Rabia
AKBULUT
Bu ülkede kadın döverek,
banka soyarak ya da rüşvet alarak popüler olunuyor. Bir dönem Selçuk Parsadan
bile itibar sahibiydi. Kumkapı' da adam öldüren kızımız dizi film çekti,
assolist oldu.
Tek başına popülarite
yetmiyor. İkna edici popülarite önemli. Fiyattan ambalaja, sunumdan, reklama,
halkla ilişkilerden tanzime kadar uzanan bir yelpazede ürün hakkında bir tortu
bırakıyorsunuz.
M.A.R.K.A Reklam Ajansı'nın
sahibi Hulusi Derici, reklam söktörünün dahi çocuklarından biri olarak
tanınıyor. Bir dönem çok konuşulan 'Audi'de asla bulamayacağınız aksesuvarlar',
Zeki Triko'nun 'Güneşi özledik', Solo'nun 'Hem yumuşak, hem hesaplı' ve
Maydonose Showland'in 'Bunu da mı görecektik' kampanyaları eserlerinden ilk akla
gelenler.
Reklam projesi oluştururken,
'algı farkı yaratma' felsefesiyle hareket eden Derici, bu yöntemle sonuç
alınabileceğini söylüyor. Temel hedef, tüketiciye 'bu marka beni anlıyor, benim
gibi düşünüyor' duygusunu vermek.
Reklamcılıkta yükselen değer nedir?
- 'Algı farkı' yaratma
dönemindeyiz. Artık ürünün değil, tüketicinin övgüsünü yapmak gerekiyor. 'En
birinci biziz' söyleminin bir işe yaramadığını gördük. Zaten hizmetlerin
övülecek tarafı da yok, hepsi birbirine benziyor. 'Ben Türkiye'nin en yakışıklı
adamıyım' diye ortalıkta gezmenin bir değeri var mı? Bunu siz değil,
etrafınızdakiler söylemeli.
'Övgü' Türk halkı için daha etkili bir yöntem mi?
- Hayır, bu yöntem dünyanın
her yerinde geçerli. Ancak bizde farkedilen özellik, popüler olmanın itibar
getirmesi. Bu ülkede kadın döverek, banka soyarak ya da rüşvet alarak popüler
olunuyor. Bir dönem Selçuk Parsadan bile itibar sahibiydi. Kumkapı'da adam
öldüren kızımız dizi film çekti, assolist oldu. Şöhretini doğru kullansaydı
bugün iyi noktalarda olabilirdi. Refah Partisi'ni iktidara getiren medyanın
karalamalarıdır. Çünkü popüler yaptılar. İnsanlar yürüyen vagona atlarlar.
Reklamlarda da aynı şey olmuyor mu?
- Evet, ama tek başına
popülarite yetmiyor. İkna edici popülarite önemli. Fiyattan ambalaja, sunumdan,
reklama, halkla ilişkilerden tanzime kadar uzanan bir yelpazede ürün hakkında
bir tortu bırakıyorsunuz. Tortu ikna ediciyse insanlar o markayı beyinlerinde
öne çıkarıyorlar. İnsanların uzman olmadıkları konularda en fazla üç markayı
akıllarında tutabiliyorlar.
Reklam nasıl marka yaratır?
- Bunun matematiksel
yanıtları yok. Söylenenler palavra. Kurallarla fark yaratamazsınız. Ancak
algıda fark yaratmanın üç kuralı var: Düş, tebessüm ve risk. Düş, insanların
hayallerini tahrik etmek, onlarla oynamaktır. Tebessüm, marka adına sunduğunuz
işlerde mutlu olmalarını sağlamaktır. Risk, kaygı taşımadan mesaj vermektir.
Bunları uygulamazsanız 'iletişemezsiniz'.
Reklamlarda şive kullanılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Bu durum tamamiyle bir
tepki. İnternet ilk çıktığında erişilmez, karmaşık ve zor olarak yansıtıldı.
Hatta ilk internet servis sağlayıcının reklamında bir füze vardı. Halbuki bir
bilgisayarın başına geçecek ve 3-5 tuşa basacaksınız. Olayın basitliğini
anlatmak için böyle bir yol izlediler.
İnternetin potansiyeli nasıl?
- İnternet iletişimin ruhunu,
kurallarını değiştirecek bir şey değil. Sadece yeni bir yöntem. Belki de
sınırları olmayan büyük bir mağaza. Orada da fark yaratarak ürününüzü
satacaksınız. Önemli olan doğru kullanmak. olağanüstü sonuçlar alınacak diye
bir şey yok.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder