İshak Alaton: Önemli olan lüzumsuz olabilmek
Felsefeye olan ilgisi ile tanınan Alarko Şirketler Topluluğu Yönetim Kurulu Başkanı İshak Alaton, yönetim anlayışında da kendisine özgü bir felsefe uyguluyor; bir patron olarak gittikçe önemsizleşmeye çalışıyor
Alarko Holding’in kurucularından İshak Alaton, yönetimde uyguladığı "lüzumsuz olabilme" hedefi çerçevesinde, işleri profesyonellere devrediyor. Alarko’yu ortağı Üzeyir Garih ile birlikte 1954 yılında kuran ve o günlerden beri profesyonel yönetimden yana olduklarını belirten İshak Alaton, "Biz profesyonel yönetime çok inanan iki kurucuyuz. Lüzumsuz olabilmek, profesyonellere yolu açmak demek" diyor.
Felsefeye olan ilgisi ile tanınan Alarko Şirketler Topluluğu Yönetim Kurulu Başkanı İshak Alaton, yönetim anlayışında da kendisine özgü bir felsefe uyguluyor; bir patron olarak gittikçe önemsizleşmeye çalışıyor
Alarko Holding’in kurucularından İshak Alaton, yönetimde uyguladığı "lüzumsuz olabilme" hedefi çerçevesinde, işleri profesyonellere devrediyor. Alarko’yu ortağı Üzeyir Garih ile birlikte 1954 yılında kuran ve o günlerden beri profesyonel yönetimden yana olduklarını belirten İshak Alaton, "Biz profesyonel yönetime çok inanan iki kurucuyuz. Lüzumsuz olabilmek, profesyonellere yolu açmak demek" diyor.
Türkiye’deki diğer şirketlerden çok farklı bir yaklaşımları olduğunu söyleyen İshak Alaton; "Şirketlerde pederşahi yönetim olmamalı. Bir şirketin kurucusu olan ve onu belli bir noktaya getiren insanların çocuklarının aynı beceriye sahip olup olmadığı önceden bilinmediği gibi, böyle bir yükü onların omuzlarına yüklemek de çok yanlış. Babası kadar iyi mi? Sorusu kötü bir şey ve çocukların işe ezik başlamasına neden olabilir. Biz bunu daha çocuklarımız doğmadan konuştuk ve profesyonellere güveneceğiz dedik. Zamanla profesyonellerin gelişmesini görmek, onları eğitmek bizim için önemli bir olay oldu" diyor.
Şu anda 73 yaşında olan İshak Alaton, felsefe ve tarih kitaplarına vakit ayırmak, Türkiye’nin tanıtımı için daha fazla çalışabilmek ve bazı sosyal derneklerde faaliyet gösterebilmek için kendi isteği ile işlerini profesyonellere devretmeye başlamış. Bu süreç, İshak Alaton’un 65 yaşındayken, şirket içi yayın olan "Bizim Dünyamız" dergisine bir yazı yazması ile başlamış.
Başlığı "Lüzumsuz Olabilmek" olan yazıda yeni yönetim felsefesini anlatmış. O günden sonra bütün bilgilerini genç kuşaklara devretmeye başlamış. Bu süreçten oldukça memnun; "Artık bize ihtiyaçları olmuyor. Ben ve ortağım Üzeyir Garih hem günlük işlerimizi devrettik, hem de düşünsel platformda gelişmeyi sağladık. Artık şirket dışı işlere çok vakit ayırabiliyoruz. Örneğin, Üzeyir Garih Filipinler, ben Güney Afrika fahri konsolosu olarak çalışabiliyoruz. Aynı zamanda TESEV’de de çalışabiliyorum. Yani farklı alanlara yönelme fırsatı bulduk. Görevlerimizden biri de Türkiye’yi temsil etmek. Benim günlerim çok dolu geçiyor, zamanımın ancak yüzde 30’unu şirkete ayırıyorum. Biliyorum ki işler rayında gidiyor, bundan mutluluk duyuyorum." Alarko’da kararları orta kademe yöneticiler alıyor ve üst yönetimin bilgisine sunuyor. İshak Alaton, "Bugün bu odaya sadece bilgi vermek ve onay almak için geliyorlar. Biz bir tür danışma ve denetim kurulu gibi çalışıyoruz. Sadece çok önemli kararlarda, bir dönüşüm ve değişim anlarında bizden onay alırlar. Onun dışında sadece bilgi verirler. Lüzumsuz olabilmek, bütün bilgiyi devretmek ve profesyonelleri ortaya çıkarmak demek" diyor. Kişisel gelişime destek
İshak Alaton’un işi devrettiği profesyonellerden biri Alarko Şirketler Topluluğu Eğitim Müdürü Canan Demiral. Topluluğa bağlı her şirkette performans değerlendirme sistemi uygulandığını ve kişisel gelişim programlarına önem verildiğini söyleyen Canan Demiral; "Geçen yıl 37 bin adam/saat eğitim yapıldı. Ağırlıklı olarak kişisel gelişim eğitimleri veriyoruz" diyor.
Canan Demiral, 15 yıldır Alarko’da çalıştığını ve şirketin personel devir hızının çok düşük olduğunu belirtiyor; "Personel devir hızımız memur seviyesinde yüzde 4 civarında. Orta ve üst kademe yöneticilerde ortalama çalışma süresi 10-12 yıl. Şirket içi iletişim ve ilişkiler çok iyi, çalışma açısından da rahat bir ortam var. Çalışanlar bu nedenle Alarko’dan ayrılmak istemiyor. Büyük ve güvenilir bir şirket, paranızı zamanında alacağınızı biliyorsunuz. Türkiye’nin ekonomik açıdan kritik zamanlarında bile maaşlar aksamadı. Şirket banka kredisi alarak da olsa çalışanının maaşını ödedi." Alarko, çalışanlarının motivasyonunu arttırmak için çeşitli ödül sistemleri koyuyor. Her yıl en başarılı altı kişiye bütün şirketin katıldığı bir törenle altın rozet takılıyor. Beş ve katları yıllarda çalışmış olanlara da plaket ve ödüller veriliyor. Bunun dışında, beş yıldır düzenlenen Buluş Ödülü var. Yeni ürün geliştirme, tasarruf, kalite arttırma vs. konularda açılan yarışmaya, her yıl ortalama 25 proje katılıyor. Bunlardan ödül alanlar ve uygulanabilir olanlar özellikle fabrikalarda hemen günlük kullanıma geçiriliyor.
Master öğrencisi ofisboy
Alarko Reklam ve Halkla İlişkiler Müdürü Reşit Mehmet Erol’un babası da Alarko’da çalıştığı için, çocukluğu fabrika bahçesinde oynayarak geçmiş. İş hayatına da stajyer olarak Alarko’da başlamış. Hatta işletme alanında master yaparken, bankalara evrak getirip götürüyormuş. İş hayatına en alt basamaktan başladığını söyleyen Reşit Mehmet Erol, 15 yıldır Alarko’da çalışıyor. "Bankalara evrak taşıdım, kuryelik yaptım, fabrikanın yerlerini de süpürdüm. İş hayatına en alt basamaktan başladım ve bilmem gereken her şeyi öğrendim" diyor.
Reşit Mehmet Erol, Alarko’da uygulanan sistemin çalışanların yetki ve sorumluluğunu arttırdığı gibi, işe olan bağlılığını da pekiştirdiğini söylüyor. Reşit Mehmet Erol, Alarko’da üst düzey yöneticilerin genellikle şirket içinden yetişmiş, kurum kültürünü almış kişiler olduklarını belirtiyor;
"Şirket içinde yetişen insanlar yöneticiliğe daha rahat adapte oluyor. Alarko, taahhüt, sanayi ve ticaret, arazi geliştirme, enerji, turizm ve su ürünleri olmak üzere altı ayrı gruptan oluşuyor. Bir yandan havaalanı yapıyorsunuz, bir yandan balık yetiştiriyorsunuz. Tabi şirket içinde yetişen insanlar konulara hakim oluyor ve üst kademelere daha rahat yükselebiliyor".
İstikbal Kulübü
Türkiye’deki ilk ve tek şirket içi kulüp olan Alarko İstikbal Kulübü, Alarko içinde alt kademedeki gençlerin yönetici olarak yetişmesine olanak sağlamayı amaçlıyor. Kulüb’e, 28 yaşını aşmamış üniversite mezunu gençler üye olabiliyor. 31 yaşında ise emekli olup, gençlere gözetici abla ya da abi olarak yol gösteriyorlar. Kulüp, sosyal ve sportif çeşitli faaliyetler düzenliyor. İlerde Alarko’yu yönetecek olan kişiler orada kendilerini belli ediyor ve hazır bir yönetici ordusu yetişiyor.
İshak Alaton’un yönetim felsefesi
Yaşım ilerledikçe, bir yandan kalan zaman azalıyor, diğer yandan da kütüphanemde okumayı bekleyen kitapların adedi artıyor. Bu çelişkili duruma köklü bir çare bulmalıyım. İşimle ilgili sorumluluklarımı genç kuşaklara daha hızlı devretmem bu duruma çare olur. Kurucuların prensiplerini özümsemiş, profesyonel kadro ile uyum içinde çalışan ikinci kuşağın, en az birinci kuşak bizler kadar bilgi ve beceri sahibi olduklarını görmek benim için büyük bir kıvanç kaynağı olu-yor. Gün geçtikçe biz kuruculara daha az danışmaya gerek görüyorlar. Felsefe kitap-larımla başbaşa kalmama büyük katkıda bulunuyorlar. Gittikçe önemsizleşiyorum. Şirket işlerinde tamamen lüzumsuz olmayı hedefliyorum. Tamamen lüzumsuz olmayı, ömrümün taçlanması olarak görüyorum.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder