksanların kamu hizmeti veren psikolojisi masaya
oturarak barış pazarlığına girişmeye yardım etmekte, su politikaları
geliştirmekte veya şehir plancılarının konut tasarımlarını değerlendirmektedir
(King ve Collins, 1989). Sexton’un öne sürdüğü gibi, Amerikan psikolojisi eğer
topluma yararlı olacaksa, ülkedeki "terör, ırk ayrımı, etnik gruplar arası
çatışmalar, suç, şiddet, dünya barışı ve nüfus kontrolü" gibi içinden
çıkılması güç sorunlara çözüm aramalıdır. Bu nitelikteki sorunları çözmek için
en iyi strateji yalıtılmış, soyutlanmış değil, tam tersine iletişim, elbirliği
ve bu evrensel sorunları çözmek için yaratıcı fikirler bulan dünyanın her
tarafındaki meslektaşların çözümlerine fırsat tanımayı içerir (Sexton, 1985).
Doğu Asya psikolojisinin Amerikaya sunuluşunda olduğu gibi, bilginin iki yönlü
akışı sayesinde "Japoncada amae (bağımlılık) (Doi, 1981), Kore dilinde
chong (şefkat) (Choi, Kim ve Choi, 1993) ve Çincede mientze (sima) (Ho, 1976)
kavramıyla" örneklenen başkalarıyla karşılıklı ilişkililiğin insan
davranışının özünde yer aldığını öğreniriz (Kim, 1995). Latin Amerika
psikolojisinde, insan etkileşimi de aynı şekilde, grubun bireye kıyasla daha
öncelikli olduğu ilişkililik kültürü ile tanımlanmaktadır (Diaz-Loving,
Reyes-Lagunes, ve Diaz-Guerrero, 1995). Avrupa (Hall ve Miller, 1992-1993) veya
Hint psikolojisinde (Adair, 1995; Sinha, 1994) olduğu gibi bunların hepsi,
insan davranışlarına ilişkin problemlerin çözülmesi için daha ek-siksiz ve
yetkin bir bilgi sağlayarak Amerikan psikolojisini genişletebilirler.
Her ülkede psikolojinin serpilmesi,
o ülkedeki kaynakların ve yaygın düşünsel, politik ve sosyal uygulamaların bir
işlevi olacaktır (Hall ve Miller, 1992-1993). 1980’lerin ortalarında, Amerikan
Psikoloji Derneğinin yaklaşık 60000’in üzerinde psikolog üyesi bulunmaktaydı.
Amerika Birleşik Devletlerinde psikolog sayısının artış oranı azalırken diğer
ülkelerde örneğin İsrail’de 10 misli bir artış gözlenmekte; benzer biçimde
Güney Afrika ve İspanya’da da hızlı bir artış gerçekleşmektedir (Rozenweig,
1987; Sexton ve Hogan, 1992). Ancak, Amerika Birleşik Devletlerinde meslekte
çalışan psikolog sayısının daha fazla olması, Avrupa, Latin Amerika, Afrika
veya Asya psikoloji topluluklarının Amerika’daki psikoloji topluluğu üzerindeki
etkisini, eğer kendini bu psikolojilere açık tutuyorsa, azaltmamaktadır.
Psikoloji alanında diğer ülkelerdeki gelişmeler ve Amerikan psikolojisinin
dünya psikolojisi üzerindeki azalan rolünü farkeden Sexton ve Hogan (1992),
Amerika’daki psikoloji üzerine iki senaryo önermişlerdir. İlki, Amerikan
psikolojisinin, diğer psikolojilerin kuram ve uygulamalarından çok az alarak
tek yönlü profesyonel etkinlikleri beslemeyi ve geliştirmeyi sürdüreceği
şeklindedir. Sonuç, doğal olarak, hızla büyüyen çok kültürlü, çok uluslu ve çok
ırklı bir nüfustan oluşan kendi halkının psikolojik gereksinimlerini karşılamada
başarısız olma riskini taşıyan giderek parçalanan bir Amerikan psikolojisi
olacaktır. Diğer senaryo ise Amerikan psikolojisinin, başka ülkelerdeki
psikolojinin profesyonel gelişiminden etkilenerek gelecek yüz yılın
uluslararası zorlamalarını karşılayacak, üstesinden gelecek biçimde daha
kapsamlı ve daha tepki verici bir psikoloji haline geleceğini önermektedir.
İşte bu ikinci görüşü paylaşan
Amerikan Psikoloji Derneği’nin Psikolojide Uluslararası İlişkiler Komitesinin
üyeleri, American Psychologist dergisinde bu özel bölümü açmak istemişlerdir.
Dolayısıyla Amerikan Psikolojisi, diğer ülkelerdeki psikoloji hakkında daha
fazla bilgi sahibi oldukça, vatandaşlarına daha yararlı olma açısından kendi
ülkesindeki bilim, uygulama ve profesyonel gelişim sınırlarını daha iyi
değerlendirecektir. Bu sayıdaki makaleler, uluslararası psikoloji üzerine bu
yeni bölüm için bir başlangıç işlevi görmektedir. Sonraki sayılarda, bu
bölümde, tüm dünyadaki meslektaşların çalışmaları ve bazen de tartışmalı
konular hakkındaki görüşleri ele alınacaktır. Bu yeni bölüm-de, aynı zamanda,
okuyucuları Psikoloji’de Uluslararası İlişkiler Komitesi ile (Committee on
International Relations) uluslararası sorunlar üzerine Psikoloji’de
Uluslararası İlişkiler Ofisinin (Office of International Affairs in Psychology)
müdürü Joan Buchanan kanalıyla (Internet adresi:jxb.apa@email.apa.org)
kapsanması istenilen konular hakkında yazışmaya çağırmaktayız. Bu yeni bölümün
yayın kurulunda görev almak isteyenler de Joan Buchanan ile temasa geçmelidir.
Kaynak: Mays, V. M., Rubin, J.,
Sabourin, M, and Walker, L. (1996). Moving toward a global psychology: Changing
theories and practice to meet the needs of a changing world. American
Psychologist, 51(5), 485-487.
§Hacettepe Üniversitesi, Psikoloji
Bölümü
§Türk Psikoloji Bülteni 3 (6) 12-14.
§Türk Psikologlar Derneği, 1999
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder