Çağdaş
anlayışa göre eğitim"yanlışların yakalanmasıyla
"değil,"doğruların yakalanmasıyla"gerçekleşmektedir. Çünkü
öğrencilerin yanlış yapma korkusuyla konuşmamalarının öğrenmeyi zorlaştırdığı
anlaşılmaktadır. Gece yatmadan önce yapılan kısa bir tekrar uyku sırasında
salgılanan bir takım hormonal maddeler sayesinde yeni öğrenilmiş olan bu
bilgileri hafızaya yerleştirme konusunda etkilidir.
Öğretmenin
öğrencileri ile iyi ilişkiler kuması ve ders anlatırken beden dilini iyi bir
şekilde kullanması öğrencileri tarafından sevilmesine ve dersinin zevkle
izlenmesine neden olur. Öğrencilere yapılacak anında geri bildirimler
öğrenmelerini
olumlu yönde etkilemektedir. Birçok kişi elde ettiği imkan ve başarıyı eğitime
borçludur. Eğitim yoluyla insanın sahip olacağı meslek çok kere kişiyi ruhsal
açıdan doyurur ve maddi olarak rahatlatır. Bu durumun sağlayacağı imkanlar
kişinin hayattan daha fazla zevk almasını mümkün kılar.
İyi bir eğitim
hayat standardını yükseltir. Yüksek öğretim hayattaki çeşitli olaylar
arasındaki gerçekleri,bağlantıları ve ilkeleri görmek ve anlamak becerisini
kazandırır. İyi bir eğitim aynı zamanda kişide yeni ilgi alanlarının
gelişmesine yardım ederek hayatı daha zevkli ve ilginç kılar.
Eğitim
insanın bilerek düşünce üretmesine ve yaratıcılığa yönelmesine imkan verir
.İnsanın kafasındaki kalıpları kırmasına ve dünyaya daha esnek ve geniş açıdan
bakmasına imkan verir. Eğitim olmaksızın insan bildikleriyle sınırlı
kalır,dünyanın zenginliliğini ve çeşitliliğini mutlaka kendi kafasındaki
kalıplara oturtmak için çaba harcar. Buna "y-Yüzeysellik" denir.
Yüzeyselliği aşmak ancak eğitimle, okumakla ve okuduğunu özümlemekle mümkün
olur. Bilgi farklılık yaratan farktır.
Eğitim
hayatın inceliklerini görmeyi sağlar. Hayatın zevki çeşitliliğindedir. Ayrıca
yüksek öğretim görmenin önemli avantajlarından biri de kişiye farklı ilgilere,
becerilere, görüş ve inançlara sahip insanlarla bir araya gelme imkanı
vermesidir. Böylece insanın kendi ufkunu genişletmesi, yeni sentez ve yorumlara
gitmesi mümkün olur.
Böylesine
farklı insanlarla bir araya gelmek, kişiye aynı zamanda dünyanın sonsuz
çeşitliliğini algılama fırsatı verir. Eğitim yoluyla insan, bireysel
farklılıkları anlamayı, hoş görmeyi ve bundan yeni sentezler yaparak,tadına
varmayı öğrenir.
Eğitim
hayatı kontrol etmeyi kolaylaştırır. Yüksek öğretime başlamak kişiye daha büyük
bir güven ve sorumluluk kazandırır. Kişiye bağımsız düşünme becerisini
geliştirmek için yardımcı olur. Genç birey problemleri kendisinin de
çözebileceği konusunda güven kazanır. Böylece daha evvel yapılmış ve söylenmiş
olanlara sadece karşı çıkmak veya onları körü körüne kabullenmek yerine,genç
birey kendi çözümlerini geliştirme şansına sahip olur.
Üniversite
eğitimi yapmakla kişinin amacı; zihinsel açıdan zevk verecek ve ekonomik açıdan
imkan sağlayacak bir işe girmek,aylık gelirini ve toplumsal statüsünü
yükseltecek yeni bir hayata geçmek,iyi eğitilmiş bir insan olmak,yeni şeyler
öğrenmek,zihinsel açıdan beslenmek,kendine güvenini artırmak, ufuklarını
genişletmek v.b olmalıdır. Amaçsızlık,sadece anne ve baba istediği için okumuş
olmak,arkadaşlar gidiyor diye üniversiteye gitmek istemek kişinin yanlış
amaçlar peşinde olduğunu gösterir.
Amaçlar
her ne ise,onları açıkça belirlemiş olmak gerekir. Onlara ulaşmak için
zamana,sabra ve gayrete ve gayrete ihtiyaç vardır. Parlak gelecek vaad eden
meslekler değişiyor. Yüksek teknolojinin uygulandığı mesleklerde ücretler daha
yüksek,hizmet sektörünün eğitim gerektirmeyen dallarında ise düşüktür. Ayrıca
bu grup işler basit,tekrara dayalı,dolayısıyla insanı geliştirmeyen türden ve
sıkıcıdır.
Eğitimin
başarısı,hayat ve iş başarısını tam olarak temsil etmese de,bir yönetici eleman
seçerken seçime, eğitim hayatındaki notları yüksek olanların başvurularını bir
yana ayırarak başlar ve sözlü görüşmeye bunları çağırır.
Çalışmaya
başladıktan sonra kişinin kurum içindeki statüsü ve gelişimi kendi
performansına bağlıdır. Ancak işe kabulde iyi notlar ve parlak bir eğitim
geçmişi,temel belirleyicidir. Eğitim döneminde olan gençlerin, hayatlarının
bütününü gerçekten anlamlı yaşayabilmeleri için "öğrenme"nin,"bilgilenme"nin
ve bunların sonucu ulaşılacak olan "donanım"ın ,hayatında ne iş
yaparsa yapsın,onu sevmesini ve ondan zevk almasını sağlayacak olan esas faktör
olduğuna inanmaları gerekir.
Düşünme
ufkunu genişletmek için iyi bir eğitim, okumak ve daha çok bilmek bugüne kadar
keşfedilmiş tek yoldur. Topluma katkıda bulunabilmek için de bireyin kendisinin
olgunlaşması gerekir. Olgunlaşmadan insan ancak canını vererek topluma katkıda
bulunabilir. Oysa artık günümüzde canını değil,beynini adayarak topluma katkıda
bulunacak gençlere ihtiyaç vardır. Kahramanlara ihtiyaç göstermeyen bir toplum
yaratmak, iyi eğitim görmüş gençlerin çabalarıyla mümkün olacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder