Yazar : Roger FISHER- William URY
Yayınevi : İlgi Yayıncılık
Baskı : İstanbul / 1989 / 169 shf.
ISBN : 975-399-034-0
Bilim Grubu : Başarı
Türü : Tercüme
Hitap Ettiği
Okuyucu Kitlesi: Özel İlgi
Genel Değerlendirme:
Kitap,
müzakerelerde, toplantılarda, pazarlıklarda nasıl davranılması ve hangi
metodlar uygulanması gerektiğini anlatıyor. Birçok pratik uygulamalar veriyor
ve bunların tahlillerini de yapıyor.
İçindekiler
1- Durum Üzerine Çekişmeyin.
2- İnsanları Problemden Uzak Tutun.
3- Durum Üzerinde Değil Çıkarlar Üzerinde Durun.
4- Ortak Kazanç İçin Seçenekler Üretin.
5- Objektif Kriterler Kullanılmasında Israr Edin.
6- Onlar Daha Güçleyseler Ne Olur ?
7- Karşı Taraf Oyuna Katılmazsa Ne Olur ?
8- Karşı Taraf Hileye Başvurursa Ne Yaparsınız ?
ÖNSÖZ
Hoşunuza gitsin veya
gitmesin sizde bir tartışmacısınız. Tartışma hayatın bir gerçeğidir.
Tartışma, başkalarından
istediklerinizi elde etmenin temel yoludur. Hergün çeşitli konularda
tartışılmasına karşın, bunda başarılı olmak o kadar kolay değildir.
İnsanlar tartışırken iki yol
kullanırlar; yumuşak ve sert davranmak. Yumuşak davranan taraf, kişisel
zıtlaşmayı gidermek ister ve bu nedenle anlaşmaya varmak için hemen ödün verir.
Dostça bir karar verilmesine çalışır; ne varki sonunda sömürülür, acı çeker.
Sert davranan ise tartışma ortamını bir irade yarışması olarak görür. Mutlaka
kazanmak istediği için sonunda sert bir karşılık bulur.
Tartışmanın üçüncü bir yolu
da ne yumuşak ne sert fakat hem yumuşak hem de sert tartışmadır. Harvard Tartışma Projesi diye anılan
çalışma içinde geliştirilen yöntem, pazarlıkların ilkeler üzerinde yapılmasını öngörmektedir.
Elinizdeki kitap, işte bu
ilke tartışması yöntemi hakkındadır.
1.BÖLÜM:
DURUM ÜZERİNDE ÇEKİŞMEYİN
Herhangi
bir tartışma yöntemi, üç kritere göre değerlendirilebilir: Anlaşma olabilecekse
bu akılcı bir anlaşma olmalıdır. Kullanılan yöntem verimli olmalıdır. Taraflar
arasındaki ilişkileri iyiye götürmese bile hiç değilse zedelememelidir.
Durum üzerinde çekişmek
akılcı olmayan anlaşmalar üretir.
Tartışmacılar,
durumları üzerinde çekişirken kendilerini bu durumlara bağlama eğilimi
gösterirler. Durumunuzu ne kadar ortaya koyar ve saldırılara karşı ne kadar
savunursanız o oranda kendinizi ona bağlamış olursunuz. Durumunuzu
değiştiremeyeceğinizi karşı tarafa anlatmaya çalıştıkça da bunun gerçekleşmesi
o kadar zorlaşır. Benliğiniz, içinde bulunduğu durumla özdeşleşir. Böylece
gerçekleşebilecek bir anlaşmanın ve tarafların temel çıkarlarını akılcı bir
şekilde bağdaştırabilmesi olasılığını azaltmış olursunuz.
Durumlar üzerinde çekişmek
verimsizdir.
Durum üzerinde tartışmak,
uzlaşmanın gecikmesine veya sonuçsuz kalmasına sebebiyet verebilir. Ayrıca
mevcut ilişkileri de tehlikeye sokar. Tartışan herkes yapacağı ve yapmayacağı
konularda ısrar eder. Ortak bir çözüm bulma telaşı bir savaş halini alır.
Hiddet ve küskünlüğün sonunda genellikle bir tarafın haklı görüşleri dikkate
alınmadan, diğer tarafın kesin isteklerine boyun eğdiği görülür.
Taraflar ikiden fazlaysa durum çekişmesi daha da zorlaşır.
Bir toplantıda ne kadar çok
insan bulunursa, durum tartışmasına gömülme eğilimi o kadar artar. Birleşmiş
milletler toplantısında olduğu gibi, şöyle bir 150 ülke tartışmada yer almışsa,
durum üzerinde pazarlığın sonuç vermesi hemen hemen olanaksızdır.
Nazik olmak çözüm yolu değildir.
Sert tartışmayı tasvip
etmeyenler daha nazik bir tartışma yolu izleyerek olabilecek zararları önlemeyi
umarlar. Karşı tarafı dost gibi görüp bir anlaşmaya varma gereğini duyarlar.
Önerilerde bulunmak ve ödün vermek, karşı tarafa güvenmek, dostça davranmak ve
yüzleşmeyi önlemek için gerektiğinde geri çekilmek, yumuşak bir tartışma
oyununun standart hamleleridir. Bu tartışma sizi sert oyun oymayan birine karşı
tehlikeli duruma düşürür. Belki her şeyinizi kaybedersiniz.
Sert ve yumuşak tartışmalar
arasında bir seçim yapmak hoşunuza gitmiyorsa sadece amaca yönelik bir tartışma
yapabilirsiniz. Bu tip tartışma bilinçli bir kararla ortaya çıkmadığından,
genellikle gözden kaçar.
Yumuşak durum tartışması mı
yoksa sert olanı mı kullanmalı, sorusuna verilecek
yanıt,"Hiçbiri"dir. Dostça ve uygun yoldan, akılcı sonuçlar ortaya
koymak için planlanmış yeni bir tartışma yöntemi ilke anlaşması ya da değerler
üzerinde pazarlıktır. Bu yöntem dört temel noktaya ayrılabilir.
Bu dört nokta, hemen her
koşulda kullanılabilecek dürüst bir tartışma yöntemini özetlemektedir.
İnsanlar: İnsanları
problemden uzak tutun.
Çıkarlar: Fikirlerinizi
durumlar üzerinde değil, çıkarlar üzerinde toplayın
Seçimler: Bir karara
varmadan önce ortak çıkarlar için seçenekler üretin.
Kriterler: Sonucun objektif
kriterlere dayandırılmasında ısrar edin.
Birinci nokta, insanların
bilgisayar olmadıkları gerçeğini anlatır. Bizler heyecanlı yaratıklarız.
Heyecanlar, problemin objektif değerleri ile tipik bir karmaşıklığa uğrarlar. O
halde insanları problemden ayrı tutun.
İkinci nokta, durumlar
üzerinde tartışmak, gerçekte ne istediğinizi gölgeler. Durumlar arasında
fedakarlığın bir anlaşma temin etmesi olasılığı yoktur.
O halde, fikrinizi durumlar üzerinde değil çıkarlar
üzerinde toplayın.
Üçüncü nokta, baskı
altındayken sorunun çözümlenmesindeki güçlüğü yansıtmaktadır. Bir muhalefet
karşısındayken karar vermeye çalışmak görüşünüzü daraltabilir. O halde, bir karara varmadan önce, ortak çıkarlar
için seçenekler üretin.
Dördüncü nokta, piyasa değerleri,
uzmanların taktirleri, yasaların gerekleri, sonucu belirleyici objektif
kriterlerdir. Taraflar bu kriterler üzerinde anlaşırlarsa makul bir çözümde
birleşirler. O halde, sonucun objektif
kriterlere dayandırılmasında ısrar edin.
Tartışmayı planlamaya
başladığınız andan bir anlaşmaya varıldığı veya işi koparmaya karar verdiğiniz
ana kadar geçen zaman üç devreye ayrılabilir: Analiz, planlama, tartışma.
Analiz
devresinde sadece durumu teşhise çalışırsınız; bilgi toplarsınız, organize
edersiniz ve düşünürsünüz.
Planlama devresinde aynı dört öğeyle ikinci kez ilgilenecek yeni fikirler
geliştirir, ne yapacağınıza karar verirsiniz.
Tartışma devresinde yine aynı yöntem kullanılarak objektif standartlara dayalı
bir anlaşma yolunu araştırırsınız.
2.BÖLÜM: İNSANLARI
PROBLEMDEN AYRI TUTUN
Tartışmanın en basit
şeklinden, en karmaşık uluslararası boyutlarına kadar kolayca unutulan temel
gerçeği sizin, karşı tarafın temsilcileriyle değil insanlarla tartışmakta
olmanızdır. Tartışmanın bu insancıl tarafı ya sonuca yardımcı olur ya da
talihsizlik getirir. İnsanlar kızarlar, üzülürler, korkarlar, düşmanca hisler
edinirler, kırılır ve gücenirler. Kolayca tehdit edilebilir benlikleri vardır.
Dünyayı kendi açılarından görürler ve zaman zaman kendi görüşlerini gerçeklere karıştırırlar.
Bir tartışmanın hazırlık devresinden sürdürülmesine kadar, her an, kendinize şu
soruyu sormalısınız: "İnsan
problemine yeteri kadar dikkat ediyor muyum ?".
Her tartışmacının iki ilgisi vardır:madde üzerine ve çıkarlar üzerine.
Örneğin bir satıcı, bir
yandan satışından kar etmeyi düşünürken diğer yandan da devamlı bir müşteri
kazanmak ister.
İlişki, problemle bozulma eğilimi gösterir. Tartışmanın en kritik
yanı, taraflar arasındaki ilişkinin madde üzerindeki tartışmalarla
bozulabilmesidir. Bir madde üzerinde insanların öfkeli davranması veya
benliklerini işin içine karıştırmaları sonucu etkiler.
Durum üzerine pazarlık, madde ile ilişkinin çatışmasına yol açar ve bir tartışmacının hem
madde hem de iyi ilişkiler bakımından birini diğeri ile değiştirmek suretiyle
etkiler.
Tartışma esnasında
karşınızdaki insanların problemini işlemek ve iyi bir iş ilişkisini korumak
amaçları çelişkiye düşürmez. Bu problemleri bazı ayrıcalıklara dayanarak
çözmeye çalışmayın.
Duygusal problemlerle
uğraşırken duygusal teknikler kullanın. Heyecan yükseldiği anlarda, ilgili
herkesin sükunet bulması için çareler düşünün, iletişimi geliştirmeye çalışın.
Problemi çözmek için üç temel alanın koşullarına göre düşünmeniz yararlı olur. Sezgi, heyecan ve iletişim. İnsan
problemleri bu üç sepetten birine düşer. Bu sizin için de geçerlidir.
Sezgi
Karşı tarafın düşündüklerini
anlamak, sizin probleminizi hemen çözmeye yetmez. Problem onların
düşündükleridir. Fikir ayrılıklarının el alınışında doğruluk, tezlerin sadece
biri olabilir; belki iyi bir tez belki değil. Farklılık vardır, çünkü farklılık
onların düşündüklerindedir. Korkular, yanlış olsa bile, gerçek korkulardır ve
ele alınması gerekir. Umutlar, gerçekçi olmasalar bile, bir savaşa yol
açabilirler. Olaylar, yerleşmiş olsalar bile, problemin çözülmesi için etkili
olmayabilirler. Objektif geçeği araştırmak yararlı olduğu kadar, sonunda her
iki tarafın görüşüne göre tartışılacak gerçek problemi oluşturur ve bir çözüm
sağlar.
Kendinizi onların yerine koyun. Çok zor olsa bile, durumu karşı tarafın gördüğü
açıdan görebilmek, sahip olunabilecek en önemli beceridir. Bunu yaparken
tarafsız kalmaya özen göstermeniz gerekir. Karşınızdakilerin görüşlerini
anlamak onlarla aynı fikirde olmak anlamına gelmez. Çelişki alanını
daraltmanıza, aynı zamanda kendi çıkarlarınızı geliştirmenize yardım eder.
Korkularınızla onların amaçlarını kolaylaştırmayın. İnsanlar bazı şeylerden
korkmakla, karşı tarafın yapmak istediğini peşinen kabul eder.
Kendi probleminiz için onları suçlamayın. Problem hakkında konuşurken,
kusurları, konuşmakta olduğunuz kişiden uzak tutun.
Görüşlerinizi karşılaştırın. Farklı görüşleri işlemenin bir yolu, onları açığa
çıkarmak ve karşı tarafla tartışmaktır.
Diğerlerinin düşüncelerine aykırı davranabilmek için fırsat kollayın. İşleme katıldıklarından eminseniz, sonuçtan karşı tarafa bir pay verin.
Bir anlaşmanın kararları lehte görünse bile, karşı taraf, taslak hazırlanmasına
katılmadığı için, kuşku duyarak anlaşmayı reddedebilir.
Önerilerinizi değerlerine uygun olarak yapın. Davadaki taraflardan
birine "sen kazandın " diğerine "sen kaybettin " demek
yerine, kararın ilkelere, yasalara, geleneklere uygunluğunu anlatmak gerekir.
Heyecan
Sert bir tartışmada, bir
tarafın heyecanı diğer tarafa da geçer. Korku, öfkeyi doğurur; öfke de korkuyu.
Heyecan bir tartışmayı çok çabuk çıkmaza sokar veya büsbütün koparır.
Önce kendinizin ve
karşınızdakilerin heyecanını tanıyın ve anlayın. Neler hissettiğinizi not edin.
Sonra kendinizi nasıl hissetmek istediğinizi yazın: Emin, rahat. Aynı şeyi
karşınızdakiler için de yapın. Neyin heyecan yaptığını kendinize sorun.
Heyecanları gizlemeyin ve
onları haklı görün. Açıklanmış heyecanın verdiği ağırlıktan kurtulan insanlar,
probleme daha istekle sarılacaktır.
Karşı tarafın rahatlamasına
fırsat verin. Dertlerini başkalarına anlatanlar duygusal bir rahatlık duyarlar.
böylece patlayıcı maddeyi kontrol altına almış ve konuşmacıya söyleyeceği her
şeyi söylemesi için cesaret vermiş olursunuz.
Heyecanlı patlamalara tepki
göstermeyin.
Sembolik hareketler
kullanın. Mesela, özür dilemek yapabileceğiniz en değerli ve en ödüllendirici
yatırımdır.
İletişim
İletişim olmadan tartışma
olmaz. Tartışma, bir karara ulaşmak için yapılan bir iletişim şeklidir.
İletişimde üç büyük problem
vardır. Önce, tartışmacılar birbiriyle
konuşmuyor olabilirler. Gruplar arasındaki etkili iletişim, herkesin
diğerinin gönlünü almaya çalışmasıyla mümkün olur.
Siz, doğrudan doğruya ve açıkça kendileriyle konuşurken, onlar sizi
duymayabilirler. Aynı şekilde siz, karşı tarafın söylediklerini duymuyorsanız, iletişim
kurulmuş sayılamaz.
İletişimin üçüncü problemi
anlaşmazlıktır. Birinin söylediklerini
diğeri ters yorumlayabilir.
İletişimin bu üç problemi
için ne yapılabilir ?
Dikkatle dinleyin ve söylenenleri kabul edin. Dinlemek, karşı tarafın
düşüncelerini anlamanızı, heyecanlarını hissetmenizi ve onların söylemeye
çalıştıklarını duymanızı sağlar. Dikkatle dinler ve zaman zaman konuşmacının
sözünü kesip,"Söylediklerinizi doğru anladım mı, yani….."şeklinde
konuşursanız karşı taraf, zaman öldürmediğini, laf olsun diye konuşmadığını
anlayacaktır. Bu şekilde onların tezini kendilerinden daha iyi açabilir ve
çürütülecek noktaları bulabilirseniz, yapıcı bir diyalog başlatma şansınız
artar ve kendilerini anlamadığınızı sanmaları olasılığını ortadan kaldırmış
olursunuz.
Anlaşılacak şekilde konuşun.
Karşı tarafla konuşun. Üçüncü kişilerin hükmedici ve kışkırtıcı etkilerini
azaltmak için, karşı tarafla özel ve gizli iletişim kurmak yararlı olur. Önemli
kararlar odada iki kişiden fazlası bulunmadığı zamanlarda alınır.
Karşı taraf hakkında değil
kendi hakkınızda konuşun. "Sözünüzü tutmadınız !" yarine
"Kendimi kandırılmış hissediyorum" gibi.
Bir amaçla konuşun. Bazen
problem çok fazla iletişimdir. Bir açıklamada bulunmadan önce, ne konuşmak ve
neyi öğrenmek istediğinizi, ayrıca bu bilgilerin neye hizmet edeceğini bilin.
Olmadan önlemek en iyisidir.
İnsan problemi, problem
doğmadan önce ele alınmalıdır.
Karşı tarafla işe yarayacak ilişki kurun. Karşı tarafı şahsen
tanımak size gerçekten yardımcı olur.
İnsanları değil problemleri göğüsleyin.
Tarafların kendilerini
düşünmeleri için daha etkin bir yol, birbirlerini, avantajlı olabilecek uygun
anlaşma yollarını, yan yana ve ısrarla araştıran ortaklar gibi düşünmeleridir.
Rakiplerinizle masanın aynı tarafına oturmanız faydalı olur.
3. BÖLÜM:
DURUMLAR ÜZERİNDE DEĞİL
ÇIKARLAR ÜZERİNDE
DURUN
Bir kütüphanede tartışan iki
kişiyi düşünün. Biri pencerenin kapanmasını diğeri açık
kalmasını istiyor.
Pencerenin ne kadar açık kalacağı üzerinde çekişiyorlar. Biraz aralık mı ?
Yarıya kadar mı, yoksa daha az mı açık ? Hiç bir çözüm ikisini birden tatmin
etmiyor.
Kütüphaneci odaya giriyor.
Birine pencereyi neden açmak istediğini soruyor "Temiz hava almak
için" cevabını alıyor. Ötekine niçin kapatmak istediğini sorunca
"Esintiye engel olmak için "cevabını alıyor. Biraz düşündükten sonra,
kütüphaneci gidip yandaki odanın penceresini açarak esintisiz temiz hava
girmesini sağlıyor.
Akılcı bir çözüm için durumları değil çıkarları bağdaştırın.
Bu hikaye pek çok tartışma
için tipik bir örnektir. Durumlar ile çıkarlar arasındaki bu fark, can alıcı
noktayı oluşturmaktadır.
Çıkarlar problemi tanımlar.
Durumlar çelişiyor gibi görünse de bunlar arasında ödün istemek yerine
ardındaki çıkarların bağdaştırılması daha çok işe yarar.
Zıt durumların arkasında
paylaşılabilen ve uyulabilen çıkarlar bulunduğu gibi çelişenler de bulunur.
Çıkarları nasıl teşhis edersiniz ?
Karşı tarafın çıkarlarını
saptamak en azından kendilerinizinkileri anlamak kadar önemlidir.
"Niye ?" diye
sorun. Bir temel yöntem, kendinizi onların yerine koymaktır. Onların takındığı
her tavrı inceleyin ve kendi kendinize "Niye ?"diye sorun.
Çıkarların meydana
çıkarılmasının bir diğer yolu da "Neden olmasın ?" diye sormaktır.
Her grubun birden fazla çıkarı bulunacağını anlayın. Tartışmacının çıkarlarını
anlamak, dikkate alınması gereken çeşitli ve farklı çıkarları anlamak demektir.
En güçlü çıkarlar temel
beşeri ihtiyaçlardır. Temel beşeri ihtiyaçlar şunları kapsar:
· ·� Güvence
· ·� Ekonomik varlık
· ·� Ait olma duygusu
· ·� Saygı
· ·� Kendi yaşamını kontrol
Bir liste yapın. Her iki
tarafın çıkarlarını düzenleyebilmek için, bunları aklınıza geldikçe bir kağıda
yazmak yararlı olur.
Çıkarlar hakkında konuşmak
Tartışmaktan amaç
çıkarlarınızı korumaktır. Karşınızdakilerin sizin çıkarlarınızı dikkate
almasını istiyorsanız, çıkarlarınızın neler olduğunu onlara anlatın.
Çıkarlarınızı canlı tutun.
Şiddetli bir ülserle doktora gittiğinizde, durumunuzu hafif bir mide ağrısı
gibi anlatırsanız sonuçtan çok umutlu olmamalısınız.
Onların çıkarlarını
problemin bir parçası olarak görün. Böylece ortak çıkarlar daha çabuk
gerçekleşir.
Dikkatle dinlenmek
istiyorsanız problemi cevaptan önce okuyun.
Geriye değil ileriye bakın.
Nereden geldiğiniz hakkında konuşmak yerine, hangi noktaya varmak istediğiniz hakkında
konuşursanız çıkarlarınızı daha iyi kollamış olursunuz.
Kararlı fakat esnek olun.
Bir tartışmada hem nereye gittiğinizi bilmeli, hem de yeni fikirlere açık
olmalısınız.
Problemler üzerinde sert
insanlar üzerinde yumuşak olun. Tartışmalarda daima işe yarayan şu kuralı
unutmayın: İnsanlara destek olurken, öte yandan tüm gücünüzle problemi
vurgulayın. Destek olmakla saldırının bu şekilde birleşmesi bağdaşmaz gibi
görünür, ama psikolojik bakımdan böyledir. Bağdaşmazlık onun işlemesine yardım
eder. Psikolojinin bu kuralı, insanların bağdaşmazlıktan hoşlanmadıklarını ve
onu gidermek istediklerini savunur.
Onların çıkarlarını dikkate
almaz ve önerilerine açık olmazsanız, diğer tarafın sizi dinlemesini ve
önerdiğiniz seçimler üzerinde tartışmasını bekleyemezsiniz. Başarılı bir
tartışma kararlı ve açık sözlü olmayı gerektirir.
4.BÖLÜM: ORTAK KAZANÇ İÇİN ORTAK SEÇENEKLER ÜRETİN
Çoğu kez anlaşmacılar bir
anlaşmaya varabilecekken onu kaybederler, yahut vardıkları anlaşma iki taraf
içinde daha iyi olabilecekken bu gerçekleşmez. Pek çok anlaşma, bir taraf
portakalın içini diğer taraf kabuğunu alacağı yerde, iki tarafın yarımşar
portakal almasıyla sonuçlanır.
TEŞHİS
Birçok tartışmada
seçeneklerin kullanılmasına dört büyük engel vardır: (1) Erken yargı, (2) tek
çözümün peşinde koşmak, (3)belirli bir ödülü kabullenmek, (4) " bu
problemi çözmek onların problemi " diye düşünmek. Bu zorlukları yenmek
için onları anlamak gerekir.
Problemler karşısında bir
şey söylemeden önce iki kez düşünmek gerekir. Tek çözümün peşinde koşmak yeni
düşüncelerin ortaya çıkmasını engeller. Dar görüşlü bencillik, tartışmacıyı
tarafsız olmayan durumlara, tarafsız olmayan yargılara ve tek yanlı çözümlere
yöneltir.
TAVSİYELER
Üretken seçenekler bulmak
için: (1) Seçenek üretme işini onların yargılarından ayırın, (2) tek çözümün
peşinde koşmak yerine masa üzerindeki seçenekleri çoğaltın, (3) ortak çıkarlar
araştırın, ve (4) onların karar vermesini kolaylaştıracak yollar bulun.
Seçenek üretmek için beyin fırtınası * oturumu yapılmalıdır.
Bunu yaparken aşağıdaki noktaları göz önünde tutmanız yararlı olur:
Görüşmeden önce:
1.Amacınızı iyi belirleyin.
2.Birkaç atılımcı seçin.
3.Çevreyi değiştirin.
4.Resmiyetten uzak bir ortam
oluşturun.
5.Toplantıya bir başkan
seçin.
Görüşme sırasında:
1.Katılanları problemin
karşısında yan yana oturtun. Fiziksel davranışların psikolojik etkileri
güçlüdür.
2.Eleştiri yasağı da dahil
olmak üzere, bu toplantının temel kurallarını açıklayın. Ne şekilde olursa
olsun, olumsuz eleştirileri "kural dışı " ilan edin.
3.Probleme her açıdan
inandırıcı yaklaşan fikirlerin listesini yapın.
4.Fikirleri tam haliyle
yazın.
Görüşmeden sonra:
1.En umut verici fikirleri
bir yıldızla işaretleyin.
2.Bu fikirleri geliştirme
yolları bulun.
3.Fikirleri değerlendirmek
ve bir karar vermek için bir zaman belirleyin.
Beyin fırtınasını zor olsa
da karşı tarafla yapmakta fayda vardır.
Seçeneklerinizi genişletin
Katılanların en iyi
niyetlileri bile, görüşmelerde kendilerinin en iyi tek çözümü aradıkları
kanısına göre hareket ederler. Bu da düşünceye sınırlama getirir. Fikirler
özgür kalınca, daha sağlıklı düşünme ve yapıcı sonuçlar ortaya çıkarma ihtiyacı
duyarsınız.
Özelden genele giderek
seçenekleri çoğaltın. Seçenek bulma işi dört tip düşünceyi kapsar: Biri belli bir problemi düşünmektir, ikinci
tip açıklamalı analizdir, üçüncü tip ne yapılması gerektiğini düşünmektir,
dördüncü tip de eylem için belirli ve
uygun öneriler getirmektir.
Seçenek oluşturmada dört
temel adım vardır:
1.Adım: Problemi tanımak
2.Adım: Analiz etmek (
Teşhis, belirtiler, eksikler, engeller)
3.Adım: Yaklaşım ( Strateji,
çareler, fikirler)
4.Adım:Hareket (yapılması
gerekenler)
Çok sayıda seçenek üretmenin
bir yolu da olaya çeşitli uzmanların gözleriyle bakmaktır.
Düşündüğünüz anlaşma modeli
gerçekleşmediği takdirde değişik ağırlıklı anlaşma modelleri oluşturun veya öne
sürülmüş bir anlaşmanın kapsamını değiştirin.
Ortak kazancı araştırın
Ortak çıkarları tanımlayın.
Kuramsal olarak, ortak çıkarların anlaşmaya varılmasını kolaylaştırdığı
açıktır. Farklı çıkarlar hususunda da portakal örneğini hatırlayın.
Çıkarları birleştirmenin bir
yolu karşınızdakine tercihlerini sormaktır. Çıkarlardaki öncelikte, inançta,
tahminde ve riske karşı tutumlardaki farklılıklar, çıkarların birleşmesine
olanak verir. Bir tartışmacının parolası "Yaşasın farklılık
"olmalıdır.
Karşınızdakilerin karar vermesini kolaylaştırın
Sizin için bir tartışmada
başarı, karşı tarafın sizin hoşunuza gidecek bir karar almasıdır.
Kimi etkilemek istiyorsanız
kendinizi onun yerine koyun. Uygun kararın seçilmesinde bol seçenekle kolaylaştırmanın
yollarını arayın.
5.BÖLÜM:
OBJEKTİF KRİTERLER KULLANILMASINDA ISRAR EDİN
Farklılıkları arzuya göre
uzlaştırmanın ciddi bedeli vardır. Eğer kendi talebinizi karşı tarafa rakip
olarak sürerseniz bir uzlaşmaya varamazsınız. Ya siz geri çekilirsiniz ya da
onlar. Çıkarlardaki farklılıkları arzuya göre uzlaştırmaya çalışmanın bedeli bu
kadar yüksekse, çözümü arzulardan tamamen uzak yerlerde aramak gerekir - yani
objektif kriterlerde…
Objektif kriter kullanma korkusu
Bir tartışmada dikkatinizi
tarafların hamlelerine değil problemin değerleri üzerinde toplayın. Akılcı
fikirlere açık, tehditlere kapalı olun.
İlkeler üzerinde tartışmak
akılcı anlaşmalar sağlar. Birden fazla gurubun bulunduğu tartışmalarda,
objektif kriterler, ortak bir paydada anlaşmayı sağlar ve bu şekilde zaman
israfı önlenmiş olur.
Objektif kriterlerin geliştirilmesi
İlkeler üzerindeki bir
tartışmanın sürdürülmesinde iki soru akla gelir: Objektif kriterler nasıl
geliştirilir ve tartışma sonunda nasıl kullanılır.
Hangi tartışma yöntemi
kullanırsanız kullanın, önceden hazırlanmakla iyi edersiniz. Önceden seçenekli
standartlar geliştirin ve onları kendi davanızda nasıl kullanacağınızı
tasarlayın.
Adil standartlar kullanın. Bir sınır tartışmasında bir nehrin sınır kabul
edilmesi, nehir kenarından 10 metre uzaktaki hayali bir çizgiyi kabul etmekten
daha sağlıklıdır.
Adil işlemler kullanın. Bir problem için adil standartlar ya da karmaşık
çıkarları çözümlemek için adil işlemler kullana bilirsiniz. Bir pastayı iki
çocuk arasında paylaştırmak için eskiden beri uygulanan usulü bir düşünün: Biri
pastayı keser, öteki alacağı parçayı seçer. İkisi de bölüşmenin adil
olmadığından bahsedemez. "Biri keser diğeri seçer "işlemini
beğenmeyen guruplar için "hakemlik " en son çaredir fakat bunun da
sakıncaları vardır.
Objektif kriterlerle tartışma
Objektif kriterlerle
tartışmada hatırlanacak üç temel nokta vardır:
1.Her konuyu, objektif
kriterler için yapılan birer ortak araştırma olarak niteleyin
2.Hangi standartların uygun
olacağı ve nasıl uygulanacağı konusunda tartışmalara açık olun.
3.Baskı karşısında
eğilmeyin, sadece ilkeler karşısında evet.
Sözün kısası, dikkatinizi
objektif kriterler üzerinde toplayın ama esnek olun.
6. BÖLÜM: ONLAR DAHA GÜÇLÜYSELER NE OLUR ?
(Anlaşma için en iyi seçeneği geliştirin)
Karşı taraf daha güçlü bir
pazarlık durumuna sahipse çıkarlardan, seçeneklerden ve standartlardan
konuşmanın ne yararı olabilir ? Karşı taraf daha zenginse, daha iyi tanıdıkları
varsa, yahut daha geniş bir uzman kadrosu ya da güçlü silahları varsa ne yaparsınız
?
Yapabileceğiniz iki şey
vardır. Birincisi, sizi, reddetmeniz
gereken bir anlaşmayı kabul etmekten korumak; ikincisi, çıkarlarınızı tatmin edecek bir sözleşme
için bütün varlığınızı kullanmanıza yardım etmek.
Kendinizi korumak
Tartışmacılar kendilerini
korumak için genellikle kabul edilebilecek en kötü sonucu, yani bir taban çizgisini belirlemeye çalışırlar.
Bir şey alıyorsanız taban çizginiz ödeyebileceğiniz en yüksek fiyattır. Eğer
bir şey satıyorsanız taban çizginiz kabul edeceğiniz en düşük fiyattır. Fakat
taban çizgisi, hayal gücünü engeller. Kötü bir anlaşma yapmaktan sizi korurken,
öte yandan kabul edilmesi akıllılık olabilecek bir anlaşmadan alıkoyar.
Bunun gibi durumlarda
kalmamak için çare en iyi seçeneği bilmektir. En iyi seçeneği bilmemenin hasıl
ettiği güvensizlik tartışmayı sonuca götürmez. Anlaşmaya varamadığınız takdirde
ne yapacağınızı dikkatle düşünmemişseniz, gözleriniz kapalı tartışıyorsunuz
demektir.
Tüm varlığınızı kullanmanıza yardım etmek
İki tarafın nisbi tartışma
güçleri, esas olarak uzlaşmama seçeneğinin onlara ne kadar çekici geldiğine
bağlıdır. İstasyonda sevdiği bir vazoyu, fakir bir satıcıdan almaya çalışan bir
zengin misali; satıcı vazonun satılacağından emin çünkü başka turiste satabilir
fakat zengin vazoyu kaçıracağından endişeli çünkü başka nereden alabileceğini
bilmiyor.
Anlaşma sağlanamazsa ne
yapacağınızı araştırmanız büyük ölçüde sizi güçlendirir. Cezip seçenekler siz
bir köşede beklerken gelmez. Sizin onu araştırmanız gerekir. En iyi tartışma
seçeneğinin ortaya çıkarılması üç farklı işlemi gerektirir: (1) Bir anlaşmaya
varılmaması halinde, yapabileceklerinizin bir listesini hazırlayın, (2) Ümit
veren fikirleri ayırın, (3) En iyileri gibi görünen seçeneği deneme anlamında
seçin.
Bir tartışmada karşı tarafın
en iyi seçeneğini de düşünmelisiniz.
Diğer taraf güçlü ise…
İyi bir seçeneğe sahip olup,
en iyi çözümü bulmak için, bilgi, para, insan gücü, ilişkiler ve zeka gibi
neyiniz varsa kullanın. Bir tartışmadan ne kadar rahat ayrılırsanız sonucu
etkileme gücünüz o kadar çok ulur.
7. BÖLÜM: KARŞI TARAF OYUNA KATIMAZSA NE OLUR ?
( Tartışma tekvandosunu kullanın)
Siz iki tarafın da kazancını
azamiye yükseltecek bir anlaşma geliştirmek için çare ararken, onlar yalnız
kendi kazançlarını azamiye yükseltmek için sizin önerilerinize saldırabilirler.
Siz değerler üzerinde probleme saldırırken, onlar size saldırabilirler. Bu
durumda üç yaklaşım vardır. Birincisi sizin yapabileceklerinizdir. Siz
düşüncelerinizi durum yerine değerler üzerinde toplayabilirsiniz. Şimdiye kadar
bu konu üzerinde durduk. Eğer bu işe yaramazsa onların dikkatini değerlere
çevirerek durum pazarlığına karşı koyarsınız. Biz buna tartışma tekvandosu
diyoruz. Üçüncü yaklaşım, daha önce çıkarlar, seçenekler ve kriterler
üzerinde tartışmak için eğitilmiş bir üçüncü gurubu işin içine katın. Böyle bir
girişimde bu gurubun kullanacağı en etkin araç "tek taslak üzerinde tartışma işlemidir."
Tartışma tekvandosu
Karşı gurup size baskı
yaparsa siz de onlara baskı yapmaya çalışırsanız tartışmayı durum pazarlığına
çevirmiş olursunuz. Karşı taraf size saldırıyorsa karşı koymayın. Onlar durumları ileri sürerken siz reddetmeyin.
Sizin fikirlerinize saldırıya geçerlerse savunmaya kalkmayın. Size
saldırırlarsa da karşı saldırıya geçmeyin. Tepki göstermekten vazgeçin. Karşı
saldırıda bulunmak yerine onların saldırısına yön değiştirip problem üzerine
yöneltmeye bakın, onları ortak çıkarları araştırmaya ortak kazançlar için
seçenekler ve tarafsız standartlar bulmaya yönlendirin.
Karşı tarafın saldırısı
tipik olarak üç manevradan oluşur: Durum
üzerinde şiddetle ısrar etmek, fikirlerinize saldırmak, size saldırmak.
Karşı taraf durumunu ortaya
koyduğu zaman ne reddedin ne de kabul edin. Onu olası bir seçenek görün. Onun arkasındaki çıkarlara bakın, yansıttığı
ilkeleri araştırın ve onu geliştirme yolları düşünün.
Fikirlerinizi savunmayın; eleştiri ve tavsiyelere açık olun. Karşı tarafın
eleştirilerine karşı koymak yerine, kendi fikrinizde neyin yanlış olduğunu
kendilerine sorun.
Size yapılan bir saldırıya probleme yapılan bir saldırı havası verin. Saldırı esnasında arkanıza
yaslanın ve rahat davranın.
Açıklama yapmak yerine soru sorun ve duraklayın. Sükut sizin en güçlü
silahınızdır. Karşı taraf makul olmayan bir öneride bulunursa yerinizde öylece
oturun ve hiç bir şey söylemeyin.
Karşı tarafın oyuna sokulması
Karşı tarafı oyuna sokmak
için "Yanılıyorsam lütfen düzeltin","Bizim için yaptıklarınızı
takdir ediyoruz","İddialarımın doğru olup olmadığını anlamak için
size birkaç soru sorabilirmiyim?","Acaba söylediklerinizi anlıyor
muyum?" gibi cümleler kullanabilirsiniz.
8.BÖLÜM:
KARŞI TARAF HİLEYE BAŞVURURSA NE YAPARSINIZ ?
(En katı tartışmacının ehlileştirilmesi )
Sizden yararlanmak ve sizi
kullanmak için insanların kullanacakları pek çok taktik ve hile vardır. Yalan
ve psikolojik baskılardan başlayıp çeşitli baskı tekniklerine kadar giden bu
yöntemler, yasaya aykırılık, ahlak dışı davranmak gibi hoş olmayan şeyler dahi
olabilir. Bu tip taktiklere hileli pazarlık denir. İnsanlar bunlara iki tip
karşılık verir. Birincisi, birlikte bindiğiniz botu sallamak hoş olmaz
düşüncesiyle karşılık vermeden ortamı yumuşatmak. İkincisi de aynı şekilde
karşılık vermektir. Bunlara karşı koymak için, tartışmanın şekli hakkında ilke
tartışmasına girmek gerekir.
Oyunun kurallarını nasıl tartışırsınız ?
Diğer tarafın hileli bir
taktik kullandığı bir olayda, tartışma oyununun kurallarını görüşmenin üç
aşaması vardır. Taktiği teşhis edin,
konuyu açıkça ortaya koyun ve taktiğin meşruluk ve arzu edilme durumuna bakın
ve tartışın.
Size meşru olmayan bir
taktik kullanıyor diye insanların
kişiliklerine saldırmayın. Dikkatinizi
durumlar üzerinde değil çıkarlar üzerinde toplayın. Ortak çıkarlar için
seçenekler bulun. Objektif kriterler kullanmakta ısrar edin.
Kasti aldatma
Tartışma hilelerinin belki
de en yaygın şekli gerçeklerin, yetkilerin yahut niyetlerin yanlış
tanıtılmasıdır.
Hileli tartışmaların en eski
şekli bile bile yanlış açıklamalarda bulunmaktır. Gerçeklerin araştırılması
bunun ilacıdır.
Karşı taraftakiler, hiç de
öyle olmadığı halde kendilerini tam yetkili olarak tanıtabilirler. Bu taktik
onlara ikinci bir şans verme özelliği taşır. Bir alışverişe girmeden önce karşı
tarafın yetki sınırlarını öğrenin.
Karşı tarafın anlaşmaya
uymama olasılığının sezildiği hallerde, anlaşmaya bu durumu engelleyici
ilaveler yapmak mümkündür.
Gerçeğin bir bölümünü
söylemek aldatmak demek değildir.
Psikolojik savaş
Bu tür taktikler sizi
rahatsız etmek için kullanılır. Öyle ki, siz bilinçaltınızda, tartışmayı bir an
önce bitirip gitme arzusu duyarsınız.
Tartışmanın yapılacağı
çevrenin seçimini onlara bırakırsanız onları rahatlatmış ve yumuşatmış
olursunuz. Çevrenin fiziksel durumunu sevmezseniz bunu hemen bildirin. Bu
sayede gerilimi düşük tutmuş olursunuz.
Karşı taraf sizi sözlü ve
sözsüz rahatsız edebilir. Bu durumda rakibinizin gözlerine bakın. Bakışlarını
sizden kaçırmaya çalışacaktır.
Kandırma amaçlı psikolojik
savaşın bir başka şekli de, iyi adam-kötü adam oyunudur. Tartışmada bulunan
karşı taraf kendi arasında kavga sahneler ve sizin müdahalenizi beklerler.
Bir tartışmada kullanılan en
kötü taktiklerden biri de tehditlerdir. Siz tehdit ederken inandırıcı olun,
karşı tarafın tehditlerini ise önemsemeyin. Her an ilkeli davranın.
Durum üzerinde baskı taktiği
Bu tip pazarlık taktiği tek
bir tarafın ödün vermesi için kullanılır. Bunlar: Tartışmayı reddetmek yani
görüşmeyi kesip başka bir zamana havale etmek, görüşmeye aşırı taleplerle
başlamak, talepleri devamlı yükselterek bir dizi tavizler istemek, kilitleme
taktiğini kullanıp tek şart öne sürmek ve görüşmeleri kesmekle tehdit etmek,
katı yürekli görünmek, anlaşmayı geciktirmek, ister al ister alma taktikleri
bunlardan bazılarıdır.
Bir ilkeyi savunmak meşru olmayan bir taktikten kolaydır. Bir kurban
olmayın.
SONUÇ
Üç nokta.
Bunu zaten biliyordunuz
Bu kitapta anlatılan
meseleleri siz zaten biliyordunuz. Önemli olan bilgilerinizi organize etmekti.
Yaparken öğrenin
Bir beden eğitimi kitabını
okumak size bedensel bir gelişme sağlamaz. Önemli olan bilgileri uygulamaktır.
"Kazanmak"
Biz ilke tartışmasını
kullanışlı buluyor ve tavsiye ediyoruz. bu yöntemi kullanmak alışkanlıkları
değiştirmek ve duyguları değerlerden ayırmak demek değildir. Kendinize zaman
zaman şunu hatırlatın: Kazanmak için uygun bir yol bulmalıyım ve hakkettiğimi
elde etmek için daima dürüst olmalıyım.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder