ÜÇ ÖNEMLİ UNSUR
1. Sebep
- sonuç münasebetlerini keşfetme
2. Tahminde
bulunma
3. Netice
çıkarmada prensipleri doğru bir şekilde kullanma kabiliyetlerini
geliştirmeliyiz
MUCİTLİK
Engelleyen ortamlar:
· Sosyal
kurallara ve durumlara uyma mecburiyeti
· Belli
kalıplara uyma, bunların dışına çıkmama
· Rahatına
düşkünlük
· Bağımsız
karar verememe ( ortamdan dolayı )
· Dış
ilişkilerde güvenli olmama
· Yanlış
yapmaktan, yenilgiye düşmekten ve alay edilmekten korkma
· Belli
bir otoriteye bağımlı olma
· Aşırı
mükemmelci olma, akıl ve mantıktan yana bir eğitimden geçmiş olma
Destekleyen
ortamlar:
· Katı
ve kısıtlayıcı eğitim kurallarını bir kenara bırakma
· Çocuklara
belli sınırlar içinde hürriyet tanımak
· Çocukların
kabiliyet, ilgi ve ihtiyaçlarına cevap verecek bir ortam hazırlamak
· Güven
duyacakları ve başarı duygusunu tadacakları deneme fırsatları hazırlamak
gerekmektedir.
Selim
AYDIN
EZBERLEMEDE USUL
Ezberlemek istediğiniz şeyi bir veya
iki kere okuyup bırakın. Bir süre sonra tekrar elinize alıp yine okuyun.
Ezberlemek istediğiniz şeye vereceğiniz vaktin yarısı kadar zaman içinde onun
daha kolaylıkla dimağınıza yerleştiğini göreceksiniz.
DÖRT ŞEYLE TARTILIR VE DEĞER KAZANIRSINIZ
1. Yaptığınız
hareketlerle
2. Bakışlarınızla
3. Söylediğiniz
sözlerle
4. Bunları
söyleyiş tarzınızla
Başarı, hata ve başarısızlığın biraz
ilerisinde duran şeydir.
T. J.
WATSON
HUY ve KABİLİYET GELİŞTİRMEK İÇİN
Her insanda gördüğünüz en küçük
kabiliyeti takdir ediniz ve bunu samimiyetle, sevinçle yapınız.
Karşınızdaki kimsede inkişaf
ettirmek istediğiniz meziyeti onda varmış gibi gösteriniz ve onu, buna
inandırınız. Bu surette ona kıymet verirseniz, yanıldığınızı göstermemek için
bütün gayretiyle çalışır.
Namuslu ve dürüst sayılan bir insan,
kendini namuslu ve dürüst göstermek için herşeyi yapar.
THOMAS
BAŞARI
İLİŞKİLERİMİZDE DİKKAT ETMEMİZ GEREKEN ŞEYLER
1. Kim
olursa olsun karşımızdaki insana değer verme ve saygı gösterme, gururlarını
koruma.
Her insan iltifattan hoşlanır.
LINCOLN
2. Açık
olacağız, açık olmasını sağlayacağız. İç dünyamızı olduğu gibi paylaşabilme
cesaretini göstereceğiz.
3. Karşındakini
yargılama. Tenkit etme. Başkalarını kötüleyeceğimize, onları anlamaya
çalışalım. Onların yaptıkları şeyleri ne için yaptıklarını gözetelim ve
araştıralım. Bu tarz hareket insanlar arasındaki sempati, müsamaha ve nezaketi
besler.
Tenkit, insanı
müdafaa vaziyeti almaya ve kendini haklı göstermek için uğraşmaya sevk ettiği
için zararlıdır. Hatta tehlikelidir. Çünkü, insanın hayatta en çok kıymet
verdiği izzet-i nefsini yaralar. Her insanın kendine verdiği öneme dokunur,
hiddetini körükler. Eğer tenkit edilecekse, başkalarının hatalarını tenkit
etmeden önce kendi hatalarınızdan söz ediniz. Sizin böyle kendi hatalarınızdan
söz etmeniz başkalarını kendi hatalarını kabule teşvik eder. Onların
hatalarını, bir vasıtadan faydalanarak gösteriniz.
4. Doğrudan
doğruya emirler verme yerine, sualler sorunuz. Böyle yapılsa daha iyi olmaz mı?
gibi.
5. Başkasına
iş yaptırmak istediğinizde unutmayın; her insan kendi isteklerini düşünür. Onun
için o işi ona istetmelisiniz.
Bir iş
yaptırmak istediğinizde bir an durup düşünün ve kendi kendinize sorun: Bu
adamın bu işi yapmayı istemesini nasıl sağlarım? Yapılmasını istediğiniz işi
sevdirerek yaptırınız.
6. İnsanları
teşvik ediniz. Düzeltmek istediğiniz yanlışları kolaylıkla ıslah edilecek gibi
gösteriniz. Yaptırmak istediğiniz işi karşınızdakinin kolayca başaracağınıza
inandırınız. İş yaptırmak için rekabet hissini hızlandırmak gerekir.
İnsanların en güzide meziyetleri
takdir ve teşvik ile gelişir.
SCHWAB
7. Hiçbir
münakaşa kazanılmaz, münakaşadan çekinin.
“ Şunu bunu ispat edeceğim ” diye
söze başlamak doğru değildir. Bu şekilde hareket bir meydan okumadır. Meydan
okumalar muhalefet uyandırır ve muhatabınızı sizinle mücadeleye sevk eder.
Olabilirsen başkalarından daha akıllı
ol. Fakat onlara daha akıllı olduğunu söyleme.
Lord
CHESTERFIELD
Şayet bir adam size yanlış
düşündüğünüzü söylerse, siz onun yanıldığını bilseniz de şöyle söyleyin: “ Ben
daha başka türlü düşünüyorum. Belki yanılıyorum. Zaten çok kere yanılırım.
Meseleyi birlikte tetkik edelim de yanlışımı düzelteyim. ”
Siz belki de yanılmış
olabileceğinizi kabul etmekle hiçbir şey kaybetmeziniz. Bilakis bu yüzden
münakaşaların önüne geçer, muhatabınıza açık ve geniş fikirli olduğunuzu
göstermiş olur, onu da yanlışını kabule sevk edersiniz. Kişilerin yanıldığını
yüzlerine vurmak en büyük hatadır.
Şayet birşey ispat etmek
istiyorsanız, bunu hiç hissettirmeden yapın. Bir şey öğretmiyormuş gibi
öğretmek en güzel metottur.
Başkalarının bana uymayan
düşüncelerine tahammül etmeye ve itirazlarımı apaçık ileri sürmemeye kendimi
alıştırdım. Karşımdakinin düşüncelerine ait şartları ve bu şartların bu
düşünceyi haklı saydırmaya imkan verip vermediğini tetkike ehemmiyet verdim. ‘ Şüphe
yok ki ’, ‘ muhakkak ki ’, gibi kati kelimeleri kullanmaktan çekinmeye ve
onların yerine ‘ zannederim ’, ‘ tahminime göre ’ gibi tabirleri kullanmaya
başladım. Bu sayede herkesle rahat konuşabildiğimi görüyorum. Kimse sözlerime
itiraz etmiyordu. Bu sayede başkalarının yanlışını düzeltme imkanı buluyordum.
Benjamin
FRANKLIN
8. Bir
insanın kendi nefsine mal ettiği herşey hayatında en büyük kıymeti olan şeydir.
Yani insanın benim diyerek ifade
ettiği küçük kelimenin kıymeti çok büyüktür. Buna hürmet göstermek gereklidir.
İnsanın kendine mal ettiği şeyin ne olduğu önemli değildir. ( takımı, köpeği,
davası, vb. )
9. Başkası
tarafından aleyhinizde söylenecek her şeyi kendiniz söyleyiniz ve başkasına
fırsat vermeden bunları dökünüz. Derhal vaziyetin değiştiğini görürsünüz.
Karşınızdakinin size karşı açtığı yelkenleri şişiren bütün rüzgarları çekmiş
olursunuz.
Haklı olduğunuz zaman insanlara bu
haklılığınızı incelik ve nezaketle kabul ettirmeli, yanıldığınız zaman ise
yanlışınızı hemen ve kesinlikle kabul etmelisiniz.
Hiddetlendiğiniz zaman, sizi
hiddetlendiren kimseye karşı ağır konuşmakla içinizi dökmüş ve rahatlamış
olursunuz. Fakat karşınızdakinin ne hale geldiğini düşünür müsünüz?
Yumruklarınızı sıkarak bana
geldiğiniz takdirde, benim yumruklarımı iki misli sıkacağıma inanabilirisiniz.
Fakat bana gelirde, gelin şu meseleyi birlikte konuşalım, anlaşmazlığın
sebebini anlayalım derseniz, çok geçmeden aramızda ciddi bir ayrılık bulunmadığını
bilakis anlaştığımız noktaların, ayrıldığımız noktalardan çok fazla olduğu
belirir ve birlikte hareket etmemize hiçbir mani bulunmadığı derhal anlaşılır.
WILSON
Dövüşmekle hiçbir zaman kafi
miktarda bir şey elde edemezsiniz. Fakat karşınızdakinin hakkını teslim etmekle
beklediğinizden fazlasına ulaşırsınız.
Başkalarının düşüncelerine ve
dileklerine karşı sempati gösterin. Böyle davranabilmek gerçekten zordur. Bunu
temin edebilmek için, herşeyi tam bir samimiyetle, başkalarının gözlüğünden de
görmeye çalışınız.
Muhatabınız tamamıyla yanılmış
olabilir. Fakat yanıldığını zannetmez. Bu yüzden onu azarlamamalısınız. Onu
anlamaya çalışmak ve niçin yanlış düşündüğünü keşfetmek lazımdır.
Başkalarının şu veya bu şekilde
düşünmelerinde muhakkak bir sebep vardır. bu gizli sebebi keşfederseniz, onun
bütün hareketlerinin anahtarını bulmuş, belki şahsiyetini kavramış olursunuz.
Evvela kendinizi onun yerine koymaya
çalışınız ve “ ben de onun şartları içinde bulunsaydım, ne yapardım? Nasıl
hareket ederdim? ” diye düşününüz. Şunu da eklersiniz: “ Sizi bu şekilde
düşündüğünüzden dolayı zerre kadar kınamıyorum. Sizin vaziyetinizde
bulunsaydım, ben de sizin gibi düşünürdüm. ” Böyle bir cevap gönülleri
fethetmeye kafidir.
Kendini başka bir adamın mevkiine
koyabilen ve kafasının nasıl işlediğini kavrayan bir kimse, istikbalin kendisi
için ne sakladığını merak etmekten kurtulur.
Owen
YOUNG
Muvaffakiyetin bir sırrı varsa
başkasının fikrini anlamak ve herşeyi onun gözü ile görmektir.
Henry
FORD
Empatik
dinleme, karşıdakinin gözüyle görüp, kulağıyla duyabilecek biçimde
dinlemeye denir.
10. Bir adamın
kalbinde size karşı fena hisler varsa dünyanın bütün mantığını kullanmakla onu
kazanamazsınız.
Bir damla bal, bir galon ziftin
çekemeyeceği sinekleri toplar. İnsanlar da böyledir. Onları kazanmak
istiyorsanız herşeyden evvel ona samimi bir dost olduğunuzu göstermelisiniz.
Böylece onun kafasına girmenin en emin yolunu bulmuş olursunuz.
11. İnsanlarla
konuştuğunuz zaman söze birden bire ihtilaflı noktalardan başlamayınız.
Anlaştığınız birleştiğiniz noktalar üzerinde durarak, bunları takviye ederek
başlayınız. Aynı gaye için çalıştığınızı belli ediniz ve aranızdaki ayrılığın
gaye ayrılığı değil, metot ayrılığı olduğunu göstermeye çalışınız.
Muhatabınızın ilk önce evet evet
diye karşılayacağı noktalarla söze başlamalı ve onu olumlu istikamette harekete
sevk etmeliyiz.
12. Sözün
çoğunu karşınızdakine bırakınız.
Bırakınız muhatabınız içini boşaltıp
derdini döksün. Çünkü karşınızdaki kendi meselesini sizden çok iyi tanır ve çok
iyi anlatır. Bunun için kendine sualler sorunuz, o da cevap versin.
İnsan bir olayı anlatırken, sadece
olup biten bir hadiseden söz etmez. İster istemez kendinden de söz eder. Çünkü
biz dünyayı olduğu gibi değil olduğumuz gibi görürüz. Eğer dinlemesini bilirsek
kişinin söylediği herşeyden o kişinin nasıl biri olduğunu az çok çıkarabiliriz.
13. Kendi
düşüncenizi başkasına mal etmekten çekinmeyiniz.
Düşünceleri ileri sürerek
başkalarının bunları neticelendirmesine imkan vermek güzel bir yöntemdir.
14. Fikirlerinizi
canlı bir şekilde ortaya koyunuz.
Hakikat açık, canlı ve dramatik
olmalı ve güzel gösterilmeli. Dikkat ve kabul böylece sağlanır. Vitrincilik
yapmak lazım hakikat değişmemiş fakat canlandırılmış olur.
15. Sizinle
konuşan kimseye bütün dikkatinizi veriniz. Çünkü böyle yapmanız ona verdiğiniz
değerin göstergesidir.
Başkalarının bizi kızdıran tarafları
kendimizi anlamamıza yol açar.
Carl
JUNG
İŞ YAPTIRMADA YÖNTEM
Yapacağı işi ona benimsetin ve
gerekçeleriyle onu bu hususta ikna edin. Yapacağı iş hususunda onu
cesaretlendirin.
Hizmet vermemiş olan emir veremez.
John
FLORIO
Görevin öğretilmesinden çok
sevdirilmesi gerekir.
A.
VINET
Zafer iradedir.
NAPOLYON
İRADE
İrade, bir şeyi özlemek ve olmasını
istemektir. İradeye hakim olmak, kişinin özlediği şeyi elde etmek ve istediği
hedefe ulaşma gücüne sahip olmasıdır. Hedefine ulaşması ise, kişinin
başarısıdır.
Aslında iradesiz kimse olmaz. Her
insanın nice istek ve özlemleri vardır. Fakat gerçek anlamda iradesine hakim
olanlar pek azdır. Çünkü bir çokları isteklerine ve hedeflerine ulaşamadan
umutsuz ve başarısız olarak yaşamaktadır.
Başarının ilk şartı, iradeli
olmaktır. Bu şartların birincisidir. Hiç şüphe etme ki, hayat için herşeyden
önce geleni iradeli olmaktır. Gevşekliğin, havailiğin, hoppalığın türlü türlü
şekilleri ile, adına tembellik dediğimiz, sefalet şeytanı ve muvaffakiyet
düşmanının sayıldığı biricik silah iradedir. İyilik yolunda iradeni
kullanabiliyorsan, korkma, arkadaşın kötüsü semtine uğramaz. Karşında
safsatacıların ağzı ötmez. Kötü örnekler, zehirli dillerini çıkarıp seninle
alay etmez.
Tekrar edelim ki, insan zekası ve
bilgisi ile değil, ancak iradesi ile insandır. Zeka ve bilgi az çok hayvanda da
vardır. Fakat hususiyle, ahlaki manada irade, canlı uzviyetler dizisinin son
halkasını teşkil eden, insana mahsus bir kudret ve imtiyazdır. İrade yalnız
insanı hayvandan değil, aynı zaman da insanları birbirinden ayıran ve
aralarında üstünlük ve aşağılık farkları yaratan yegane ruhu kuvvettir.
Etrafına bak, gördüğün üstün
insanlar bunu hep iradelerinin kuvvetlerine borçludurlar. Tarihte şerefiyle yer
almış ve ün kazanmış şahsiyetlerin hepsi bunun irade silahı ile feth
etmişlerdir. Bu bir kaidedir ve istisnası yoktur. Basit zekalı az bilgili hatta
bilgisiz insanlardan muvaffak olanlar çok az görülür.
Sevgi şiddetten daha güçlüdür.
Hermann
HESSE
İnsan sevdiğinden korkar ama
korktuğunu sevemez.
Cenap
ŞAHABETTİN
Sevgi kendiliğinden ortaya çıkmaz,
sevginin koşullarını hazırlamamız gerekir.
Doğan
CÜCELOĞLU
Nefret sadece sevginin olmadığı
yerde yeşerir.
William
C. MERSINGER
Gerçek sevgi tükenmez. Onu ne kadar
verirseniz o kadar çok alırsınız.
Antoine
De Saint EXUPERY
İnsan doğasının en derin ilkesi
takdir edilmeye duyulan iştahtır.
William
JAMES
Her insan iltifattan hoşlanır.
LINCOLN
İnsan korktuğuna sadece itaat eder,
ama sevdiği için canını verir.
Hüseyin
ÜZMEZ
Sevgi insanlar arasındaki mesafeyi
kapayan bir köprüdür.
EFLATUN
Kalp ancak, kalple satın alınabilir.
Fırtınaya karşı herkes penceresini kapar.
Sevgi ve acıma insanlık vasfıdır.
Hiddet ve şehvetse hayvanlık vasfı.
MEVLANA
Sevgi fiili hizmet etmeyi,
dinlemeyi, empatiyi, takdir etmeyi, desteklemeyi gerektirir.
Doğan
CÜCELOĞLU
KENDİNİZİ HERKESE SEVDİRMENİN YOLLARI
1. Sevimli
olunuz. Bol bol gülümseyiniz. Tebessüm evrensel bir dildir.
2. Kendinizi
unutarak başkalarını düşününüz. ( Diğergamlık )
3. Herkesle
alakadar olmaya çalışınız. Kişilere gösterilen ilgi onların hoşuna gider.
4. Kişilerin
mesleklerine samimi ilgi gösteriniz. Bu durum onların hoşuna gider.
5. Herkesi
hareket ve heyecanla selamlayın. Karşınızdakiler tavırlarınızdan ve ses
tonunuzdan sevincinizi anlamalılar.
6. Karşınızdakine
ismiyle hitap ediniz.
7. Konuşurken
onu dikkatle dinleyiniz.
İlgilenen bir dinleyici bulduk mu,
hepimiz dinletmeyi severiz. Onun için sizinle konuşan kimseye bütün dikkatinizi
vermek çok önemli bir husustur. Onlara kendilerinden bahsetme fırsatı veriniz.
Hiçbir şey onu bu derece memnun etmez.
8. Karşınızdaki
kimsenin düşüncelerini sempati ile karşılayın. Düşüncelerine katıldığınızı
belli eder görünün.
9. İlgi
alanlarını, zevklerini, meraklarını tanıyın ve kendilerine onlardan bahsedin.
10. Mühim
birer şahsiyet olduklarını onlara hissettirin ve bunu samimiyetle yapın. Sen
benim için değerlisin mesajı verin.
11. Onun
beğendiğiniz yönünü bulup, kendisine bunu söyleyerek ona iltifatta bulunun.
Bir kez yaşanmış olan duygusal
durum, duygu kesildikten sonra büsbütün silinip gitmez. Duygusal olaylar
bellekte bir takım izler bırakırlar ki, bunları sonradan zihinde canlandırma
olanağı vardır.
Prof.
Dr. Fikret SÖNMEZ
Karşılıklı etkilenmenin yada
toplumsal oluşumun özü olan istek ve inançların yapılmasında üç biçim söz
konusudur:
1. Tekrar
ve Taklit
2. Çatışma
3. Uyum
ve Buluş
Toplumsal değişikliklerin kaynağı
olan buluş hemen bir taklit dalgalanması doğurur ve başka bir dalga ile
karşılaşıncaya kadar geometrik bir gelişimle yayılır. Yayılma sırasında
dalgalanmalarda çatışma görülür. Bunun sonucu olarak da dalgalar, ya birbirini
yok ederler, ya biri diğerini yok eder, yada yeni bir buluşun kaynağı olur.
Prof.
Dr. Fikret SÖNMEZ
İbn-u Haldun birlikte yaşayan
insanların birbirini taklit eğiliminde olduklarından, taklidin toplumlarda
yukarıdan aşağıya doğru inerek halka yayıldığından söz etmektedir.
DİSİPLİNE OLMAK ZOR DEĞİL
İÇ DENETİM
Disipline olmuş kişilikten söz etmek
için kişinin davranışının bilincine varmış olması gerekiyor. Dıştan zorlamayla
değil, iç denetimi harekete geçirerek, otokontrol yapması kişinin disipline
olduğunu gösterir.
DAYAĞA YER YOK
Dayak, bağırma, alay etme, beddua,
kapalı bir yere kapatma gibi cezalar, disipline etme adına yapılmamalı. Çocuk,
kendi sorumluluklarını bilerek yaptığı davranışın neler getireceğinin farkına
varmalı ve bunu düşünerek hareket etmelidir.
Asıl önemli olan, insanın kendisini
çok iyi tanıması, eksiklerini bilmesidir.
Pedagog
Nezahat ÖZERİ, 10.08.1996, Zaman Gazetesi
Bilgi, beceri ve arzuyu bir araya
getirdik mi, söz verdiğimiz işleri mutlaka başarırız.
Doğan
CÜCELOĞLU
Kişinin kendini sevebilmesi için,
önce kendini bilmesi ve kendini doğru değer ve ilkeler çerçevesinde
geliştirmesi, karakter inşa etmesi gerekir. Bu olmadığı zaman kişi esas
temelden yoksundur. Bu esas temelden yoksun olan kişi ise, diğer insanlarla
sağlıklı dayanışmaya giremez. Çünkü karşılıklı dayanışmada kullanacağı temel
yoktur. Demek ki karşılıklı dayanışmada gerekli en önemli unsur, kişinin
bilgisi, zekası yada kullandığı iletişim tekniği ve becerisi değil, bizzat
kendi karakteridir.
BAŞARININ PRATİK YOLLARI
Çalışmak için müsait yer ve zaman
aramayın. Her yer ve zaman çalışmak için en musaittir.
Bugün yapılması gereken vazifeyi
ertesi güne bırakmayın. Zira her günün işi kendine yeter.
Bir zamanda, bir tek iş yapın.
Dikkatiniz ve kuvvetiniz dağılıp zayıflamasın.
Çalışmaya oturduğunuzda uyanık olun
ve dikkat kesilin. Bütün ruhi ve bedeni kuvvetinizle kendinizi işe verin.
İşinizde rastladığınız bir güçlüğü
önce parçalayın. Her parçayı birer birer yenmeye çalışın. Örneğin, işinizi
kısımlara ayırın. Her kısmı iyice kavramadan öbürünü ele almayın.
Bir iş üzerinde yorulduysanız,
dinlenmek için işinizi değiştirin veya hızını yavaşlatın. Fakat asla boş
oturmayın.
İşinizde herhangi bir noktayı
küçümseyerek ihmal etmeyin. Küçük ihmallerden bazen büyük zararlar doğar.
Bir işe başladığınızda telaş
etmeyin. Sindirerek ve öğrenerek çalışın.
ZAMAN
GAZETESİ, 10.08.1996
Doğru yöntemler ve bu yöntemlere
insanları inandırabildiğiniz takdirde mucizeye gerek duyulacağına inanmıyorum.
Tınaz
TİTİZ
Kollektif
zeka nedir? Kollektif zeka ürünü herkesin, ufak katkılarıyla gittikçe
mükemmelleştirilerek, ham demirin dövüle dövüle sert çelik yapılmasın gibi, bir
süreçle oluşan fikirlerdir.
Tınaz
TİTİZ, 28.07.1996, Zaman Gazetesi
Türk düşünce dünyasında gözlenen
kısırlık ve istikrarsızlık temelde, kavram üretme güçlüğünden ve mevcut
kavramların kirletilmesinden kaynaklanmaktadır. Kirliliğin önemli bir sebebi
Türk aydınının tarihi ve sosyo-kültürel hadiselerden kaynaklanan ideolojik saf
tutma eğilimidir.
Durmuş
HOCAOĞLU
KAVRAM KİRLİLİĞİ
Gruplarca savunulan kavramlar
kutsallaştırılmış ve reddedilenler ise aşağılanmış ve bu karşılıklı saldırılar
sonuçta kavramların kirlenmesine yol açmıştır.
Diğer bir faktör de, Türk düşünce
piyasasındaki fikirleri üretenlerin büyük bir kısmının konulara vukufiyetinin
çok yüzeysel olması ve her alanda derin vukuf sahibi insanların sayısının
yetersiz kalmasıdır.
İnsanları yanlışlarından vazgeçirmek
için, onlara daha iyi birşey göstermek lazımdır.
Fakir bir kız çocuğu, yere atılmış
bir akide şekeri görür. Hemen onu alıp ağzına götürürken, oradan geçen birisi
durumu görür, koşar. “ At onu yere, pistir, hasta olacaksın! ” derse de çocuk
şekere daha fazla sarılır. Adam bir anda ne yapılması gerektiğini anlar. Kıza “
Dur bekle, onu yeme! ” deyip hemen orada bulunan bir şekerci dükkanına dalar.
Kağıda sarılmış tertemiz bir çikolata alarak kıza uzatır ve “ Al bunu ye, at o
şekeri yere ” der. Çocuk hiç duraklamadan şekeri fırlatır ve çikolatayı alır;
adama sevinç dolu gözlerle bakar.
Bir baba, çocuklarına sinirlendiği
zaman, hemen hiddetlenebilir ve onları denetim altına almak için kuvvetini ve
otoritesini kullanabilir. Bu eski bir paradigmadır. Ürünü kalıplanmış insandır. Sevgiye dayalı paradigma uzun vadeyi gözönüne
alır ve çocuğun sorununu anlamya ve konuşarak ona yol göstermeye yönelir.
Doğan
CÜCELOĞLU
İMAJLAR
İmajların tesiri, ferdi ve hususi
değil, umumidir. Ön plandan, yani gözönünde olup biten hadiselerden ziyade arka
planda, yani şuuraltında faaliyet gösterirler. Küçük değil, büyük ve geniş bir
dalga şeklinde yayılırlar. İmajların yayılması düşmana bir taş fırlatmak gibi
ani ve geçici değildir. Yerçekimi gibi global ve görülmeyen bir faaliyet
şeklindedir.
Gerçekleri araştırıp bulmak ve
gerçekleri yanlış imajları düzeltecek şekilde takdim etmek gerekmektedir.
Dr.
F. NORMAN
YÖNETİMDE YENİ BİR ANLAYIŞ
Japon milletini batıdan ayıran en
belli başlı özelliklerden biri, ferdiyetin değil, grup halinde iş yapma
anlayışının hakim olmasıdır.
Japonlara göre, bir işi en iyi yapan
bilir ve işin iyi yahut aksayan yönlerini de yine en iyi o tespit edecektir.
Toplam kalite anlayışında
yöneticiler emir veren kişiler olmaktan ziyade, en alt kademeden en üst
kademeye çalışanların problemleri ve önerileriyle ilgilenen liderler
konumundadırlar ve ifa edecekleri asıl vazife, genel koordinasyonun temini ve
çalışanların en başarılı şekilde yönlendirilmesidir.
Burhan
GÖREN, Eylül 1996, Sızıntı Dergisi
GELECEK ADINA DÜŞ
Bugün artık insanın kendisine has
kabiliyetlerinin ve niteliklerinin kapısı çalınıyor. Artık ferdin, ucuz ve
herkesçe sahip olunabilen fizik kuvveti yerine, mutlak kendisine has mucitlik,
orijinallik ve diğer melekeleri prim yapıyor. Bu hususi değer veriş, onu
silkeliyor, coşturuyor, özgüven ve saygısını perçinliyor. Böylece değer
yargılarında bir inkılaba yol açacak yepyeni bir vizyonla asrı kucaklıyor.
Çev.
Olcay BAHADIR, 01.12.1996, Zaman Gazetesi
Siz
kendinizi yenilemek için ne yapıyorsunuz? Her gün üç dört saat yazı
yazarım. Onun bir yere satılmış veya sipariş olması söz konusu değil. Benim
yaşamımdır o. Bir gün lazım olur diye yazarım. Bu yazma disiplinim. En
önemlisi, mutlaka yazdığımın iki misli kitap okurum. Yani yazdığımdan fazla
okumak zorunda olduğumu hiç unutmam. Ait olduğum topluma açık olmak, bu da çok
önemli. Her olayı takip etmek ve açık olmak. Benim gönlümde kamp olamaz.
Mizah
Yazarı Necef UĞURLU, 18.01.1998, Zaman Gazetesi
SAĞLIKLI BİR EĞİTİMDEN GEÇEN BİR İNSAN
1. Verilen
işe özen göstermeli
2. Kendini
anlatabilmeli
3. Kısa
sürede başkasının ne düşündüğünü anlayabilmeli
4. Eleştiriye
ve ithamlara dayanabilmeli
5. Medeni
bir şekilde olumlu yada olumsuz görüş bildirebilmeli
6. Eleştirel
bakış açısına sahip olmalı
7. Kimlik
problemi yaşamamalı ( Şahsiyet sahibi )
8. Ferdi
özelliklerin inkişafına ve geliştirilmesine katkıda bulunmalı
9. Kendini
yenileme alışkanlığı kazandırılmalı ( Sahip olduğu şeylerle yetinmeme, daha
iyiye ve kusursuza ulaşma gayreti )
10. Zamanı
en iyi şekilde değerlendirebilme yollarını öğretmeli
11. Gelecek
ufkuna sahip olmalı ( Geleceğe yönelik planlama yapmalı )
12. Farklı
düşüncelere saygılı olmalı
13. Birden
fazla bakış açısına sahip olabilmeli
14. Hangi
bilgiyi nereden elde edeceğini göstermeli
15. Ezberletme
yerine, bilgiyi doğru yer ve zamanda müracaat etmeyi öğrenmeli
16. Neyi,
kime, ne zaman ve nerede danışacağını bilmeli, her işi ehline sormalı ve
vermeli
17. İkili
ilişkilerinde “ kazandım, kaybettim ” tutumu yerine diyaloga açık, uzlaşmacı
bir tutuma sahip olmalı
18. Ahlak
ve fazilet sahibi olmalı
19. Hata ve
başarısızlıklarından ders alabilmeli ( Yıkılmanın yerine )
DİNLEMEK
Dinlemek insana kendini ölçmek,
değerlendirmek imkanı sağlar.
FOERSTEN
Dinlemeyi öğrenirsen, kötü
konuşmalardan bile faydalanabilirsin.
PLUTORK
Dinlemesini bilenler, ülkeleri
fethetmesini bilenlerden daha büyüktür.
FRANKLIN
Konuşmanın zamanını bilmeyen,
dinlemenin de zamanını bilmez.
SYRUS
Konuşmak bir ihtiyaç ise dinlemek
bir sanattır.
GOETHE
Çok dinlememiz az konuşmamız için
iki kulağımız bir dilimiz var.
DIOGENES
Güzel konuşmak için tek yol vardır.
Dinlemesini öğrenmek.
Dinlemenin temelinde karakter yatar.
Doğan
CÜCELOĞLU
Olgunluk yönünden gelişmiş ve
kişisel bütünlüğünü kazanmış birey, karşıdakini yargılamadan dinlemesini bilir.
Doğan
CÜCELOĞLU
ÖĞRETMENİN KALP KAZANMA YOLLARI
1. Öğrencilere
karşı son derece şefkatli ve merhametli olmalı, hatırlarını sormalıdır.
2. Vakarlı
olmalıdır.
3. Küçük
düşürücü şakalardan muhakkak kaçınmalıdır.
4. Talebelere
sert davranmamalı. Olur olmaz yerde kızmamalıdır.
5. İşlenen
konular soru - cevap sistemiyle işlenmelidir. Yerinde espri yapılmalıdır.
6. Öğrenciye
her defasında yeni bir şey öğretilmelidir.
Lisan-ı hal, lisan-ı kalden daha
tesirlidir.
Örneklerle öğrenmenin gücünü
küçümsemeyiniz.
Peter
BURWASH
BEDİÜZZAMAN’dan
İntizam ile iş görmek ilim ile olur.
Ölçü ile tartı ile sanatkarane yapan elbette kuvvetli bir ilme istinaden yapar.
Mektubat,
Sayfa: 245
Hazm olunmayan ilim telkin
edilmemelidir.
Sözler,
Sayfa: 772
Tahmin ederim ki, nasihlerin
nasihatları, şu zamanda tesirsiz kaldığının bir sebebi de şudur ki: Ahlaksız
insanlara derler; “ Haset etme, hırs gösterme, adavet etme, inat etme, dünyayı
sevme ” yani fıtratını değiştir,
gibi zahiren malayutak ( kabulü imkansız ) bir teklifte bulunurlar. Eğer
deseler ki, bunların yüzlerini hayırlı şeylere çeviriniz, mecralarını
değiştiriniz, hem nasihat tesir eder, hem daire-i ihtiyarlarında bir emri
teklif olur.
Mektubat,
Sayfa: 34
Bir işte kolaylık ve bir vaziyette
suhulet, derece-i ilim ve maharetle mütenasiptir.
Mektubat, Sayfa: 224
Mahakkikinin şe’ni ( araştırmacının
işi ) gavvas ( dalgıç ) olmak, zamanın tesiratından tecerrüt etmek, mazinin
amakına ( derinliklerine ) girmek, mantığın terazisiyle tartmak, herşeyin
menbaını bulmaktır.
Muhakemat,
Sayfa: 22
EĞİTİME 11 ENGEL
1. Emretme
ve yönetme
2. Uyarma
ve tehdit etme
3. Ahlak
dersi ve vaaz verme
4. Herşeyi
onun dışında ebeveynin düşünmesi
5. Mantık
yoluyla inandırma
6. Yargılama,
eleştirme, suçlama
7. Gereksiz
övme
8. Gülünç
duruma düşürme, ad takma
9. Güven
verme
10. Üzerine
çok gidip araştırma
11. Konuyu
değiştirip boş vermek
5 SEVGİ DİLİ
1. Onay
sözleri
2. Nitelikli
beraberlik ( Beraber yürüyüşe çıkma, yemeğe gitme, tüm dikkatinizi birbirinizde
toplayarak, birbirinize bakmanız ve konuşmanızdır. )
3. Armağan
alma
4. Hizmet
davranışları
5. Fiziksel
temas
İyi liderler, iyi seçimler yaparlar.
Kötü liderler, sonunda başkalarının hayatını mahveden kötü seçimler yaparlar.
Hitler’i, Saddam’ı düşünün.
Hiç kimsenin gitmediği yerlere
gitmeyi göze alabilmek.
KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARI
40 yıllık reklamcılık uzmanı Victor
O. SCHWAB, bir ürünün satışındaki en önemli 5 faktörü şöyle sıralar:
1. Potansiyel
alıcı kitlenin dikkatini çekmek.
2. Ürünün
onlara sağlayacağı yada sağladığı en az bir avantajı göstermek.
3. Bu
avantajı kanıtlamak.
4. Alıcıda
o avantajdan yararlanma isteğini ve ihtiyacını uyandırmak.
5. Alıcıyı,
o ürünü almaya teşvik etmek.
Bunlardan yararlanan satıcılar,
bazen televizyonu, bazen gazeteyi, bazen de dükkandaki tezgahı kullanarak bizi
satın almaya zorlar dururlar.
Aslında iletişim araçları da, bize
satılmak istenen ürünlerdir. Ve onlar da tıpkı diğer ürünler gibi yukarıdaki 5
kurala bağlıdırlar.
Ne satmak isterseniz isteyin, bu bir
ürün, bir inanç yada kendiniz bile olabilir, her yerde ve herkes için aynı
kurallar geçerlidir.
Victor
O. SCHWAB
Eğer bir kez alıcının duygularına
hitap edersen, boşuna yüzlerce slogan bulmak ve kullanmak zorunda kalmazsın.
BAŞKALARININ DİKKATİNİ ÇEKMEYE YARAYAN YOLLAR
Sizden
beklenenin tam tersini yapmak.
Hepimiz, bize öğretilmiş olduğu
gibi, yani belirli ‘ klişeleşmiş ’ tavırlar içinde davranır, tepkilerimizi
böyle ‘ alışıldık ’ biçimlerde gösteririz:
· Saldırıya
karşı saldırı ile
· Suçlanmaya
ise savunma ile cevap verir
· Başkasının
yanlışını, yüzüne vurur ve hemen eleştiririz
· Yüksek
mevki kişilere karşı, saygı ve çekingenlik duyarız
· Yenilgileri
de boyun eğme ile karşılarız
ama
beklenilenin aksine ve şaşırtıcı bir biçimde davranmakla fark edilir, öne çıkar
ve önemsenmeye başlarız.
Bilinçli
olarak iltifat etmek.
Bunun etkisini görmek istiyorsanız
şunları deneyin: Bir insana herhangi bir nedeni olmaksızın ve direkt olarak
bugün çok iyi göründüğünü söyleyin.
Bilinçli
olarak karşınızdakileri ‘ kışkırtmak ’ yada ‘ meydan okumak ’.
Üstün
bilgi yöntemi.
Rakibin önceden incelenmesini ve
onun hakkında önceden bilgi toplanmasını öngörür:
· Doğum
tarihi, burcu ve çocukları
· Üye
olduğu dernekler, gruplar
· Dost
ve akrabaları
· Özellikle
sevdiği şeyler
· Kişisel
ve mesleki geçmişi
· Ailesi
· Dolaylı
yol yöntemi ( nazara verdirme )
daha biz
rakibimizle karşılaşmadan önce araya başka kişileri yada iletişim araçlarını
koyarak, onun dikkatini kendi üzerimizde toplamak için yapılan bir çalışmadır.
Ambalaj, içerik ile aynı şey
değildir ve olması da gerekmez. Profesör unvanı sizi kandırmasın.
Hiç kimse kendi zararına olacaksa,
bizim yararımıza gerçekleşecek bir şeyi istemez.
Sonuç
1. Ambalajı açın ve önyargılı davranmadan, içeriğin sizin için ifade ettiği
gerçek değeri anlamaya çalışın.
Sonuç
2. Kendi gerçek ihtiyaçlarınızı tespit edin ve onlarla bağlantılı olan
istek ve arzularınızı kesin bir biçimde belirleyin. Bir çok insan kendi gerçek
isteklerini belirlemediği için ambalaja aldanır.
Sonuç
3. Kendi ürettiklerinizi öyle bir ambalaj içinde sunun ki, manipülasyon
aşamasındaki rakibiniz orada kendi ihtiyaçlarının bir çözümünü bulacağına
inansın.
i. Rakibinizin
ihtiyaçlarını iyi belirleyin ve tetkik edin.
ii. Onun
bu ihtiyaçlarından hangisinin sizin istediğiniz ambalajın daha uygun düşeceğini
tespit edin.
iii. Ondan
sonra oltanın ucuna takacağınız yemle onu avlayın.
Sonuç
4. Bir iddianın üzerinde ne kadar çok inançla ve ısrarla durulursa, o
iddianın inandırıcılık ölçüsü de o oranda artar. Hergün televizyonda ısrarla
aynı reklamların yayınlanmasına dikkat ediniz.
SÜRÜ İNSANININ ÖZELLİKLERİ
1. Kişilik kaybı
2. Duyguların egemenliği.
Akıl ve mantık terk edilir, duygular ve iç güdüler öne geçer. Nitekim geniş
kitlelerin böylesine yaygın bir biçimde etkilenebilir ve yönlendirilebilir
olmasının nedeni de, akılları yerine hislerini kullanmayı tercih etmeleridir.
3. Zekanın azalması.
Toplumun genel zeka seviyesi, onu oluşturan bireylerin zekalarından daha geride
bulunur. Toplumun gözünde başarılı olmak ve alkışlanmak isteyen bir kimse, en
alt düzeydeki bir zeka tipine göre hareket etmek ve mantıklı düşünceden
vazgeçmek zorundadır.
4. Kişisel sorumluluğun yok olması.
İstek ve ihtiraslarını kontrol etmeyi bırakan ve kendini sürünün
yönlendirmesine terk eden bireylerde, kişisel sorumluluk duygusu azalır ve
giderek yok olur. Bunun sonucu olarak hiç de kendine yakışmayan ve tek başına
yapmayacağı davranışları, grup içindeyken rahatlıkla sergilemeye başlar.
Ernesto
GRASSI
Bunun
böyle olmasının nedeni? Hiç kimse bizim, eleştiri gücüne sahip olan,
araştıran ve soruşturan bireyler olmamızı istemez. Onun için herkes buna ters
ve uyumlu bir biçimde eğitmeye çalışır.
n Ana
- Baba doğru bildikleri şeyleri yapmamızı ister.
n Öğretmen
kendi yanlışlarını gösteren öğrenciden hoşlanır mı?
n Bir
amir kendi emrinde çalışan birinin onu eleştirmesini, beceriksiz olduğunu
söylemesini kabullenir mi?
Onun için çoğumuz Grassi’nin tanımladığı
özellikleri taşıyan insanlar haline gelmiş durumdayız. Çünkü çoğumuz için
toplumla çatışmaya girmek ve toplum dışına itilmek istemeyiz.
Eğer kitlelerin desteğini garantiye
almak istiyorsanız, kendinizi en düşük zeka düzeyine göre ayarlayın ve mantıklı
açıklamalardan vazgeçin. Topluluklar çabuk inanmaya hazırdırlar. Her zaman
gözlendiği gibi, daha farklı şeyler söyleyen bütün konuşmacılara, söyledikleri
birbiriyle çelişse bile, ilgi gösterirler.
Ernesto
GRASSI
İNANDIRICILIK İÇİN
( MANİPÜLE ETMEK )
a. Israrlı
tekrarlama yöntemi
b. Sayısal
değerler kullanma yöntemi
Herkes bunun doğru olduğunu
söylüyor. 10 kişiden 5 tanesi kabul edip, 5 tanesi kararsız kalmışsa %50 olayı
kabul etti demek etkili olur.
c. Kalite
faktörü ile destekleme yöntemi
Dergide yer alması, bir profesörün
hem de ABD’de yaşayan bir ilim adamının bu araştırmayı yapmış olması, vb.
d. Övgü
ve yergi yöntemi
Reklam sektöründe, televizyonda
çürük dökülen dişlerle ürkütülen ve eleştirilen tüketiciye şu mesaj verilir:
Eğer sen de dişlerini x ürünü ile fırçalamazsan, senin dişlerinde bu hale
gelir.
İsveçli Türkiye’yi çok iyi bilen
Felsefe Uzmanı’na sordum:
Türkiye’nin politikalarında sakatlık
nerede?
Bütün gelişmiş ülkelerde bir eleme
sistemi var. her ülkede bir toplumsal elek devamlı aktiftir, çalışır ve devamlı
eler. İyiler eleğin üzerinde kalırlar, kötüler ise deliklerden geçer ve
kaybolurlar, düşerler. İyi insanlar, iyi yöneticiler eleğin üzerinde kalırlar.
Hepsi bu kadar. Bu kadar basit, Türkiye’nin eleği ters çalışıyor. Eliyor, fakat
kötüler yukarıda kalıyor. İyiler kayboluyorlar. Bundan dolayı, Türkiye’de bir
insan israfı, insan kaybı buna mukabil de politik sahnede vasat altı insanların
çokluğu görülür diyor.
İshak
ALATON, 22.06.1997, Zaman Gazetesi
Tepkici dil kalıplanmış insanın dilidir.
Doğan
CÜCELOĞLU
DEĞİŞİM
Kişiler algılama paradigmalarını
değiştirince kendilerini değiştirmiş olurlar. Kişi değişince içinde bulunduğu
durumu değiştirir, durum değişince sorun değişir.
İÇ ve DIŞ BAŞARI
Kişinin sağlıklı duygu, düşünüş ve
davranışlar ortaya koymasını, iletmesini ve paylaşmasını kolaylaştıran
psikolojik gelişmeler iç başarıya örnektir. Çocukları ve kendi sağlığı için
sigarayı bırakabilme, birden bire hiddetlenen biri iken kendini tutmaya
çalışma, yalan söyleme alışkanlığını bırakma, vb.
Dış başarı başkaları tarafından
gözlenebilen ölçülebilen nesne ve davranışları içerir. Parasal yönden zengin
olma, şöhrete kavuşma, mevki ve kudret sahibi olma gibi.
Çoğu insan istediği para, mal,
şöhret gibi, dış başarıyı kazanmak için iç dünyasının gelişimini ihmal eder. İç
dünyasının gelişimini ihmal pahasına dış başarıya ulaşan kişi, ancak dış
başarıyı elde ettikten sonra yaşamındaki dengesizliğin farkına varmaya başlar.
Bu nedenle dış başarıyı elde eden kişi, çoğu kere gittikçe artarak iç uyum,
kişisel ahenk aramaya başlar. Daha önce umursamadığı ilişkilerde samimiyet,
derinlik ve dürüstlük gibi konular önem kazanmamaya başlar.
Kalıplanmış insan paradigması ancak
dış başarıyı tanır. Bir köylünün oğluna sen adam olamazsın hikayesi, iç ve dış
başarıya güzel bir örnektir.
Birisi “ Kızım evleniyor. ” dese
hemen “ Damat ne iş yapıyor? ” diye sorarız. “ Arabası var mı?, Evi, malı,mülkü
var mı? ” diye damadın başarı
derecesini saptamaya kalkarız.
Oğlum “ Doktor, Hakim, Avukat,
Mühendis olsun ” diyen aile dış başarı istemektedir. Öğretmen olmak isteyen
çocuğa “ Öğretmen olacağına git cami avlusunda dilen! ”
Dış başarıya dönük kalıplanmış insanların odak noktaları “
Başkaları beni nasıl görür? ” sorusuna dayanır.
İç başarıya dönük gelişmiş insanların odak noktası iç
bütünlük, alçak gönüllülük, sadakat, hoşgörü, cesaret, hakkaniyet, sabır,
çalışkanlık, sadelik, aşırıya gitmeme, vb. iç psikolojik süreçlere dayanır.
Dış başarı olmalıdır. Fakat onun
dayanması gereken temel iç başarı olmalıdır. Temeli kişisel bütünlük, alçak
gönüllülük, sadakat, hoşgörü, cesaret, hakkaniyet, sabır, çalışkanlık, sadelik,
aşırıya gitmeme gibi iç psikolojik süreçler üzerine kurulmuş kuvvetli karakter,
insanlarda güven duygusu uyandıracak ve bu zemin üzerine kurulan etkili
iletişim becerileri ilişkiye hayatiyet kazandıracaktır.
Hayatta başarılı olmanın sırrının
başkalarının tecrübelerinden yararlanmayı bilmek, verilen öğütleri can kulağı
ile dinlemek, ilgili yayınları dikkatle okumak ve kazanılan bilgileri
değerlendirmek olduğuna inanırım. Dolayısıyla, iş hayatımdaki başarımı mesai
arkadaşlarımla kurduğumuz, uzun yıllar süren yakın işbirliği sağlamıştır.
Vehbi
KOÇ
İÇ BAŞARIYA GÖTÜREN TEMEL İLKELER
Kişisel bütünlük, kişinin kendi
kendini aldatmaması, inandığı değer ve ilkeler çerçevesinde yaşamını
oluşturması demektir.
Tutarlılık ilkesi, kişinin
düşündüğünü, hissettiğini davranışlarına aktarırken bir zamandan diğerine, bir
ortamdan diğerine değiştirmeden süreklilik göstermesini ifade eder.
Dürüstlük, insanlar arasındaki
güvenin temelini oluşturur.
Hakkaniyet ilkesi, haklı olana,
hakkını vermeyi gerektirir. Eğer kişi, insanı bir araç olarak değil, bir amaç
olarak görüp tutarlı biçimde davranabiliyorsa, dürüsttür.
İnsan onuruna saygı. Fakir - zengin
eşittir.
Onur yönünden eşit olmayan insanlar
gerçek demokrasiyi hiçbir zaman oluşturamazlar.
Doğan
CÜCELOĞLU
Hizmet gücünün yettiğince işinde
hizmet vermeye çalışır. Bu anlayışa sahip toplum gelişir, üretir ve zamanla
daha da sağlıklı hale gelir.
Üstün kalite, kendi düşüncesinde,
davranışında, yaptığı her işte yapabileceğinin en iyisini yapmaya çalışan
insanlardan oluşan toplum sağlıklıdır.
Gelişim ilkesi, insan doğasıyla
ilgili biyolojik ve psikolojik süreçlerin gelişim aşamalarından oluştuğunu, her
aşamanın kendine özgü özelliklerini bize söyler. Bu ilke ana - babalara,
öğretmenlere, çocukların çocuk olduğunu, büyük insanlardan beklenen davranışlar
çerçevesinde yargılayacak onları utanca boğmamaları gerektiğini hatırlatır.
Potansiyel ilkesi, gelişim ilkesinin
bir uzantısıdır. Her insanın bir potansiyeli olduğunu ve gelişerek bu
potansiyele ulaşabileceğini ifade eder. İnsanı sadece şimdiki davranışına
bakarak değil, potansiyeli çerçevesinde değerlendirmemiz gerektiğini hatırlatır.
Gelişmenin her aşamasında birey, potansiyeline adım adım yaklaşır.
Gelişmenin olabilmesi için gerekli
diğer ilkeler vardır. Bunlar: Koşulsuz sevgi, sabır, yardım etme, destek olma
ve yüreklendirme olarak belirtebiliriz.
Bu ilkelerin zıttının yaşandığı bir
toplum düşünün.
Yukarıda belirttiğimiz temel
ilkeleri uygulayan insan, şirket, ülke bence gelişmiştir. Benim gelişmişlik
grubuna sokacağım bir ülke henüz göremiyorum.
DEĞİŞİK YAŞAM MERKEZLERİ
İster farkına varsın ister varmasın,
herkesin yaşam merkezleri vardır. Çoğu insan, kendi yaşamına yön veren merkezin
bilincinde değildir.
Para
merkezli birey. Çocuklarını lunaparka götürmeye söz veren iş adamı çok
önemli iş telefonu alıyor. Çocuklarını bırakırsa para merkezli, bırakmazsa ilke
merkezli olur.
Dost
yada düşman merkezli birey. Buluğ çağında gençlerde sık görülür. Dostluğu
merkez almış kişinin ilişkisinde meydana gelen değişiklikler onu çok sarsar.
Eş
merkezli birey
Aile
merkezli birey
İş
merkezli birey
Mal,
mülk, şöhret ve mevkii merkez alan birey
Ben
merkezli bencil birey
İlke
merkezli birey. İlke merkezli kişi kendini bilir.
Gerçekleri .bilir, girişimcidir, çevresindeki kişilerin düşünce ve tutumlarının
olumsuz etkisi altında kalmaz. Bu özellikleri onun güç kaynağıdır.
İlke merkezli paradigmanın
diğerlerinden farkı:
1. Kişi
girişimcidir, başkalarının ne düşündüğüne yada yaptığına tepki yerine, kendi
düşünce ve davranışına göre hareket eder. verdiği kararları temel ilkelerin
etkisi altında, bilinçli olarak alır.
2. Karar
temel ilkelere dayandığından uzun sürede olumlu sonuçlar vereceğinin
bilincindedir.
3. Birbirine
saygılı karşılıklı ilişkiler geliştirebilme olanağına sahiptir. Karşılıklı
saygıya dayanan ilişkiler ağı yaşamın önemli bir yönünü oluşturur. Bu tür
ilişkilere sahip kişi, kendi ilkeleri çerçevesinde davrandığı zaman ilişkide
bulunduğu kişiler kendisini anlar ve onu olduğu gibi kabul ederle. Bu kişi,
çevresindekilerden yardım istediği zaman, istek ciddiye alınır ve yapılan tepki
elden geldiğince olumlu olur.
4. Verilen
karardan pişmanlık duyulmaz, sonuç ne olursa olsun, kararın altında yatan
ilkeler önemli olduğundan kişi huzurludur.
CEZA VERMEDE YÖNTEM
Baba önce çocuğun istenmeyen
davranışı niçin yaptığını anlamaya çalışır, onun paradigmasıyla dünyayı görmeye
çalışır. Bu ilk adın önemlidir. Ancak bu adımdan sonra çocukla gerçek iletişim
kurulabilir.
Bu adımdan sonra baba çocuğuyla
konuşur ve durumu algılayışının ne derece doğru olduğunu, yani o durumu ne
kadar çocuğu gibi algılayıp algılamadığını saptamaya çalışır.
Bu iki adım, babanın çocuğuna değer
verdiğini gösteren bir davranış olduğundan, sadece bu adımları atmakla dahi
çocuğuyla ilişkisi sağlıklı bir aşamaya gelebilecektir.
Bu davranışı niçin istemediğini,
baba olarak ona ve tüm aile üyelerine ne gibi olumsuz sonuçlar getirdiğini
anlatır. Çocuk babasıyla hem fikir olmayabilir, ne var ki kendi davranışını
babasının nasıl gördüğünü bilmesi gerekir.
Baba olumsuz davranış yeniden ortaya
çıktığında, hakkaniyet ilkesi çerçevesinde ne gibi sonuçlar ortaya çıkacağını
konuşur ve onunla bu konuda hemfikir olmayı sağlar. Burada, hemfikir olmayı
sağlamadan kastedilen babanın çocuğunun olurunu alması değildir. Baba ile
çocuğun hemfikir olacağı konu, olumsuz davranış ortaya çıktığı zaman ne gibi
sonuçların beklediğini ve cezaların niçin kendisine verildiğini anlamasıdır.
Bu adımda baba, çocuğun onuruna
saygı gösterdiğini, sadece bu olumsuz davranışını sevmediğini, ama kişi olarak
oğlunu koşulsuz sevdiğini ve her zaman her yede onu sevmeye ve desteklemeye
devam edeceğini belirtir.
Bu adımlar yerine getirildikten
sonra çocuğu olumsuz davranışı gösterdiği an hiç affedilmez, mutlaka evvelden
kararlaştırılan sonuçla karşılaşması sağlanır.
ELEŞTİREL DÜŞÜNCE
Eleştirel düşünce, belirli konuda
mevcut farklı düşünceleri değişik eleklerden geçirerek etkili olan ve
olmayanları birbirinden ayırır. Eleştirel düşünceyi kullanmazsak, aynı konuda
yararlı yararsız, etkili etkisiz, ilgili ilgisiz birçok düşünce birbirine girer
ve kafamızı karıştırır. Verimli bir çözüme yada karara ulaşmamızı önler.
Aktif olarak düşünen kişinin üç
özelliği:
i. Kendini
etkileyen olayın dışında seyirci olarak kalmaz. Kolları sıvar ve elinden
geldiğince olaylara yön vermeye çalışır.
ii. Harekete
geçmek için başkasından bir buyruk yada dürtüleme beklemez. Kendinin vermiş
olduğu kararla faal duruma geçer.
iii. Sorunla
uğraşmaktan hemen vazgeçmez, çözmeye karar verdiği sorunu sonuç alıncaya kadar
izler ve karşısına çıkan zorluklardan yılmaz.
Eleştirel düşünen kişi kendi
düşüncelerinden farklı düşünceleri dikkatle dinlemesini ve incelemesini bilir.
Farklı düşüncelerden yararlanarak ilk düşüncesini zenginleştirir ve daha
boyutlu hale getirir.
Kendi düşüncelerinin dışına
çıkamayan kişi insan ilişkilerinde başarılı olamaz.
Eleştirel düşünen, düşüncelerinin
altında yatan nedenleri iyi bilir. Niçin böyle düşünüyorsun diye sorulduğunda,
hiç kızmadan ve alınmadan “ çünkü … ” diye açıklayabilir. Eğer neden ve
kanıtları zayıf ise, daha sağlam neden ve kanıtlara dayanan bir başka düşünceye
açıktır.
DUYGUSAL HESABA YAPILAN 6 TÜR YATIRIM
1. Kişiyi
anlama ( Kişiyi gerçekten anlamaya çalışmak çok önemli, dinlemek )
Önce dinle ve anla, daha sonra
anlaşılmayı bekle.
2. Küçük
şeylere dikkat etmek ( Ufak yardımlar, nezaket, düşünce büyük sonuçlar verir.
Ben karşımdakine nasıl bir mesaj veriyorum. )
3. Verilen
sözü tutmak
4. Beklentileri
açıklığa kavuşturmak
Ne yapılacağı, nasıl yapılacağı, ne
zaman yapılacağı konularındaki beklentiler açıklığa kavuşturulmuşsa, farklı
beklentilerin olması, kişilerde umut kırıklığına yol açar.
“ Kim, neyi, ne zaman, nasıl yapar?
” ın açıklığa kavuşturulması gerekir. Yoksa, yanlış anlamalar gönül
kırıklıkları ortaya çıkar.
5. Kişisel
bütünlük
Duygu, düşünce ve davranışı arasında
tutarlılık göstermek, güven ve inanç yaratır ve bir çok yatırım temelini
oluşturur.
Herkese aynı ilkeler çerçevesinde
davranırsanız, bu durum güven doğurur. Dedikodu, başkalarının sırrını söyleme
kişinin karaktersizliğini ortaya kor ve duyulan güveni sarsar.
6. Hata
yapınca içtenlikle özür dilemek
Samimi olarak özür dileyebilen kişi
kendine güvenen ve iç zenginliği olan kişidir. Bütün değerini başkalarının
kendine verdiği değerde arayan kalıplanmış
birey kolay kolay özür dileyemez. Özür dilerse diğerlerinin kendini zayıf
göreceğinden ve önemsenmeyeceğinden korkar.
İyi düşün, doğru karar ver.
Doğan
CÜCELOĞLU
EMPATİK DİNLEME
İnsanların çoğu anlamaktan ziyade
anlaşılmak ister. Başkası konuşurken onları anlamaktan ziyade, onun
söylediklerine nasıl cevap vereceğinin düşünür. Bu kimseler ya konuşuyor, yada
konuşmaya hazırlanıyorlardır.
Empatik dinleme, kişiyi anlamak
amacıyla kullanılan aktif dinlemedir. Aktif dinleme kişiyi kullanmak amacıyla
kullanılırsa sadece bir teknik olur, ve olumlu sonuç alınamaz. Empatik dinleme
kişiyi anlamayı birinci plana koyar. Kişinin söylediği sözler hangi deneyimleri
öğrenimleri dile getiriyor, kişi nasıl hissediyor, dünyayı ve kendini nasıl
görüyor? Karşıdakinin yaşandısı ve gözüyle dünyayı görmek, işte empati budur.
Empatide hemfikir olma yada olmama
diye bir şey yoktur. Yaşantı olarak kişinin duygusal banka hesabına olumlu
yatırımlara yol açar.
Karşımızdakini anlamadan kendi
gözlüklerimizle onun dünyasını görmek ve ona hemen tavsiyelerde bulunmaya
başlamak doğru değildir. Kişi anlamak ve dünyayı onun gözüyle görmesi
gerekmektedir.
Kalıplanmış dinleme, karşıdakini
anlamadan dinlemenin 4 türü vardır:
1. Değerlendirme
2. Araştırma,
deşme
3. Akıl
verme
4. Yorumlama
YÖNETİCİNİN KAÇINACAĞI HUSUSLAR
1. Kendini
beğenmek, kibirli ve gururlu olmak
2. Yüzüne
karşı övülmeyi istemek
3. Yapılan
iyiliği başa kakmak
4. İşleri
olduğundan daha mübalağalı göstermek
5. Sözünden
dönmek
6. Olaylarda
şu veya bu sebeple taviz vermek
7. Kalabalık
gruplarda belli kişilere zamanı fazla ayırmak
8. Hata
ve suç karşısında tekerrür halinde kesin tavır koymamak
9. Kontrol
yapmamak
10. Öfkelenmek
11. Duygusal
olmak, zaaflarda bulunmak
12. Gelişigüzel
yerlerde, ulu orta, olur olmaz konuşmak
Kavgayı, bir ağacın yaprağına yazmak
isterdik sonbahar gelsin, yaprak kurusun diye.
Öfkeyi, bir bulutun üzerine yazmak
isterdik, yağmur yağsın, bulut yok olsun diye.
Nefreti, karların üzerine yazmak
isterdik, güneş çıksın karlar erisin diye.
Dostluğu ve sevgiyi yeni doğmuş tüm
bebeklerin yüreğine yazmak isterdik, onlarla büyüsün, dünyayı sarsın diye.
Servet
ENGİN
Yeni insan, yetersizliğinden hız
almış, yeterli olma, aşk ve vecdine sahip olan insandır.
Fethullah
GÜLEN
Silahlar ancak onları kullanan
insanlar kadar akıllıdır.
Selim
AYDIN
Kendinize yatırım yapın.
BİLGİ
Sanayi devriminden sonra güç,
bilgiye dayalı serveti üreten ve onu doğru şekilde kullanan kişi, grup ve
milletlerin eline geçmiştir.
Gerçek savaş bilim - teknoloji -
sanayi üçlemesinin ürettiği ekonomiye dayalı savaştır. Ekonomik savaşın
arkasındaki görünmeyen güç ise zihin gücü olup, bilgiye ulaşma hızı, bilgiyi
doğru yerde ve zamanda kullanabilme kapasite beceri ve hızını içine alır.
Örneğin, bugün bir F - 117 uçağı bir sortide bir tek bomba atarak 2. Dünya
Savaşında B - 17 lerin 4500 sorti ve 900 bomba yada Vietnam’da 95 sorti ve 190
bomba atarak yaptığı işi yapabilmektedir.
Eğitimde ve öğretimde başarının
sırrı, bilgiyi verenle alan arasındaki sevgi, saygı, anlayış ve güvenin
derecesindedir. Bunlar ne kadar kuvvetli olurlarsa netice o kadar memnuniyet
verici olur.
Mümtaz
TURHAN
İnsanların çoğu yaşamadan ölürler,
bazı insanlar öldükten sonra yaşamaya devam ederler.
Jean
Paul SARTE
İnsanlar kendi katkılarının bir
anlamı olduğunu ve değer verildiğini bilmek isterler.
Pot
MERITI
BAŞARILI OLMAK, HAYATINI KONTROL ETMEK, KENDİSİNİN
ve SEVDİKLERİNİN HAYATINI DEĞİŞTİRMEK İSTEYEN BİR KİŞİ
Şu 5 konuyu öğrenmeli:
1. Yaşama
sanatını öğrenmek. ( Neleri nasıl yapmak gerektiğini öğrenmek. )
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in
her sabah 06.30 da kalkıp bütün gazeteleri okuması, gündemi takip etmesi.
Yaşama sanatı, gündelik yaşamı güzel
ve yaratıcı biçimde yaşama cabasıdır.
2. Beyin
potansiyeli ve düşünce gücünü tanımalı, kullanmayı öğrenmeli.
3. İkili
iletişim ve toplum önünde söz söyleme sanatını öğrenmeli.
4. Strateji
geliştirmeyi, başkalarının stratejilerini öğrenmeyi ve kullanmayı bilmeli. Herşeyi
daha iyi, daha kolay, daha etkin yapmanın yolları vardır. Bunların tespiti.
Strateji geliştirmeyi, soru sorarak ve gözlem yaparak, kitaplardan veya
insanlardan öğreniriz.
5. Okumayı
ve öğrenmeyi öğrenmeli. Hayat nasıl okunur? Kişilere ve olaylara dikkat ederek,
üzerinde düşünerek okunur. Kitap okumanın asıl amacı hayatı okumayı
öğrenmektir.
İnsanı öğrenmek istiyorsan,
kendimizden başlamamız gerekir.
İLETİŞİM
İletişim, başkalarıyla
gerçekleştirilen dış iletişim ve kendi kendimizle, kendimizde gerçekleştirdiğimiz
iç iletişimden oluşur. İletişim 1. Dışa doğru, 2. İçe doğru, olur.
Doğru bir iç iletişim için
canlandırma sistemlerini tanıyor olmamız gerekir. Bunlar hayaller ( imgeler ),
iç konuşmalar ve bunların yarattığı hislerdir.
Dış iletişim düşüncelerin kelimelere
yüklenerek karşı tarafa iletilmesidir. Amaç anlaşılmaktır. Aktarılanlar bilgi
ve duygudur.
Kelimelerin gücünü anlamadan,
insanların gücünü anlayamazsınız.
İnsanların telkin almaya ve
yönlendirilmeye en müsait oldukları zaman sabahlardır. Bu yüzden okumak,
öğrenmek yada ders çalışmak için sabahları masanın başında olun.
İnsana yönlendirme adına nasıl
davranmamız gerekir; “ İnsanın bir davranışı sürdürebilmesi için mutlaka ondan
gizli bir fayda sağlaması gerekir. ” Yaptıracağınız işte yapana ne gibi
faydalar var gösterilmeli.
Fena kimselerle görüşüp
buluşmaktansa, yalnız kalmayı tercih ediniz.
Lord
COLLINGWOOD
Amaçları olmayanlar, amaçları
olanlarındır.
Kendi gelecekleri ile ilgili
planları olmayanlar, başkalarının planlarına dahil olurlar.
Kendinize dikkat edin! Sizin için,
ancak size sorulmadan yapılan o kadar çok plan var ki.
BİR TEK İNSAN
Bir lider çok şeyi değiştirebilir.
Gerçekten de insanların ilerleyişi incelendiğinde hep önce bazı insanların bir
yere ulaştığı, sonra da toplumu oraya götürdüğü görülür. Bunun için de kişinin başkalarının kralı olmadan önce kendi
hayatının imparatoru olması gerekir.
Önemli olan kedinin renginin siyah
yada beyaz olması değil, fare yakalayabilme yeteneğidir.
Çin
İlkesi
Hitler Kavgam’da: En büyük
vatanseverlik mesleğinde en iyi olmaya çalışmak. Mesleğini en iyi şekilde
yapmaya çalışmaktır, yazar.
Türkiye’de hangi hükümet ve sistem
gelirse gelsin, halk kalkınmanın sorumluluğunu sahiplenmedikçe Türkiye süper
güç olmayacaktır. Gerçek bir vatanseverseniz, ülkenize yapacağınız en büyük
iyilik ideolojik gevezelikler yapmak değil, mesleğinizi yarından başlayarak
daha iyi yapmaya çalışmaktır.
ÖĞRENİLMİŞ ÇARESİZLİK, BAŞARISIZLIK
Bu kavram bize başarısızlığın
kesinlikle öğrenilmiş olduğunu gösterir. Yapılan bir deneyde; büyük bir havuza
bir köpek balığı ile onun ağzına layık balık konur. Fakat bu iki balığın
arasına bir cam konur. Köpek balığı, küçük balığı yemek istediğinde hep cama
çarpmıştır. Saatlerce köpek balığı bıkmadan usanmadan küçük balığı yemek için
uğraşır durur. 28 saat sonra köpek balığı cama vurmamaya başlar. Kısacası
balığı yemekten vazgeçer. Daha sonra aradaki cam bölme kaldırılır. Buna rağmen
köpek balığı küçük balığa saldırmaz.
Böyle gelmiş, böyle gider tipi
düşünmeye başlar. Gündelik ve sıradan bir hayat yaşamak sonradan öğrenilir.
ÖĞRENECEĞİN ŞEYLER
Bir şeyin kedisi onun ürünlerinden
daha değerlidir. Bilgi kendisinin bir ürünü olan fikirden daha değerlidir.
Öğrenme öğrenilenden daha değerlidir.
Dünyayı değiştirmek istiyorsan, önce
dünyanı değiştir. Önce bilgiyi öğren, sonra bilgileri, önce düşünceyi öğren
sonra düşünceleri, önce öğrenmeyi öğren sonra öğrenilmesi gerekenleri, önce
kendini tanı sonra başkalarını, varlıklı olmadan önce var olmaya çalış. Birinin adamı değil, biri ol.
Öğrenme akıntıya karşı yüzmek
gibidir, ilerlemediğiniz takdirde gerilersiniz.
Çin
Atasözü
İnsanlar, öğrendiklerinin %80 ini 24
saat içerisinde unutmaktadırlar. Burada iyi haber şudur: Kötü hafıza yoktur,
eğitilmemiş hafıza vardır.
Göz ancak kişinin bildiği kadarını
görür. Eğitilmiş gözlerin baktığı, akli gözün gördüğü, beynin okuduğu bilgileri
hafızaya kaydetmek gerekir.
BAŞARILI KİŞİLERİN ORTAK ÖZELLİKLERİ
BAŞARININ
4 BOYUTU
1. Başarının
karakter boyutu
2. Başarının
bilgi boyutu
3. Başarının
inanç boyutu
4. Başarının
beceri boyutu
SAHİP OLDUĞUNUZ KAYNAKLAR
Finansal
kaynak: Sizin veya yakınlarınızın parası sizin için bir kaynaktır. Kimleri
tanıyorsunuz? Sizin için neler yapabilirler?
Sosyal
kaynaklar: ( Çevre ) Günümüzde insanları bir yerler getiren şey sahip
oldukları ilişkilerdir. Ancak getirildikleri yerde kalmalarını sağlayan şey ise
karakterleridir.
Mesleki
bilgi: Kişiler mesleki teknik bilgileri ile başka insanların ihtiyacını
karşılar ve dünyanın bir parçası olurlar.
Karakter
özellikleri: Aslında insanları vezir yada rezil eden şey karakterleridir.
Çalışkanlık, kararlılık, amaçlı olmak gibi karakter özellikleri kullanıldıkça
tükenmeyen kaynaklardır.
Zihinsel
kaynaklar: Hafıza, hitabet, zeka, fikir geliştirme gibi özellikler de
sınırsız güç kaynaklarıdır.
Her zaman, her yerde, herkese karşı
kullanılabilecek tek silah ikna
gücüdür. Ayrıca parasal kaynakları olmayan kişilerin en önemli kaynağı başka
insanlar ve başka insanların kaynaklarıdır. Başka insanlara tutunarak
yükselmenin, onların atıl kaynaklarını onlara ve kendimize yararlı olacak
şekilde değerlendirmenin yolu doğru iletişim kurmaktır. İletişim ise ikna ile yürür.
DÜNYA GÖRÜŞLERİNİ TESPİT İÇİN
İnsanların bazıları onurları,
bazıları özgürlükleri, bazıları ise mutlulukları için mücadele ederler. Sizce
hayatın anlamı nedir? 1. Yaşamaktır, 2. Mücadele etmektir, 3. Canının
istediğini yapmaktır.
Cemil Meriç’e göre bir kapitalist üç
şey ister; “ Servet, şehvet ve şöhret ” Aslında bir çok istek bu üç beklentinin
merkezli halidir.
Yeterli nedenlerin varsa herşeyi
başarabilirsin.
Jim
ROHN
Başarı fedakarlık gerektirir.
Başarının birçok bedeli vardır,
zaman, psikolojik enerji, fiziksel enerji ve fedakarlık.
SOSYAL İLİŞKİLERİMİZDE DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR
Dinleyiniz, hitap ettiğiniz kimseye
ehemmiyet veriniz, zarif iltifatta bulununuz.
Karşınızdakini konuşturunuz, dilini
çözünüz. Onun sevdiği mevzulardan bahsediniz.
Düşün söyle. Evvel düşün, sonra
söyle. Muhakemesiz sözler kırıcı ve dağıtıcıdır.
Hitabın tesirlisi, göze bakıp kalbe
hitap etmektir.
Zübeyir
GÜNDÜZALP, Gençliğin El Kitabı
KONUŞMADA DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR
İkide bir nasihat etmeye
kalkışmayın.
Palavra atmayın.
Ateşi körükleyecek mevzulardan
kaçının.
Münakaşadan sakının.
Övünmeyin.
Konuşurken gösteriş yapmayın.
Ziyaretinizi seyrek yapın.
Konuşmalarda en küçük bir alaylı
kelime dahi kullanmaktan sakının.
Zübeyir
GÜNDÜZALP, Gençliğin El Kitabı
HİTAP EDERKEN DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR
Vuzuh ile, apaçık beyan etmek ve
anlatmak.
Hakikati söylemek, müspet ilimlere
müstenit faydalı malumatı ve bilgileri söylemek.
Güzel okumak, kelimenin manasına
göre sese ahenk vermek.
Zübeyir
GÜNDÜZALP, Gençliğin El Kitabı
Alay, alay edilende kapanmaz bir
yara açar.
Kalpler kırılınca, ruhta kin ve
adavet başlar.
Aynen ezber, lisanda terakki ve
inkişaf için faydalıdır. Mealen ezber, muhakeme kabiliyetinin inkişaf ettirir.
BAŞARI YOLUNDA ALTIN KURALLAR
1. Tırmandığınız
kaya ile kertenkele kadar bütünleşmelisiniz.
2. Hedef,
titremeyen bir el ister.
3. Engellere,
ne kadar ısrarlı olduğunuzu, ancak ne kadar fedakarlık yaptığınızı göstererek
anlatabilirsiniz.
4. Fedakarlık,
hedefinizle bulunduğunuz nokta arasındaki mesafede yolunuza çıkacak her engele
bedelini ödemektir. Sizden uykusuz geceler mi istiyor? Vereceksiniz. Sizden en
sevdiklerinizi bile terk etmenizi mi istiyor? Terk edeceksin.
En önemlisi içinizdeki tatlı dile
kulaklarınızı tıkayacaksınız. İçinizdeki tatlı dilin, gayenizin amansız düşmanı
olduğunu bilmelisiniz.
5. İnsan
için çalıştığından başkası yoktur. ( Necm Suresi, 39 )
6. Bilgiyi,
kaynağına bakarak küçümsemeyin.
7. Size
koltuk değnekleri verebilirler ama yürüyecek olan yine sizsiniz.
8. Kar,
dağına göre yatar.
9. “
Bütün umudum kendimde. ” diyebiliyorsanız.
10. İnsana
insan olduğu için değer verin.
11. İşinizi
en mükemmel şeklide yapın.
12. Gerçek
sakatlık, gaye yokluğu, sorumsuzluk ve uyuşukluktur.
13. Hiç
kimsenin gücü mükemmel bir işi görmemezliğe gelmeye yetmez.
14. Marka
ne kadar değer verilen bir markaysa, parçalardaki hatalar da o kadar çok göze
batar, o kadar vazgeçirici olur.
15. İki
insan olmayın.
16. Güçlükleri
göze alamayanların kolaylıklarla karışlaşması mümkün değildir.
17. Doğrudur,
her arayan bulamaz. Ama aramadan bulan hiç olmamıştır.
18. Yumruğunuz
demirleştikçe, eldiveninizin ipeği kalınlaşmalıdır.
19. Her
saniyeniz gayenize kilitlenmelidir.
20. Bütün
bütün elde edilemeyen, bütün bütün terk edilemez.
21. kendi
dilinizi konuşan insanlardan ayrılmayınız.
İçinde bulunacağınız toplumu,
dilinizi konuşan toplumlardan seçiniz. Yada her sürprize hazır olunuz.
22. Topluluğun
eritme gücü vardır.
Topluluk ( Toplum / Kitle ) insana
kolayca kendi rengini verebilir. İnsan iyi ve kötü alışkanlıkların çoğunu
topluluk içinde kazanır. Öyleyse dostlarınızı, içinde yer alacağınız topluluğu
seçmek büyük ölçüde hayatınızı seçmek manasına gelir.
Bana arkadaşını söyle, sana kim
olduğunu söyleyeyim.
CERVANTES
23. Affedici
olun.
24. Sözünüzün
eri olun.
25. Sabır,
zamanı lehimize çevirme sanatıdır.
Eğitilmemiş
her kuvvet zayıflığa dönüşür. Sabır bir bekleme dönemi olmadığı için,
sabırlı insan bir yandan neticelere katlanırken bir yandan da yeni
girişimlerini sürdürür.
26. Kararlı
olmanız hedefi yıldırır.
Kendinizi hedefe kilitleyeceksiniz
ve o kilidi açması muhtemel bütün anahtarları ortadan kaybedeceksiniz.
Kararlılık işte buna denir.
27. Korkunuz,
korktuğunuza güç verir.
Korkaklık iyi hazırlanamamanın
ürünüdür.
28. Kuvvetlerinizi
iyi komuta ediniz.
Komuta gücü, kuvvetleri oranında iyi
bir komutan olabilen herkes, büyük zaferler kazanır. Kötü komutan mevcut
kuvvetlerini de elden çıkarır.
29. Samimi
pişmanlık, gelecekteki hataları da önler.
30. Danışma,
mesele üzerindeki aydınlığın arttırılmasıdır.
Başkalarının gayretlerini,
bilgilerini, tecrübelerini, fikirlerini kendi gayret, bilgi, tecrübe ve
fikirlerimize katma faaliyeti olan danışma, yakın dostlarımızdan biri olarak
yanımızdan hiç ayrılmamalıdır.
31. Anahtar
aramak yerine, anahtar olabilmelisiniz.
32. Kendinizi
ifade etmekten kaçınmayın.
Tribündeki seyircilerden futbol
tarihine geçmiş kimse yoktur.
33. Zamanında
yapılmayan iş, yapılmamış iştir.
34. Küçük
ikazların, büyük değeri vardır.
35. İnsana
yaklaşmak önemlidir.
Onları tanıma sanatını öğreniniz.
Güçlerini nereden alıyorlar? Bunu anlayınız. İnsanı doğru değerlendirmenin bir
yolu da, görüşmenin doğru zaman ve zeminde yapılmasıdır. Her insan bir
limandır, usta kaptan bekler.
36. Toplumu
şekillendirenler, önderlik yapanlar, güç elde edenler eylem adamlarıdırlar.
37. İnsanlara
anlayış derecelerine göre hitap ediniz.
38. Başarı
herkese kaldırabileceği ağırlığı kaldırtmaktır.
39. Doğal
olunuz.
40. Kibir
emeği kirletir.
41. Küsmeyeceksiniz.
42. İstisnalara
karşı istisna hareket etmelisiniz.
43. Her
zaman daha iyisini yapmaya çalışınız.
44. Unutmak,
ilmin afetidir.
45. Merhamet
edin, fakat merhamet beklemeyin.
Bana bin söz edeceğine bir şekil
göster. Bir şekil bin sözden daha iyidir.
DAĞILMAMAK İÇİN DAĞITIN
GÖREV
PAYLAŞIMI OLMALI
Yetkisini gönül rahatlığı ile
güvenilir insana devretmeyen yönetici yetkiyi devretmediği için, pek çok şeyi
incelemek, pek çok kişiyle görüşmek ve pek çok işi tek başına yapmak zorunda
kalacaktır. Her işi kendisinin yapması dolayısıyla zamansızlıktan, kendi
işlerini dahi organize edemeyen bir yönetici pozisyonuna düşecektir.
MOTİVE
MÜŞTERİYİ
MOTİVE ETMEK İÇİN ÖNERİLER
1. Müşteriler
mutlu edilmişlerse geri gelirler. Mutsuz olmuşlarsa ihtiyaçlarını başka
yerlerden karşılarlar. Fiyat politikanız onu mutlu etmeli.
2. Uzun
vadede dürüstlük en iyi politikadır.
İnsanların güvenini kaybetmektense
para kaybetmeyi yeğlerim.
Robert
BOSCH
3. Tebessüm
evrensel bir dildir.
4. Kendilerine
ceplerindeki paradan daha önemli olduklarını hissettirebildiğiniz takdirde
tekrar tekrar gelirler.
5. Müşteriler
kaliteli mal yada hizmet sağlamanızı, bu olmadığında gecikmeksizin özel söz
vermenizi beklerler.
6. Her
zaman en iyisin ve en yenisini isterler. Fakat hiçbir zaman onu alanın ilk önce
kendileri olmasını istemezler.
7. İnsanlar
sevdikleri ile beraber olmak isterler.
UYGULAMA
1. Taahhütlerinizi
yerine getirin. Daima sözünüzde durun.
2. Ekstra
hizmet sağlayarak müşterilerinizi ödüllendirin.
3. Umutların
ve beklentilerin ötesinde hizmet verin. Verdiğiniz her zaman umulandan ve
beklenenden fazla olmalı.
4. Alışveriş
ortamını sonuna kadar takip edin ve samimi olun.
5. Müşterilerinizin
düşmanlarına galip gelmelerine yardımcı olun.
6. Onun
ihtiyacını tam olarak giderme peşinde olun.
7. Onunla
ticari ilişkiniz bitse de mutlu ilişkiyi devam ettirin.
8. Siz
gölgede iken müşterinizin spot ışıkları altında parlamasına müsaade edin.
9. Tutarlı
olun.
10. Kendisine,
hayatınızda özel bir yeri varmış gibi davranın.
11. Bir
önceki müşteriniz ile olan problemi sonrakine taşımayın.
12. Müşteri
haklarının tüm çalışanlarca takibini sağlayın.
13. Dakik
olun.
14. Meşgulseniz
bile müşterinin varlığına kayıtsız kalmayın.
15. Onu
dikkatle dinleyin.
16. Müşterinin
istediğini sağlayamadığınızda bunu dürüstçe kabullenin.
17. Özel
siparişleri, ricaları ve hizmetleri mümkünse karşılayın.
18. Satışı,
ilişkilerinizin bir parçası olarak görün.
19. Randevularınıza
uyun.
TAKIMI
MOTİVE ETMEK İÇİN ÖNERİLER
1. Takımınıza
çalıştırma yapmayın, takımınızla beraber çalışın.
2. Yaklaşımlarınız,
metotlarınızdan daha güçlü motive edicidir.
3. Otoritenizi
ne zaman kullanacağınızı bilmek onu nasıl kullanacağınızı bilmek kadar
önemlidir.
4. Disiplin
insanları kabul edilmiş prensiplere dayanan ahenk içinde davranmaya götürür.
UYGULAMA
1. Tutmaya
niyetli olmadığınız sözler vermeyin.
2. Yerine
getiremeyeceğiniz tehditlerde bulunmayın.
3. Herkesi
gücü, ilgisi, yaklaşımı doğrultusunda motive ediniz.
4. Her
takım üyesinin, takımın daha iyi olması için kişisel fedakarlıklarda bulunmaya
istekli olacakları bir atmosfer oluşturun.
5. Yükselebilecek
tansiyonu düşürmek için esprili olun.
6. Karşılıklı
aktif iletişim kurun.
7. Görevleri
kabiliyetlerine uygun olmalı.
8. Asi
ve sürekli muhaliflere, takım moralini bitirmeden önce, siz batırın.
9. Diğer
takımların başarılı motive edicileri ile konuşun.
10. Onurlarına
saygı gösterin.
11. Hataları
suçlamadan gösterin.
12. Grup
içindeki kişisel özelliklere hoşgörüyle yaklaşın.
TAKIM
RUHUNUN ZEDELENDİĞİNİ NASIL ANLARIZ?
1. Takım
üyelerinin çoğunun tembel olması.
2. Takım
üyelerinin kendilerini doğrudan ilgilendirmeyen sorumluluklardan kaçınması.
3. Takım
üyeleri arasında gizli anlaşmazlıklar olması.
4. Takım
üyeleri arasında sık sık uyuşmazlıkların başgöstermesi.
ÖĞRENCİYİ
MOTİVE ETMEK İÇİN ÖNERİLER
1. Merak
korkudan daha güçlü bir motive edicidir.
2. Öğretmeyi
adım adım ilerletiniz.
3. Sağladığınız
ilerlemeyi görünüz ve gösteriniz.
4. Çaba
sonuçtan daha değerlidir.
5. Davranan
kişiyi değil, davranışı eleştirin.
6. Öğrenmeyi
eğlenceli hale getirin.
7. Hatalardan
ziyade, doğrulara dikkat çekin.
8. Ayın
öğrencisi seçin.
9. Görev
ve talimatları basitleştirin.
10. Ceza
tehdidi veya yerine getiremeyeceğiniz yada yerine getirmek istemeyeceğiniz
davranış ve sözlerle yaklaşmayın.
11. Kabiliyetli
öğrencilerinizin bilgilerine baş vurarak onları onurlandırınız.
12. Öğrencilerinizin
kişisel eşyalar ve resimlerle sınıfı kişisel bir ortama dönüştürebilmelerine
imkan tanıyın.
İŞÇİYİ
MOTİVE ETMEK İÇİN ÖNERİLER
1. İnandırmanın,
ikna etmenin gücü, korkutmanın, gözdağı vermenin gücünden daha etkileyici ve
uzun ömürlüdür.
2. Yenilikleri
teşvik edin.
3. Bir
kişinin yapacağı iş için asla iki kişi görevlendirmeyin.
4. Doğru
hareketleri ödüllendirin, yanlış hareketlere engel olun.
5. İşçileriniz
arasında taraf tutmayın.
6. İnsan
olarak ilgi gösterin.
YÖNETİCİYİ
MOTİVE ETMEK İÇİN ÖNERİLER
1. İşleri
yapmış olmak yeterli değildir. Yaptığınızı göstermelisiniz de.
2. Bilgi
güç, kuvvettir. Bunu patronunuzla paylaşın.
3. Ona
saygı gösterin.
4. Çalışanın
sadakatsiz, kontrolsüz, açıkça itaatsiz, saygısız, menfaatperest olması,
motivasyonu bozucu 5 ciddi sebeptir.
5. Konuştuğunuzdan
daha fazlasını dinleyin.
EMSALLERİ
MOTİVE ETMEK İÇİN ÖNERİLER
1. Herkes
ihtiyaçlarını gidermek ister.
2. İyi
bir konuşmacı etkili, iyi bir dinleyici ise ağırbaşlı olarak algılanır.
3. Kartlarınızın
hepsini bir defada kullanmayınız.
4. Stiliniz
ile yol gösterin, muhtevanız ile etkilemeye devam edin.
5. Kendinize
düşeni yapmaya istekli olduğunuzu gösterin.
6. Ortaklarınızın
yardım etmelerinin gerekli olduğunu anlamalarını sağlayın.
7. Emsallerinizin
kişisel önemini vurgulayın.
8. Güçlü,
kuvvetli ve etkili olduğunuza inanın. Başkaları da size öyle davranırlar.
9. Değer
verdikleri alanlardaki başarılarından dolayı meslektaşlarınızı övün.
10. Tavsiyede
bulunmalarını isteyin. Bu isteğiniz insanları yardımsever ve zarif yapar.
11. Az
konuşun, çok dinleyin.
12. İleride
tekrar geçeceğiniz köprüleri yıkmaktan kaçının.
13. Ortaklarınızın
değerli zamanlarını harcamayın.
14. Diğer
insanların ihtiyaçlarını gerçekten dinlemek için zaman ayırın.
15. Saygı
görmek için saygılı davranın.
KENDİNİ
MOTİVE ETMEK İÇİN ÖNERİLER
1. Başarı
en büyük motive edicidir.
2. Nereye
gittiğinizi bildiğiniz sürece bunu diğerlerine kanıtlamaya gerek yoktur.
3. Başarmak
için başarışı tasavvur et ve inan.
4. Hedefleriniz
açık, yollarınız esnek olmalıdır.
5. Yapabileceğiniz
en büyük hata, hata yapmamak için riske girmemenizdir.
6. Sizi
durduran tek şey kendinizsiniz.
7. Tavşan
tilkiden daha hızlı koşar. Çünkü tilki yiyeceği için, tavşan hayatı için
koşuyordur.
8. Problemler,
engel değil öğretmendirler.
9. Yapmayı
sevdiğiniz 20 şeyin listesini yapın. Bunları gerçekleştirmeyeli kim bilir ne
kadar zaman oldu?
10. Hayatınızın
kendi ellerinizde olduğunu kabul edin. Onu kurabilirsiniz de, yıkabilirsiniz
de.
11. Asla
vazgeçmeyin. Never give up.
12. Hayalleriniz
geleceğinizin az öncesidirler.
13. Size
yardımcı olacak birileri bir yerde vardır. Onları bulun.
14. Kendiniz
için her gün zaman ayırın.
15. Özel
bir duygu - etki meydana getirme istiyorsanız, o işle ilgili tavrı takının.
Gerekli fiziksel konuma geçin. Halka bir konuşma yaparken kendinizden emin
olmak istiyorsanız ayakta durun, yüz ifadelerinizi, el hareketlerinizi önceden
belirleyip bunlara çalışın.
16. Miktardan
ziyade kaliteyi tercih edin.
17. Mükemmel
ile iyi arasındaki fark, yaptıklarınıza verdiğiniz önemden ortaya çıkar.
VERİMLİLİĞİ
MOTİVE ETMEK İÇİN ÖNERİLER
1. Sizi
oyalayan her rahatlık bir tuzaktır.
2. Akıllıca
çalışmak her zaman için çok çalışmaktan daha iyidir.
3. Organizasyon
çalışmayı davet eder.
4. İyi
başlamak tamamlamanın yarısıdır.
5. Hareketlilik,
verimlilik için gerekli olan tek şey değildir. Düşünmek de son derece verimli
olabilir.
6. Hiç
birşey ruh ve beden sağlığınızı kaybetmenize değecek kadar önemli değildir.
7. Zamanın
ve enerjinin çoğunu sonuç üretebileceğin alana yatır. Üretken olmayan işler
için boş zamanlarını kullan.
8. İlgilenmediğin
yada zaman ayıramayacağın bir iş için hayır demeyi öğren.
9. Akıllı
bir insan zamanı yerinde kullanacak biçimde düşünür.
KAFANDA
BAZI DÜŞÜNCELER - DUYGULAR ŞEKİLLENDİĞİNDE
a. Birilerini
ara, o fikir hakkında konuş.
b. Bir
yere yaz.
c. Bir
hareket planı yap.
d. Bir
taslak hazırla.
e. Diğer
düşünceleri araştır.
f. Anahtar
fikirlerini liste haline getir.
g. Bütçe
yap.
h. Yardım
edebilecekleri belirle.
i. Fikrini
temsil et.
10. Yapacağınız
işlerin günlük listesini hazırlayın ve önem sırasına göre listeyi dikkate alın.
11. Büronuzun
kapısını kapalı tutun.
12. Bir şey
olup bittiğinde onu unutun ve devam edin.
13. İşinizin
sınırlarını bilin.
14. Rahatlamak
için kendinize zaman ayırın.
15. Diğerlerinin
işlerine karışarak zamanınızı harcamayın.
16. Gerekli
olmayan prosedür ve bürokrasiden kaçının.
17. Arabanıza,
ofisinize yada çalışma yerinize sizi motive edecek sözler yada güzel malzemeler
asın.
18. Düşünme
zamanını çalışma zamanından ayırın.
19. Aynı
grupta olan işleri bir arada yapın.
20. İnsanlara
gereksiz telefonlar etmeyin. İstenmeyen ziyaretlerle zamanınızı çalmalarına
izin vermeyin.
21. Rutin
ve sıradan işlerden kurtulmaya bakın.
22. Başkalarına
yatırabileceğin işlerden kurtulun.
23. Enerjiniz
tükendiğinde dolaşmaya yada koşmaya çıkın. Bu beyninizi ve vücudunuzu
dinlendirecektir.
24. İş bir düzen içinde yapılmalıdır.
25. Mümkün
olduğu kadar yetenek ve ilgilerinize yakın olan projeleri seçin.
26. İş günlüğü: Gün
içerisinde ne yaptığınızı ve ne kadar zaman olduğunu yazın. İki hafta sonra
günlüğü incelediğinizde başa harcanan zamanlar ortaya çıkacaktır. Kötü
alışkanlıklar, organizasyon bozuklukları, ertelemeler ve benzeri şeylerin
aldığı zaman açıkça görülecektir.
KARAR
VERMEYİ MOTİVE ETMEK İÇİN ÖNERİLER
1. Diğer
insanların tavsiyelerini, tekliflerini, fikirlerini gözönünde bulundurun, ama
kararı kendiniz verin.
2. Analizi
kafanızla yapınız. Kararı kalbinizle veriniz.
3. Bir
şeye karar vermeden önce o meselenin aslını öğrenin.
4. Bilgilerini
mümkün olduğunca arttır. Böylece her zaman hazır olursun.
DEĞİŞİMİ
MOTİVE ETMEK İÇİN ÖNERİLER
1. Hatalara
izin ver.
2. En
başta mükemmellik aramak kişileri korkutur.
3. Değişimi
engelleyen arıza ve alışkanlıkları bul.
4. Değişim
gerçekleştirenleri konuştur.
5. Mantıklı
gerekçeleri olan bir değişim kolay kabul görür.
BAŞARIYI
MOTİVE ETMEK İÇİN ÖNERİLER
1. Başarı,
akıllı seçimin, yeterli hazırlığın ve cesur hareketlerin sonucudur.
2. Başarı,
kendi içinizdedir. Yanlış yerlere bakmaktan vazgeçin.
3. Ne
zaman geri çekileceğinin bilinmesi, ne zaman ileri gideceğinin bilinmesi kadar
önemlidir.
4. Kaybetmemek
için zaaflarınızı, kazanmak için gücünüzü bilin.
5. Küçük
bir başarı başarısızlık korkusunu giderebilir.
6. Başarısızlıklar,
başarılardan daha öğreticidir.
7. Zaman
altındır. Zamanlama ise elmastır.
8. Engelleri
yollarınızı tıkayan şeyler olarak görmeyin. Onları size uçmayı öğretecek
fırsatlar olarak görün.
9. Hiçbir
problem zamanın geçmesine tahammül edemez.
10. Zenginlik
bir başarı hedefi değildir. Başarının yan ürünlerinden biridir.
11. Bilgi
ile uygulama kol kola giderler.
12. Dikkatinizi
hedefiniz üzerinde toplayın.
13. Geçmişteki
ve şimdiki büyük insanları birer örnek olarak inceleyin.
14. Başarı
sadece motivasyona değil aynı zamanda sabır ve toleransa da ihtiyaç duyar.
15. En iyi
bildiğiniz ve en çok bildiğiniz şeyi yapın.
16. Her gün
yeni bir şey öğrenin.
17. Savunamayacağınız
belgeyi fethetme hazırlığına girişmeyin.
18. Kendinizi,
kendinize karşı inatçı olmaya alıştırın.
19. Olumsuz
yönlerinizi olumlu hale getirinceye kadar kendinize karşı koyun.
20. Anaçlarınıza
ulaşabilmeniz için yönetim, hedef ve disiplin gereklidir.
21. Kaybetmekten
korkmayın.
22. Engeller
yeniliğin kaynaklarıdır.
23. Görüneni
kabul edileni sorgulamayı hiç bırakmayın.
24. İlgi
alanınızı bir birini takip eden sıralar gözeterek genişletin.
İKNANIN TEMEL DİNAMİKLERİ
Başarılı bir iletişimde her şeyden
önce iletişime zarar veren zararlardan uzak durmak gerekir. Örneğin, aceleci
davranma muhatabı dinlememe, ifadelerin açık ve net olmaması gibi tavırlardan
kaçınılması şarttır.
KARŞILIKLI
İLETİŞİME HAZIR OLMA
İyi bir iletişim sağlanması, büyük
ölçüde kişinin dürüstlüğüne, düşüncelerini açıkça ifade etmesine ve ilişkiyi
geliştirme gayretlerine bağlıdır. Bu tespit güvene bağlı iletişimin sonuçları
üzerinde yapılan bir araştırmada ispatlanmıştır. İletişim ne kadar iyi ise
güven de o kadar büyüktür.
Başka bir önemli nokta muhatabın iç
dünyasının durumudur. İfadeleri doğru yorumlayabilme durumudur. Bir diğer nokta
insandaki değer verilme ihtiyacıdır. Eğer muhatap farklı neticelere vardığında
onun düşüncelerine değer verilmelidir.
Kişi kendine nasıl davranılmasını
istiyorsa öyle karşıdakine davranmalıdır.
Muhatabı korkuya, kuşkuya, savunmaya
götürecek her türlü sözden kaçınılmalıdır.
HALKLA İLİŞKİLER
Halkla
ilişkilerci nasıl olmalıdır? Öncelikle olumlu ve ılımlı olmalıdır.
İngilizce’yi çok iyi bilmelidir. Çok geniş bir genel kültüre sahip olmalıdır.
Bir halkla ilişkilerci iletişim, psikoloji, sosyoloji, hukuk ve antropoloji
okuyabilir. İletişimde master yapmalıdır ancak en önemlisi pratiktir, pratik
yapmadan bu iş olmaz.
Halkla
ilişkilercinin ideal alanını anlatır mısınız? İdeali, bir kurumda reklam,
pazarlama ve halkla ilişkilerin ortak çalışmasıdır. Bu üç unsur birbirini
tamamlayıcıdır. Birbirinden ayrı düşünüldükleri taktirde, reklam, pazarlama ve
hakla ilişkiler çalışmalarından istenilen sonucun çıkması çok zordur.
Temel
sorunu nedir? Temel sorunları arasında dört olumsuz durum vardır. bunlar
önyargı, düşmanlık, ilgisizlik ve bilgisizlik olarak sıralanabilir. Halkla
ilişkiler genelde bu dört olumsuz durumdan birini yada bir kaçını olumluya
çevirme çabasıdır.
Zaman
Gazetesi, 09.01.1998
Doğru anahtarla her şeyi, yanlış
anahtarla hiçbir şeyi çözemezsiniz. İşin inceliği anahtarı oluşturmaktır.
George
Bernard SHAW
Gömleğin en baştaki düğmesi yanlış
yere iliklendiğinde diğer tüm düğmeler de yanlış deliklere takılacaktır. Aynı
durum inanç, karakter, davranış, alışkanlık sürecinde de göze çarpar. Yanlış
inançlar uygun olmayan karakter yaratır. Yanlış karakter yanlış davranışlar
üretir, o davranış tekrarlandıkça yanlış alışkanlıklara dönüşür. Sonuç yanlış
bir kaderdir. Sonuç olarak, bugün, şimdi yaptıklarımızın geleceğimiz üzerindeki
etkilerini tanımalıyız, algılamalıyız. Burada dikkat edilecek nokta insanların
yalnızca yaptıklarıyla değil aynı zamanda yapmadıklarıyla da kaderlerini
biçimlendirdiklerini bilmektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder