Freud
araştırmalarını düşler ve çocuğun ruhsal gelişimi gibi fenomenlere
genişletirken bile, geçimini bir ruhsağaltım uzmanı olarak kazanmayı sürdürdü.
Kuramsal çalışması gibi, sağaltımı da yıllar içinde önemli ölçüde değişim ve gelişimden
geçti.
İlkin,
özgür çağrışımın bulunuşuyla, sağaltım işi Freud’a göreli olarak yalın ve açık
görünmüştü. Görünürde yapması gereken tek şey hastalarının özgür çağrışımlarını
baskılanan patojenik düşünceler bilince getirilinceye dek yüreklendirmekti. O
zaman daha önce o düşünceleri simgeleyen belirtiler gereksizleşip yitiyorlardı.
Bununla birlikte, Freud çok geçmeden hastalarının dirençlerinin bu hedefe çabuk ve kolayca ulaşmanın önüne geçen
aşılması güç engeller olduklarını gördü. Bilinçsiz güdülerin ne denli çeşitli
yollarda sağaltımı engelleyebildikleri konusunda artan bir bilgi kazandıkça,
tam ‘‘sağaltımı’’ başarmanın neredeyse olanaksız olduğunu ve giderek en ılımlı
ilerlemenin bile çoğu kez ancak büyük güçlüklerle kazanıldığını anladı.
Özellikle
eğitici bir olay 1900’ün sonlarında intihar gözdağının arkasından ona babası
tarafından getirilen ‘‘Dora’’ adındaki onsekiz yaşındaki bir kadındı. Hafif
histerik belirtiler gösteriyordu, ve diri anlama yetisinden ötürü Freud’un
sağaltımı için ideal bir aday olarak göründü. Özgür çağrışımı kısa bir süre
içinde benimsedi ve Freud’un çağrışımlarını çocuk eşeyselliğinin terimlerinde
yorumlayışını anlıyor göründü. Belirtileri daha birkaç oturumdan sonra
iyileşmeye başladı ve Freud bir dostuna güvenle ‘‘olay maymuncuk
kolleksiyonumla kolayca açıldı’’6 diye yazdı. Bununla birlikte,
iyimserliği erkendi, ve Dora çok geçmeden sağaltımı başarıyla tamamlanmadan
önce sonlandıracaktı. Daha sonra düşündüğü zaman Freud olayı çözümlemeyi
başarabildi, hastanın niçin öyle davrandığını ve genel sağaltıcı görevin niçin
böyle önceden düşündüğünden çok daha karışık olduğunu anlayabildi.
Dora Olayı.
Dora’nın sorunu ebeveynleri ile ve onların en yakın arkadaşları, Freud’un
‘‘Herr ve Frau K.’’ olarak değindiği bir komşu çift ile ilişkilerinden
kaynaklanıyordu. Babası sağlığı bozuk ve sık sık yoğun bakım gerektiren cana
yakın bir insandı. Annesi sıkıntı verici bir kadındı ve kocasına bakmaktan çok
evle ilgileniyor ve Dora’ya olduğu gibi babasına da pek sıcaklık göstermiyordu.
Babasının bakımı zamanla daha çok Bayan K. tarafından üstlenilmeye başladı ve
Dora erginlik dönemine girdiği zaman komşunun babasının bakıcısı gibi metresi
de olmuş olduğunu anladı. Karısının arkadaşıyla ilişkisi konusunda pek patırtı
çıkarmayan yakışıklı ama uysal Bay K. ise kendini hizmetçileriyle aşk
serüvenlerinde avutuyordu. Arada bir de dikkatini artık çekici bir genç kadın
olmaya başlamış olan Dora’ya yöneltiyordu. Ona aralarında pahalı bir mücevher
kutusu da olmak üzere armağanlar aldı ve bir keresinde onu öpmeye kalkıştı.
Öpücük adamın soluğundaki güçlü tütün kokusundan rahatsız olan Dora’ya iğrenç
geldi.
Bu
sefil durum Freud’un Dora’yı sağaltıma almasından önceki yaz kızın ailesi ve
Bay ve Bayan K.’ler bir dinlence evini paylaştıkları zaman bir doruğa ulaştı.
Bay K. doğrudan doğruya Dora’ya göl çevresinde bir yürüyüş önerdi ve duygusal
bir havada ‘‘Karım bana birşey vermiyor’’ diye yakındı. Dora öfkeyle geri
çekildi, ama büyüklerine birşey söylemedi. Daha sonraki iki hafta boyunca her
gece diri ve nahoş bir düş gördü. Sonra artık dinlence evinde kalmayacağını,
ama iş gezisinde babasına eşlik edeceğini bildirdi. Yolda babasına Bay K.
konusunu anlattığı zaman düşler sona erdi, ama histerik belirtiler ortaya çıktı
ve babası sonunda onu yardım için Freud’a getirinceye dek kötüleşmeyi
sürdürdüler.
Dora çözümleme sağaltımına başladıktan kısa bir süre sonra,
düş yinelemeye başladı. Freud doğallıkla ondan düşü özgür çağrışıma bırakmasını
istedi, ve kızın akıcı ve kolay karşılıkları Freud’un olay konusunda öylesine
iyimser olmasının nedenleri arasındaydı. Düşün açık içeriği kısaydı: ‘‘Bir ev
yanıyordu. Babam yatağımın yanında duruyordu ve beni uyandırdı. Çabucak
giyindim. Annem durup mücevherlerini kurtarmak istedi; ama babam onun mücevher
kutusu uğruna kendisini ve iki çocuğunu yanmaya bırakamayacağını söyleyip karşı
çıktı. Aceleyle aşağı indik, ve dışarı çıkar çıkmaz uyandım.’’7
Dora’nın özgür çağrışımları karışık ve çatışan duygularla
dolu bir gizli içeriği ortaya serdi. Bay K. çağrışımlar yoluyla güçlü olarak
mücevher kutusu ile ve Dora’nın onun soluğunda duyduğu tütün kokusunu imleyen
yangın ile ilişkilendiriliyordu. Dora ayrıca dinlence evindeyken her zaman
çabucak giyindiğini anımsamıştı—düşte olduğu gibi—, çünkü yatağı açık bir
salondaydı ve Bay K.’nin onu yarı soyunuk bir durumda görmesinden korkuyordu.
Yangın Dora’nın bir genç kadın olarak doğallıkla duymaya başladığı eşeysel
kıpırtıları da temsil ediyordu. Genel olarak, o zaman, düş Bay K.’nin yarattığı
korku ve iğrenme duygularıyla birlikte bunlarla çatışan ve ona yönelik belli
bir çekim duygusunun düzeyini de anlatıyordu.
Freud’un kuramıyla tutarlı olarak, ayrıca çocukluk eşeyselliğine açık
anıştırmalar da vardı. Ateş suyla ilgili çağrışımlara götürdü, ve bu ise, başka
eşeysel anıştırmalarla bileşim içinde, çocukluktaki altını ıslatma ve
masturbasyon anılarını getirdi. Dora babasının geceleri onu uyandırıp altını
ıslatmasını önlemek için banyoya götürdüğünü belirttiği zaman, Freud düşün
gerçek anlamını ve belirttiği dileği anladığından emin olduğunu duydu.
Yorumuna göre, düş Dora’nın Bay K. için sürmekte olan ve
çatışma-yüklü çekimini babası için erken, Ödipal çekiminin yerine geçirdi.
Freud’un anlatımıyla, ‘‘Dora onu bir yabancı için o anki duygusuna karşı
koruması için babasına yönelik bir çocukluk çekimini etkinleştiriyordu.’’8
Düş tarafından anlatılan dilek
babasıyla kaçmak, onun güvenlik verici dostluğu tarafından olgunlaşmakta olan
eşeyselliğinin rahatsız edici dürtülerinden korunmaktı. Gerçekte, kısa bir süre
sonra onunla birlikte iş gezisine çıktığı zaman bu dileği yerine getirdi.
Anlamlı olarak, düş o zaman sona erdi.
Freud’un Dora’nın duygusal yaşamının bu açıklamasından doyum
bulmak için nedenleri vardı. Ama daha sonra düşün çözümlemesini gerektiği denli
ileri götürmeyi başaramadığını anladı. Çünkü yorum düşün niçin Dora’nın
dinlence evindeyken görüldüğünü açıklamışken, Freud ile çözümlemesinin
ortasında yeniden ortaya çıkışını açıklamıyordu. Bu soruya yanıt sağaltımın
üçüncü ayının sonuna doğru Dora birdenbire artık gelmeyeceğini bildirdiği zaman
açığa çıktı. Sağaltımı büyük ilerleme göstermesine karşın, tamamlanmış olmaktan
uzaktı. Freud başlangıçta Dora’nın birden ayrılmasından şaşırdı.
Kısa bir sürede Dora’nın onu niyetleri konusunda uyardığını
anladı, gerçi iletisini yorumlamayı başaramamış olsa da. Düş sağaltımın
ortasında Dora’nın gerçek yaşamında artık önemli bir kişilik olmayan Bay K.’ye değil, ama onun yerine Freud’un kendisine yönelik karışık
duygularını anlatmak için yinelemişti. Üzerine düşündüğünde, Freud Dora’nın
özgür çağrışımlarına Bay K. denli güçlü olarak karışmış olduğunu görebildi.
Kendisi de çok sigara içen biriydi ve hastalarının çağrışımlarını
yüreklendirmek için sık sık kullandığı anlatımlardan biri ‘‘Ateş olmayan yerden
duman çıkmaz’’ deyimiydi. Niyetleri Bay K.’ninkiler gibi onursuz değilken, Dora
ile onda kaçınılmaz olarak rahatsız edici dürtüler yaratmış olmaları gereken
eşeysel konular üzerinde açıkça konuşmuştu. Böylece düş bir kez daha Dora için
bir başka yaşlı yabancıyla duygusal ya da eşeysel olarak içine düştüğü güçlükten
duyduğu korkuyu ve babasının göreli güvenliğine sığınma dileğini anlatmak için
yararlıydı. Nasıl bu dileği ilk keresinde edimsel olarak yerine getirmişse, bu
kez de sağaltımdan çekilerek kaçıyordu.
Aktarım. Dora
ile bu deneyimden, ve daha az dramatik olsalar da başka hastalarla benzer
etkileşimlerden, Freud kendisi ve hastaları arasındaki ilişki konusunda çok
önemli bir ders çıkardı. Kaçınılmaz olarak, hastalarının onun aktarım duyguları dediği şeyi
sergilediklerini buldu; daha açık bir deyişle, geçmiş yaşamlarından önemli
insanların, kökensel olarak sinircelerine neden olmuş duygularla ilgili
insanların özellikleri olan güdü ve yüklemleri onun üzerine aktarıyorlardı. Freud’un nesnel olarak neye
benzediğine bakılmaksızın, hastalarının düşlemleri onu içine anne, baba ya da
örneğin Bay K. gibi herhangi bir duygu-yüklü kişilik olarak alan ruhsal bir
olgusallık yaratıyordu.
Freud aktarım fenomenlerinin sağaltım görevini büyük ölçüde
karıştırdığını anladı. Dora’nın durumunda olduğu gibi, pek kolayca direncin bir
parçası olabiliyorlardı. Freud’un ve hastalarının o sırada kendi aralarındaki
ilişkilere hastanın geçmiş patojenik yaşantılarının ortaya serilmesine olduğu
denli dikkat etmelerini zorunlu kıldılar.
Bu buluşla, başlangıçtaki belirtiler Freud’a çok daha az
önemli görünmeye başladı. Bunların kendilerini aralarında düşler, aktarım ya da
çeşitli belirtiler de olmak üzere çok değişik yollarda anlatan temel duygusal çatışmaların yalnızca
göreli olarak yüzeysel bir belirişi olduklarını anladı. Tekil bir belirtinin
yitişi göreli olarak önemsizdi, çünkü belirti bağımsız bir kendilik değildi.
Onu yaratmış olan çatışma her zaman kendini düşlerde ya da aktarım duygularında
yeniden-anlatabilir ya da bütünüyle yeni belirtilere neden olabilirdi. Bütün
durum öylesine akışkandı ki, herhangi bir kalıcı iyileşme umudu temeldeki bütün
bir bilinçsiz düşünceler karmaşasının çözümlenmesini gerektiriyordu.
Freud şimdi gerçekten etkili sağaltımın kısa bir zamanda
seyrek olarak başarılabileceğine inanıyordu, çünkü temelde yatan tüm
karmaşaların çözümlemesi ayları ya da yılları gerektirecek gibiydi. Ayrıca bir
çözümlemenin tam olduğu konusunda karar vermek için en iyi ölçütün belirtilerin
durumlarında olmaktan çok aktarım durumunda yattığına da inandı. Hem belirtiler
hem de aktarım temelde yatan aynı çatışmaları yansıtıyorlardı, ama aktarım
sağaltımcının sürekli gözlemi için çok daha yakında duruyordu. Freud bir
hastanın ona gerçekten olduğu gibiyken daha çok ve sanki geçmişten gölgemsi bir
kişilik gibiyken daha az karşılık vermeye başladığını açıkça ayırdedebildiği
zaman, uzun çözümleme görevinin artık bir sona yaklaştığı konusunda güven
duyabiliyordu.
Sonunda, o zaman, Freud histerik belirtiler için başlangıçta
aramış olduğu o çabuk ve belirli iyileşmeyi sağlamadı. Bunun yerine, hastalara
büyük bir öz-bilgi düzeyi kazandırabilecek oldukça güç bir süreç bulmuştu ki,
sonuçlarından biri belirtileri için gereksinimlerinin yitişi ya da azalışıydı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder