Başarıya giden ilk ve en önemli yol
kendimiz ile yapmış olduğumuz iletişimdir. Başarıya ulaşmak isteyen bir öğrenci
her şeyden önce iç iletişimini doğru bir şekilde kullanmalıdır. Yapmış
olduğumuz iç iletişimimizin %77’si bize karşı çalışmaktadır. İç iletişiminizin
kullanış şekli sizin üniversiteyi kazanmanızı, derslerinizde daha başarılı
olmanızı sağlayabileceği gibi büyük bir hayal kırıklığına da uğratabilir. İç
iletişimi bu kadar önemli kılan temel özellik; beynimizin çalışma şeklidir.
İnsan beyni, hepimizin sahip olduğu kişisel
bir bilgisayar denetim merkezidir. Beyninizin sizin için yapmasından
hoşlanacağı, mantıklı her şeyi yapma gücü vardır. Buradaki temel sorun onu
nasıl kullanacağınızı bilmenizdir. Yani
ona doğru yönergeleri vermenizdir. Onunla doğru iletişim kurmayı
başarmalısınız. Beyniniz en çok söylediğiniz şeye inanır. Beyninize kendiniz
hakkında ne söylerseniz onu yerine getirmek için harekete geçecektir. İşte
beyniniz
bu şekilde programlanmaktadır. Yıllarca beynimizi annemiz,
babamız, arkadaşlarımız, komşularımız programlamıştır. Avukat olmak isteyen bir
çocuğu doktor olmaya iten buna karşı bir yeteneğinin yada
ilgisinin olması değildir. Dışarıdan gelen programlara beynin artık cevap
vermeye başlamasıdır.
Yıllarca çocuklarımıza “sen bunu
yapamazsın”,”sen bu imtihanı başaramazsın”,”boş yere çalışma üniversiteyi
kazanamazsın”,”bu karneyle sen asla adam olmazsın” sözleriyle çocuklarımızı
olumsuz olarak programladık ve onları amaçsız, hedefsiz her şeyden önce
başarısız hale getirdik.
Aşağıda bir öğrencinin kendi beyniyle yapmış
olduğu iletişime dikkat edin;”sınav gününe çok az kalmıştı. Ancak bir türlü
sınava çalışmak içinden gelmiyordu. Çünkü kendine sürekli “bu sınava çalışsan
da başarılı olamazsın”,”matematik sınavından ben sürekli zayıf
alırız”,başaramadığım derslerin başında matematik gelmektedir” diyordu. Ve
hatta “kopya çekersem bu sınavda başarılı olurum”,”bu imtihan da kopya
çekeceğim” şeklindeki bir iç iletişimle öğrenci sınava girer. Matematik
sınavıyla ilgili yapmış olduğu olumsuz programlama sonucunda bildiği soruları
dahi başaramamıştır. Çünkü beynine “matematik sınavını başaramazsın” komutunu
yüklemişti bir kere. Daha sonra kopya çekmek ile ilgili yapmış olduğu
programlama harekete geçmişti ve beyin bu programı uygulamaya başlamıştı ve
öğrenci kopya çekmişti. Ama hala o matematikten anlamamaktadır. geçici bir
başarı elde etmişti. Bataklığı kurutmadan sadece zehir sıkarak sivrisineklerden
kurtulmaya çalışmıştı.ancak bunun tam tersi bir programlama yapsaydı; matematik
dersini sevecekti,bunu başaracaktı ve geçici başarılara tenezzül etmeyecekti.
Çünkü; geçici başarılar en büyük başarısızlıklardır.
Bizim her attığımız adım,yaptığımız her
hareket,söylediğimiz her söz,çevremizden aldığımız yada kendimize karşı yapmış
olduğumuz iletişimin sonucundaki programlamanın ürünüdür.
Şöyle bir soru aklınıza gelebilir;”iç
iletişim beynimizi-beynimizde vücudumuzu nasıl etkilemektedir ?” buna cevap
vermeden önce aşağıdaki paragrafı okumanızı istiyorum.
“Manava sebze-meyve almaya gittiniz.
Elma, portakal gibi meyveleri aldıktan sonra, orda kasaların üstünde duran sarı
sarı, sulu limonları gördünüz. Limonları elinizle ezdikten sonra bir kilo limon
alıp eve gittiniz. Eve girer girmez,hemen limonlardan bir tanesini alarak ikiye
böldünüz. Limon o kadar sulu ki, içindeki sı mutfak tezgahından düşmeye
başlamıştı. Dilimlerden birini alarak ağzınıza getirdiniz ve onu ağzınızın
içine sıkarak,o ekşi tadı tattınız.”
Bu paragrafı okuduktan sonra büyük bir
ihtimalle,bu iletişimi alan beyin harekete geçerek ağzınızda limon yer gibi bir
durum oluşmaya başlamıştır. İstem dışı olan bu durum iletişimin vücudumuzu
etkilediğinin bir kanıtıdır.
İÇ İLETİMİN SEVİYELERİ;
1-YAPAMAM: En zararlı iç iletişimdir. Kendiniz
hakkında kötü yada olumsuz bir şey söyleyip bunu kabullendiğiniz
seviyedir.(iletişimdir) bu seviyeyi tanımak kolaydır. Bu seviyeyi şu
kelimelerden tanıya bilirsiniz;”yapamam”,”keşke yapabilseydim”,”yapabilmeyi çok
isterdim”,”üniversiteyi kazanabileceğimi sanmıyorum”,”sınavdan iyi bir not
alamam” gibi kelimelerle yapmış olduğumuz iletişim bizim korku ,endişe ve
tereddüde neden olur. Beynimiz bizim söylediğimizle ilgilenmez onu yapar.
2-..........YAPMAYA İHTİYACIM
VAR,.............YAPMALIYIM SEVİYESİ: Bu kelimeler aldatır. Bizim yararımıza
çalışıyormuş gibi görünür ama bize karşı çalışır. Bu kelimeler;”yapmam
gerek”,”........ama değilim”. Bu kelimelerle yapılan iletişim zararımızadır.
Çünkü bu iletişimle sorunu kabullenmiş oluruz.”derslerimde daha başarılı olmaya
ihtiyacım var” dediğinizde aslında siz beyninize şu programı yollamış
olursunuz;” derslerimde daha başarılı olmaya ihtiyacım var........ama
değilim”
3-BEN ASLA.....,BEN
ARTIK........SEVİYESİ: Yararınıza çalışan en alt seviyedeki kelimelerdir. Bu
seviyede değişmeyi kabul edersiniz. Aynı zamanda değişiklik olmuş gibi bu bir
şeyler yapma kararı da alınır ve kararı şimdiki zamanda ifade edersiniz. Şu
cümlelerle ifade edilir.”derslerime artık çalışıyorum”,”üniversiteyi
kazanacağıma inanıyorum”,”sınavlarıma çalışıyorum”...v.b.
4-BEN ......İM SEVİYESİ: Bu
kullanabileceğimiz en etkili iletişimdir.en az kullandığımız ama en fazla
kullanmamız gereken kelimelerdir. Bu seviyeyle gerçek olmasını istediğiniz yöne
doğru ilerlersiniz. Olmak istediğiniz şekli, resmi bilinç altına gönderirsiniz
ve şunu iletmiş olursunuz;”ben bu olmak istiyorum ve beni bu yap.” Programını
yollamış olursunuz. Başlıca cümle yapıları şöyledir; “ben derslerime
çalışırım”,”ben her sınavda başarılı olurum”,”ben üniversiteyi mutlaka
kazanırım”...v.b.
5-O....DUR
SEVİYESİ: Bu dünyasal istekleri aşmış,asıl yerini arayan bir çok insanın
aklının alamayacağı,erişemeyeceği bir şeyde aramayı seçen insanların dilidir.
İç iletişimi mükemmel olarak kullanan herkes
başarıya ulaşamamış olabilir ama başarıya ulaşmış olan herkes iç iletişimi
mutlaka en iyi şekilde kullanmışlardır. Başarıya ulaşmak istiyorsanız
olumlu bir iç iletişim kurmaya çalışın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder